Kütüphane Alışkanlığı Güzeldir

Çocukken edinilmesi gereken kültür atmosferi. Kitapların büyülü dünyasının evi.Bu alışkanlığı kazanarak yetişenler vaktin de değerinin farkındadır.Bilgi sevgisi ruhunun temeli kitaplar ve kütüphanedir.Kişi ufkunu bu dünyanın...

Başlatan: Asrevya - Güncelleme: 14 Ocak 2023, 18:34:29 - Gösterim: 581

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kütüphane Alışkanlığı Güzeldir


Çocukken edinilmesi gereken kültür atmosferi. Kitapların büyülü dünyasının evi.
Bu alışkanlığı kazanarak yetişenler vaktin de değerinin farkındadır.
Bilgi sevgisi ruhunun temeli kitaplar ve kütüphanedir.
Kişi ufkunu bu dünyanın algısında şekillendiriyorsa bilgiye saygıyı da çok yönlülüğü de bitmeyen merakı da besleyebilir.
''Ben biliyorum'' ifadesi yerine ''öğrenecek bilgiler hep vardır'' ifadesini kullanabilme erdemi de gelişebilir.
Değeri Değere Değen Kavrar...

Ne güzel bir konu başlığı ve içeriği olmuş. Şuan için uzun yazamayacağım. Alacağınız baki, yarın sabahın köründe ilk işim buraya girip uzun uzun karalamak olacak. 

Az sonraaa demeyeyim reklama girmesin. :D

Alıntı yapılan: Banemin - 14 Ocak 2023, 19:21:00Ne güzel bir konu başlığı ve içeriği olmuş. Şuan için uzun yazamayacağım. Alacağınız baki, yarın sabahın köründe ilk işim buraya girip uzun uzun karalamak olacak.

Az sonraaa demeyeyim reklama girmesin. :D
Eminim ki çok hisseli bir anlatım olacak.
Merakla bekliyorum.:)
Değeri Değere Değen Kavrar...

15 Ocak 2023, 10:17:57 #3 Son düzenlenme: 15 Ocak 2023, 10:23:36 Banemin
Bir çuval yazı yazdım ama hepsi yollayamadan silindi. Ağlamak istiyorum. :D

@Asrevya çıtayı çok yükseğe koymamışsındır umarım. Tekrar yazmaya başlayacağım ama silinenin özeti gibi olacak sanırım.

Almanyada yaklaşık 25 bin kişilik bir kasabada yaşadım bir zamanlar. Sosyal işlerde oldukça aktiftim ve bir toplantıda belediye başkanı kütüphane müdürünün Türklerin kütüphaneyi kullanmamasından şikayetçi olduğunu söyledi. Bir daha ki toplantıya müdüründe katılmasını istedim. Toplantıdan 2-3 gün önce kütüphaneye gittim iyice gezdim, yapılan faaliyetler hakkında bilgi aldım ve toplantı günü geldi.

Müdüre Türkler ve özellikle çocuklar için nasıl bir çalışma yaptığını sordum. Ekstra bir uygulama olmadığını söyledi. Aldım sazı elime. :)

Evlerinde Türkçe konuşan birilerinden sokakta ve özellikle okullarda temiz ve akıcı bir Almanca beklemenin ne derece doğru olduğundan girdim mevzuya. Anadiline bile hakim olamayan insanlardan 2. bir dili kusursuz konuşup anlamasını beklemenin abesle iştigal olacağını söyledim. Kütüphanede günlük gazeteler arasında Türkçe gazete yok, Türkçe kitap yok, okuma günleri sadece Almanca olarak yapılıyor ve anlayamadığı, tam hakim olamadığı bir dilde insanların okumasını veya okuma alışkanlığını kazanmasını bekliyorsunuz. Kütüphaneye bu insanları çekmek istiyorsanız öncelikle sizin bir adım atmanız gerekli. Anadillerinde bir şeylere ulaşabileceklerini görünce ayakları alışacak ve belki de sırf meraktan Almanca bir kitaba da elleri uzanacak ve bu şekilde kendilerini zorlayarak Almanca gelişimlerine de bir katkı sağlayacaklar.

Masadakiler nasıl bir önerim olduğunu sorunca gazetelerden hemen başlanabileceğini, Türkçe kitaplardan bir köşe hazırlanabileceğini, Türkçe okuma günleri düzenlenebileceğini hatta bu günler için okumayı yapacak kişileri organize edebileceğimi söyledim. Belediye başkanı bir çalışma yapmamı, Türkçe kitaplardan bir liste hazırlayıp maliyetini çıkararak kültür müdürü ile iletişime geçmemi istedi. Frankfurtta merkezi bulunan Türk Kitabevi ile görüştüm ve geniş kapsamlı bir kitap listesi ile fiyatlarını ulaştırmalarını istedim. Sağolsunlar gerçekten ilgilendiler ve listeler elime geldi. 800 'ün biraz üzerinde bir liste hazırladım. Maliyeti de 10 bin euroyu biraz geçmişti. Kültür müdürüne ilettim. Belediye meclisinde görüşülüp fikrin ve bütçenin onaylanması 1 ay kadar sürdü ve benden siparişleri vermem istendi. Çocuk kitaplarından klasiklere, polisiye romanlardan tarihi kitaplara kadar uzanan geniş bir yelpazedeki siparişleri geçtim. Bir süre sonra kütüphane müdürü açılış yapmak istediğini söyledi ve organizasyonu yaptık. Geniş bir Alman/Türk katılımı ile açılış günü geldi çattı. Bana da o güne kadar göstermemişlerdi ve bende ilk kez görecektim yapılanları. İçeriye girdik ve bizim tabi ki ilk dikkatimizi çeken Kilisenin çocuk grubuna hazırlatılan kağıttan Türk bayrakları ile Türk köşesinin süslenmiş olmasıydı. İnce bir düşünce ve güzel bir jestti. Sonrasında oluşturulan köşede oturma gruplarını çevreleyen Türkçe kitap rafları gerçekten özenilerek dizayn edilmşti.

Aradan 1-2 ay bir süre geçti bir gün belediye başkanı aradı ve 2 gün sonra akşam kütüphanede bir davet olduğunu ve mutlaka katılmam gerektiğini söyledi. Davete gittim bir sürü kelli felli adam, sivil toplum örgütlerinin başkanları, kiliselerin papazları, meclis üyeleri falan/filan. Başkana yaklaşıp "Hayırdı Mangold özel bir gün mü" dedim. Bekle dedi sadece ve çok beklemedim. Kütüphane müdürü konuşma yapmak için izin istedi ve beni de yanına çağırınca utandığımı ve kızardığımı hissettim. Toplantının bana teşekkür için düzenlendiğini sayemde artık Türklerin de kütüphaneyi sıkça kullandıklarını ve toplumlarının daha da renklendiğini söyledi. Oysa ben sadece fikir vermiştim onlar ise uygulamıştı. Ben de onlara kendi toplumum adına teşekkür ettim.

Demem o ki? :D Bilgisayar çağında kendimiz bile elimizi ayağımızı çekmişken kütüphanelerden çocuklarımıza bu alışkanlığı nasıl kazandıracağız? Arama motorlarından ulaşılan bilgilerin pek çoğu kopyala/yapıştır. Birinin/birilerinin yanlışları bile doğru bilgi gibi paylaşılmakta ve ne kadar çok paylaşılırsa o yanlış bilgi için doğru algısı çoğalmakta.

Kitap kokusu ve kütüphanelerin kendine has o havasını illa teneffüs edip ettirmemiz gerekmekte yeni yetişen nesile de. Okumanın ve araştırmanın sadece tuşlara basılarak yapılan soğuk bir eylem olmadığını anlar ve hissederlerse sanırım kütüphanelerimiz hakettiği ilgiyi görecektir.

15 Ocak 2023, 13:36:11 #4 Son düzenlenme: 15 Ocak 2023, 13:48:11 Asrevya
Size çabalarınız, öncülüğünüz, siz olduğunuz ve bu sayede nice insana  kapı açtığınız için teşekkür ederim. :rose:
Kitap bile dünya demekken kütüphane alışkanlığı için neden olarak dünyalar keşfedilmesini sağlamışsınız.
Aynı zamanda okuyanı hangi milletten olursa olsun dikkate alabilen yerel yöneticileri de kutlamak gerekir.

Çocukları alıp ilçe, şehir kütüphanesine götürmeli. O atmosfer bambaşka.
Yaşamın ne olduğunu orada sessizce bekleyen gizemli yazarlarla sohbet edince daha iyi keşfediyorsunuz.
Ve herkes karşınızda bile dursa, sürüleşmeden kendiniz olabilme cesareti ile dimdik ayakta kalabiliyorsunuz.
Çünkü sizin bir dünya serüveniniz var; üstelik her yüzyılda.


Değeri Değere Değen Kavrar...

Alıntı YapÇünkü sizin bir dünya serüveniniz var; üstelik her yüzyılda.

Ne güzel bir cümle bu!.. :rose:

İlla ki kendi yolunu bulan çocuklarımız olacak ama artık bizlerin de eskisinden fazla yol gösterici olmamız gerekmekte. 

@Asrevya hocam ne güzel bir konuya değinmişsiniz. İlk mesajı okurken  kendime büyük bir pay çıkardım ve pişmanlık duydum. Kızım bir iki defa talep etmesine rağmen erteledim ve hâlâ kütüphaneye götürmedim. Benim öncü olmam gerekirken çocuğa engel oldum sanırım. 

@Banemin abi sende ne güzel birşeye öncü olmuşsun, maalesef biz Türklerin okuma alışkanlığı biraz zayıf. Belediye başkanı aradığında "bakın istediğinizi yaptık ama hâlâ gelen yok" diyecek diye ben olurken korktum. Ama tebrik ederim, herkesin harcı değildi öncü olmak, fikir sunmak. 

İlk fırsatta kızımla kütüphaneye gideceğim ve bundan sonra yaşadığım her ilin kütüphanesine giderek çocuklarım ile kütüphaneyi gezeceğim. Bir kitap nasıl bulunur, nasıl alınıp geri teslim edilir öğrenmelerini sağlayacağım. Ne kadar hayatımıza internet girmiş olsa da kitap ayrı bir lezzet, çocuklarda bu lezzetten mahrum kalmasın. 

Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...

Alıntı yapılan: Banemin - 15 Ocak 2023, 13:58:54Ne güzel bir cümle bu!.. :rose:

İlla ki kendi yolunu bulan çocuklarımız olacak ama artık bizlerin de eskisinden fazla yol gösterici olmamız gerekmekte.
Alıntı yapılan: Kerem - 15 Ocak 2023, 14:13:05@Asrevya hocam ne güzel bir konuya değinmişsiniz. İlk mesajı okurken  kendime büyük bir pay çıkardım ve pişmanlık duydum. Kızım bir iki defa talep etmesine rağmen erteledim ve hâlâ kütüphaneye götürmedim. Benim öncü olmam gerekirken çocuğa engel oldum sanırım.

@Banemin abi sende ne güzel birşeye öncü olmuşsun, maalesef biz Türklerin okuma alışkanlığı biraz zayıf. Belediye başkanı aradığında "bakın istediğinizi yaptık ama hâlâ gelen yok" diyecek diye ben olurken korktum. Ama tebrik ederim, herkesin harcı değildi öncü olmak, fikir sunmak.

İlk fırsatta kızımla kütüphaneye gideceğim ve bundan sonra yaşadığım her ilin kütüphanesine giderek çocuklarım ile kütüphaneyi gezeceğim. Bir kitap nasıl bulunur, nasıl alınıp geri teslim edilir öğrenmelerini sağlayacağım. Ne kadar hayatımıza internet girmiş olsa da kitap ayrı bir lezzet, çocuklarda bu lezzetten mahrum kalmasın.



@Kerem evlatlarınız sizin gibi ebeveynlere sahip olduğu için çok şanslı. Kızınızı da tebrik ederim. Bu ince ruha sahip bir çocuk. Beraber ders çalışan, kütüphaneyi ertelediği için üzülen kaç ebeveyn var? :rose:

@Banemin daha önce nerelerdeydiniz siz. İnanın bu forumda yazılarınızı okumak artık forumun bir parçası gibi geliyor bana.
Lütfen hep olun, zengin ve güzel anlatımınızı bizden esirgemeyin. :rose:
Değeri Değere Değen Kavrar...

@Asrevya ben kendi kendime hep konuşurum zaten bu konuda sıkıntı yok. Konuşmaktan kastım yazmak tabi ki!. :D

Ama karşıdan da böyle güzel tepkiler almak, katkılarını görmek beni sevindiyor. Birlikte susmayalım hep yazalım. :rose:

Benzer Konular (5)

Clicky