a. (ar. derece).
1. Herhangi bir aşama düzeninde kademelerin he: biri; rütbe, basamak: Memurlara yeni bir derece verdiler. En üst dereceye kadar yükseldi. 2. Bir durumun, bir niteliğin, bir şeyin uiaştığı noktanın göreceli şiddeti: Yanığın derecesi ne? Kızgınlığının, kırgınlığının derecesi. Kabalığı hoş görürüm, ama bir dere ceye kadar 3. Sıcaklık ölçmeye yara yan araç. Derece kırıldı. 4.
- Derece almak, derecece girmek, bir yarışmada kazananlar arasında yer atmak: İlk üç gü reşte derece afucağıtrnzı sanıyorum.
- Derece derece, azar azar, yavaş yavaş, teb ricen: Bölge doğuya doğru derece derece yükselir.
- Derecesini almak, bir hastanın vücut ısısını ölçmek.
- Bu, o derece, son derece, çok fazla, pek fazla: O derece kötü olduğunu sanmıyorum. Bu derece kaba olabileceğini düşüne emiştim.
—Esk. Derece-i arz, enlem. | ( Derece-i gıi zet ve hiffet, hafiflik ve kalınlık derecesi...|| Dereceı hararet. ısı derecesi. || Derece -i kâfiyeyeter derecede! Derece-: müsavat, eşitlik derecesi. || Derece! nihayet, son de rece. || Derece-i saniye, ikinci derece. ll Derecei sullem, merdiven basamağı ll Derece-ı tafdil, üstünlük derecesi. ll Derecei tul, boyiam. ll Derecei ûlâ, birinci derece.
—Anal. kim. Bir çözelti derişimınin ölçüm birimi. || Baumâ derecesi, bir sıvının yoğunluğunu ölçmekte kullanılan aerometre çubuğunun göreceli olarak tanımlanmış bölümlerinden her bin. || Klorölçüm derecesi, etkin klor oranı.
—Astrol. Zodyak burçlarının bölümü. (Her burç 30°'ye bölünür. Zodyakın 360"'ye bölünmesi, İ.Û. 170'te Yunanlılar tarafından biliniyordu; bu teknik, İsa'dan binlerce yıl önce Sümerier tarafından bulunmuştu. Kolomböncesi arrıerika halklarının da bu konuda bilgileri vardı.)
—Biyol. Evrim derecesi, canlı türlerden oluşan bir topluluğun bulunduğu evrim aşaması.
—Dağc. Güçlük derecesi, kayalıklara tırmanmada her aşamada karşılaşılan güçlüklerin derecesi. (Bu güçlükler r den [kolay] Vi ya [oldukça güç] kadar numaralanmış derecelerle belirtilir. Her derece kendi içinde alt derecelere bölünür: düşük, normal, ya da yüksek. Yapay tırmanmalar için A1, A2, A3, A4 olarak belirtilmiş dört derece sözkonusudur.)
—Dilbilg. Bir sıfat ya da belirteçle dile getirilen kavramın ulaşabileceği değişken yoğunluk düzeyi (eşitlik, azlık, çokluk). 'Karşılaştırmanın olup olmamasına göre, noe, derece ya da mutlak nitelik taşır. sıfatlarda derece değişkenliği söz konusu değildir. Bunun nedeni ya anlamlarının n rtî olması (birinci, yuvarlak, sonuncu). ya da kimi dillerde, sözkonusu sıfatların Karşılaştırma, enüstünlük bildiren biçimlerinin bulunmasıdır],
—Eğit. Unvan, diploma: Lisans derecesi, doktora derecesi.
—Geom. Dönemi 360 olan pozitif faz. (Simgesi °.) || Cebirsel bir eğrinin ya da düzlemin derecesi, bunların denklemlerinden birini tanımlamaya olanak veren polinomun derecesi.
-Heykc. Metalürj. Döküm kumunu model üstünde sıkıştırmaya yarayan, kare, dikdörtgen ya da çeşitli biçimlerde metal çerçeve.
—Kim. Alkol derecesini düşürme, su katarak alkol oranını azaltmak eylemi,
—Mad. oc. Cevher oranını belirlemede kullanılan, % 1'e eşdeğer ölçü birimi. (Uygun işletme yöntemi, oranın birkaç derece artmasını sağlar.)
—Mant. Birinci dereceden dil, örneğin, birey kümeleri ya da sınıflarının değil de, yalnızca birey değişkenlerinin nicelendirıidiği dil. || Birinci dereceden kuram, birinci dereceden bir dilde biçimselleştirilen kuram.
—Med. huk. Hısımlık derecesi -HISIMLIK. || ipotek derecesi - İPOTEK.
—Mûz. Iskaladaki seslerden her biri. (Derece kavramı, tonalite kavramına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir derece, gamın içerdiği hiyerarşiye ve gam içinde üstlendiği işleve göre tanımlanır. Derecelerin sayısı yedidir: durak [1. derece], durak-üstü [2 derece), ortanca [3. derece], çeken-altı [4. derece], çeken [5. derece], çeken-üstü [6. derece], yeden [7. derece],)
— Ûlçbil. Çeşitli deneysel ölçü bölmelerine verilen ad: Fahrenheit derecesi (sıcaklık), alkol derecesi (alkol oranı), Baumâ derecesi (yoğunluk). [Santigrat derecesi de denilen ve kelvine eşit olan SI sıcaklık birimi Celsius derecesi (simgesi °C) yalnızca Celsius sıcaklığını ifade eder: Buz sıfır derece Celsius'ta erir.] || Çember uzunluğunun 1/360'ına eşit yay birimi. || Çember üzerinde bir derecelik bir yayı gören merkez açıya eşdeğer açı birimi (simgesi °). [Dik açı 90°'dir. Derecenin askatları dakika (simgesi') ve yay saniyesi ya da açı saniyesi'dir (simgesi ").]
—Petr. san. Bir yağlayıcının, eş nitelikte, arna değişik akışmazlığı olan ürünler dizisi içindeki akışmazlık düzeyi.
—Polim. Termoplastik bir maddeye, özellikle polietilene, erimiş durumdaki akışkanlığını belirtmek üzere verilen birleşik sayı. (Derece, erimiş durumda, bir norm ile akışmazlığa bağlanan saymaca bir büyüktür. Benzer terimler olarak [ama bunlar farklı bir normu gösterir] "akışmazlık indisi" ile "erime göstergesi" de sayılabilir.) ll Polimerleşme derecesi, bir polimer molekülünde yer alan monomer motif ya LU birimlerin sayısı.
—Seram. Düşük derece kilin suyunun giderildiği ve 200" ile 60C°C arasında gerçekleştirilen nişim evresi, || Yüksek derece, masenin istenen sertliği kazandığı ve kesin rengini aldığı, sırın eridiği ve renklerin oluştuğu pişim evresi.
—Sesbilg. Nicel bir almaşmaya uğrayan ünlünün çeşitli durumlarına (tam, indirgenmiş ya da uzun) verilen ad.
—Şarapç. Alkol derecesi, yüzde olarak şarapta bulunan etil alkol miktarı.
—ANSİKL. Biyol. Paleontoloji hem hayvanlar, hem bitkiler bakımından, uzaktan akraba olan birçok ayrı soyun nasıl birbirine koşut evrim geçirdiğini gösteren sayısız örneklerle doludur. Bu nedenle en gelişmiş türlerin ortak bir soydan geldiğine şimdi daha çok inanılmaktadır. Bu türler atalarının bulunduğu evrim derecesinden daha üstün bir evrim derecesine ulaşmışlardır; ancak bu kavram büyük grupları (sınıf, takım, familya, vb.) kapsamaz Örneğin böceklerdeki nemf uykusu, omurgalılardaki sıcakkanlılık, çiçeklerdeki bitişik taçyapraklılık birer evrim derecesidir; hatta bitki ve hayvanların su dışındaki yaşama uyum sağlamaları da bir evrim derecesi sayılabilir. Demek ki. bu kavram çok kesin bir geçerlik taşımaz, ama biyolojik evrimin önemli bir yönünü gösterir: koşutluk, hatta yöneşme, evrimin karşıt bir yönü olan çeşitfenmeyle, yani ayrı doğrultuda gelişmeyle tam bir aykırılık halindedir.
—ida. huk. Devlet memurları yasası'nda, memurların öğrenim durumlarına göre girebildikleri ve yükselebildikleri dereceler, 15. dereceden 1. dereceye kadar bir tablo halinde gösterilmiştir. Devlet memurları koşulları uygunsa bulundukları dereceden bir üst dereceye yükselebilirler. Bu yükselmeye dikey yükselme de denir.
—Polim. Bir polimer, makromolekül adı verilen çok büyük boyutlu moleküllerden oluşur; bu makromoleküller de, monomer motifi ya da monomer birimi denen aynı yapının yinelenmesinden meydana gelir. Bir polimeri oluşturan makromoleküller, n sayıda monomer birim içerirse bütünün M molar kütlesi: M = monomer birimin molar kütlesi xn olur. örneğin polimerleşme derecesi 50, monomer birimin molar kütlesi 226 olan bir poliamit 6,6'nın molar kütlesi, 226 x 50 - 11 500'dür. Kimi doğal makromoleküllü maddeler dışında bir polimer, gerçekte her zaman farklı polimerleşme derecelerindeki makromoleküllerin karışımından oluşur. Bu nedenle, ortalama polimerleşme dereceleri ile ortalama molar kütlelerinin tanımlanmaları yoluna gidilmiştir.
|