Baneminin Bit Pazarı...

Merhaba Forumsevergiller. Banemin hayırlı işler diler. (Bir zamanlar Demirbank adıyla varolmuş ve radyoda program aralarında sürekli "Demirbank hayırlı işler diler" spotuyla çevreyi rahatsız eden slogandan...

Başlatan: Banemin - Güncelleme: 24 Aralık 2022, 13:48:25 - Gösterim: 2,125

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Baneminin Bit Pazarı...


Sisler içindeki Sapanca gölü gelir aklına hep hüzünlerinde.

Oysa hayatında bir kere gitti oraya. Şimdi gitmeye kalksa bile yolu bulamaz.
O zamanlar 15 yaşında idi onu tanıdığımda. Yakışıklı ve oldukça da hızlı bir delikanli sayılırdı. Çevresinde her zaman güzel bir arkadaş grubu ve o grubun içinde hep bir kız arkadasşı olurdu. Işte ilk aşkınıda o zamanlar tanımıştı.

Ölümlerin çetelesi tutuluyordu o tarihlerde. "Bugün bizden 3 kişi öldü, yarın onlardan 4 gitmeliydi". Onun da vardı sempati duyduğu siyasi görüşler. Ama sorguladıkça olayları kendini uzak tutması gerektiğini anladi. Fikirlerini kabul ettirebilmek için insanların ölmesi gerekmezdi. Insanların iyiliğini isteyenlerin, mutlu günler vaad edenlerin, insanları öldürmesini ve sokaklarda çatışmasını kabul edemiyordu.

Kamplara bölünmüş bu ortamda o aşkını yaşamayı ihmal etmiyordu.

O devrin aşkları şimdi yaşananlara pek benzemezdi. Cinsellikten çok paylaşmak önemliydi, sevmek önemliydi. Elini tuttuğunda duyduğun heyecan, onun dudaklarının titremesi yetiyordu insana. Yada en azından ona.
Okula gitmemek icin hep boykotlar beklenmezdi. Bazen genç olduğumuz gelirdi aklımıza ve geziler düzenlerdik. Işte Sapanca gölüyle tanişmamız böyle bir gezi ile oldu.

Göle kadar uzanan ormanin icinde bir kir lokantasiydi gittigimiz yer. Sonbaharin renkleri tüm ihtisamiyla boyamisti her yeri. Ahmak islatan yagmuruyla islanan bizler, topragin kokusunu icimize cekmenin mutlulugunu yasiyorduk. Guruptan ayrilip el ele ormanin icine yapilan yürüyüsler ayri bir haz veriyordu.

Konusuyorlardi sürekli. Kuslardan, solucanlardan, ciceklerden, börtü-böcekten degil de siyasetten, dinden ve inanclardan bahsediyorlardi.
Bizim delikanli ailesinde Alevilerinde oldugunu söyledi lafin arasinda. Sonra uzun bir sessizlik oldu.

Iste o zaman farketti Sapanca gölünün üzerindeki sisi. Ormanda, ağaçlardan 50 metre ilerisi gözükmüyordu. Ama göle ne olmustu? Karsi kiyi gözükmüyor ve o ileriyi görememekten nefret ederdi. Hüzün basmisti icini bir kez ve aksam sessiz gelmisti.

Ertesi gün okulda selamlastilar ama icinin titremesinin heyecandan degilde soguktan oldugunu anlamisti. Ne oldugunu bilmesine ragmen sormak ve duymak istedi biran. Vazgecti...

O, Insanlarin kutuplasmasina anlam veremeyen, kabul edemeyen insan kendi gibi düsünmeyen birine asikti.
Ailesinde alevi olmasina ragmen kendi degildi. Bunu söylemeyerek onurunu ve düsüncelerini ilk askina tercih etmisti. Her gün ayni sinifta gözgöze olsa da, elini tuttugunda duydugu heyecani cok özlese de, bir daha konusmadi. Liseyi bitirecekleri gün kiz herseyi biliyordu ve birbirlerini hala seviyorlardi. Ama o, kendine ihanet etmemek adina bitirmisti, hicbir zaman unutamayacagi ilk askini.

Gecenlerde tekrar gördüm o delikanliyi. Saclarinda beyazlar vardi. Hayatinda degisen o kadar cok sey var ki teker teker anlatmak uzun sürer. Ama degismeyeni ayni kalmis..
Yine düsüncelerine, onuruna ve kisacasi kendine ihanet etmeme adina bir maceraya dalmis.

Ve...
Su anda yine aklinda sisler icindeki Sapanca gölü var. Gitmeye kalksa yolunu bile bulamaz.

Sapanca gölünde sis yoktu o gün. Biliyordu gözlerindeki bugunun buna neden oldugunu. Ama aptalca bir inatla, hala kendine bile itiraf edemiyor.


*Banemin*

Üstteki yazı Almanca klavyeden çıkmıştı. Türkçe karakterleri eklemeye başladım ama tabi ki sıkıldım sonra ve yarısını bıraktım. Siz okurken azıcık zahmete girin ve o kısımlarda Türkçe karakter varmış gibi yapın artık. :D

Miskinim ben Alla Alla... :hih2:

17 Ocak 2023, 11:02:22 #32 Son düzenlenme: 17 Ocak 2023, 17:31:02 Kerem
Okurken çok üzüldüm. Hala kıramadık o zihniyeti. Karşımızda ki insanın kalbinin güzelliğini değil hâlâ diline, dinine ne bileyim teninin rengine bakıyoruz. Her seferinde insan olduğumuzu unutuyoruz.
Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...

Yine hisse dolu, hüzünlü ve yaşam ağrısı hissedilen manidar bir yazı. :rose:
Ruhu olan anlatım. Dönemin şartları, bakış açısı, keşkelerin sessiz yolculuğu.
Yarım kalmış olan ve sızı taşıyan anılardan.
Paylaşımınız için teşekkürler. :(  :spk:
Değeri Değere Değen Kavrar...

Bazen hüzün de iyidir. Tiryakilik olmasın yeter ki!..

Teşekkürler yorumlar için. :)




21 Ocak 2023, 11:19:16 #35 Son düzenlenme: 21 Ocak 2023, 11:21:39 Banemin
Uyuyamadım hala.

Ağaran tan yeriyle belirgenleşmeye başlayan ufuk çizgisinde çarşaf gibi denizde yol alan gemileri izledim biraz. Sonra erkenci martıların çığlıkları doldu açık penceremden içeri. Sıkılan canıma iyi gelen bir ruh haliyle sonlandırmıştım geceyi, bunlarda üstüne bal-kaymak gibi oldu.

Bakmayın "bal-kaymak" dediğime. Benim ikisiyle de pek aram yoktur ama adettendir diye yaptım o betimlemeyi. Anlayın işte... Güneşi hafiften doğdurduğum bu saatte keyfim yerinde...

İngilizlerin ağzından purosu düşmeyen liderleri Çörçil hazretlerinin ölüm döşeğindeyken "Ben Tanrımı görmeye hazırım, acaba o da beni görmeye hazır mı?" dediği söylensede, aslında, "her şey çok sıkıcı" diyerek ikilemiş bu dünyadan.

2 gündür bana da çok sıkıcı geliyordu herşey ve hafiften hazırlıklara başlamıştım bile. Pılımı pırtımı toplamış, son görüşmelerimi yapmış ve toprağımı bile hazırlamıştım üzerimi örtmek için. Gömecektim kendimi bilinmeyen yerlere...

Gelecek için bugünü kurban etme lüksümüz var mı?

Geleceğinden emin olmadığımız 5, 10, 20 yıl sonrasını düşünerek bugünü kurban etmek, ertelemek bir şeyleri ve 10 yıl sonrası için yapılan hazırlıkların tam vadesi dolacakken cartlağı çekmek...

Kapıda karşılayanlara ne diyeceğiz?

"Bana verilen yaşam süresini bilmediğim için ortalamayı baz alarak yaptığım yatırımların meyvesini yiyemedim. Sırf bu meyveleri yetiştirmek için elimde olan sürenin de tadını çıkaramadım. Beni geri gönderin alacağım kalmasın hayattan" desek, cevap ne olurdu acaba?

Belki de bizden önce gidenlerden bu soruyu soran çok olmuştur ama aldıkları cevabın "tamam ulan! hadi git eksik kalanlarını yaşa" demedikleri kesin. Nasıl mı eminim? Var mı geri gelen çevrenizde?

Camı kıran çocukların pataklandığı, kalp kıran çocukların haklı gösterilmeye çalışıldığı bir dünyada yaşıyoruz.

Yalnız kalmaktan korkan, dostlarının... Aç kalmaktan korkan ise yediklerinin kıymetini bilmez.

Zorunluluklarının esiri olur insanlar ve ellerindekini kaybetmekten o kadar korkarlar ki, özgür olmak yerine özgürlük şarkıları söylerler yalnızca...

Hayata karşı sorumluluklarımızla, kaybetmekten korkarak sıkı sıkı sarıldıklarımızı karıştırmayalım.

Balıkçı motorları ve küçük kayıklar sahne aldı şimdi. Marmara sanki Çanakkale boğazına doğru akıyor ve bu hızla giderse, penceremin karşısında kuru ve büyük bir çukur oluşacakmış gibi düşünmekten alamıyorum kendimi.

O çukuru göreceğim güne kadar penceremden gördüğüm güzellikleri ertelemeden yaşamaya devam edeceğim ben yine de...

*Banemin* (01.07.2012)

Benzer Konular (5)

383

Yanıtlar: 0
Gösterim: 5162

382

Yanıtlar: 13
Gösterim: 8102

6286

Yanıtlar: 1
Gösterim: 262

6911

Yanıtlar: 0
Gösterim: 124

Clicky