Tırnova kuşatması 1393 yılının ilkbaharında meydana geldi ve kesin bir Osmanlı zaferiyle sonuçlandı. Başkentinin düşmesiyle Bulgar İmparatorluğu'nun varlığı Tuna Nehri boyunca bulunan birkaç kaleye indirildi. Tırnova, diğer tüm Bulgar kasabalarından büyüktü, kısmen doğal, kısmen yapay surları nedeniyle mühimdi. Bu nedenden ötürü Türkler önce Bulgaristan'ın bu bölgesine akın etti.

 Muharebe
 1393 yılının ilkbaharında, I. Bayezid, birliklerini Anadolu'dan topladı, Çanakkale Boğazı'nı geçti ve muhtemelen Makedonya'dan bazı Hıristiyan hükümdarları da barındıran batı ordusuna katıldı. Ana komutayı oğlu Süleyman Çelebi'ye emanet etti ve Tırnova'ya gitmesini emretti.

Kasaba her taraftan kuşatılmıştı. Nüfus direndi ama sonunda üç aylık bir kuşatmadan sonra, 17 Temmuz 1393'te Çareveç kalesi yönündeki bir saldırının ardından teslim oldu. Mevcut kiliseler camilere, hamamlara veya ahırlara çevrildi.

Süleyman Çelebi, yerel bir komutan atadıktan sonra şehri terk etti.

 Sonuçları
 Şehrin önde gelen sakinleri Anadolu'da sürgüne gönderildi. Patrik Trakya'ya sürgüne gönderildi. Sürgünde öldü ve daha sonra halkının ulusal azizi olarak övüldü.

Türkler daha sonra Çareveç'i ele geçirdi. Birçok tüccar ve boyar Müslüman oldu. Muharebe nedeniyle kısmen hasar görmüş olan ve II. İvan Asen tarafından yaptırılan ünlü Kırk Şehit Kilisesi, camiye çevrildi.