Artık kimsenin kötü çıktığı bir fotoğraf görmek mümkün değil. Kimse kötü çıkmadığı için değil, böyle bir fotoğraf derhal çok gizli bir bilgi gibi imha edildiği için. Kimse tam olarak mükemmel olmadığı bir fotoğraf için paylaşa tıklamaz. İnternette sonsuza kadar var olabilecek bir şeyde en harika haliyle bulunmak herkes için ortak bir kaygı olsa da, ruh sağlığını pek iyi etkilemiyor. Çoğu zaman fotoğraflar, odaklanmamış, tesadüfi, aşırı pozlanmış ve yanmış bir şekilde çıkıyordu. Kamerayı doğru kullanmak herkesin sahip olmadığı bir beceriydi. Flaşın ne zaman ve nasıl kapatılacağını pek kimse bilmiyordu. Deklanşöre bir kez tıklandığınızda ne çıkacağını asla bilemezdiniz. Gün ışığına çıkmadan önce karanlık odalarda uzun süre beklemesi gereken fotoğraflar, tam bir sürpriz konusuydu. Bu yüzden kameralar yalnızca özel günlerde, birkaç hatıra pozu için ortaya çıkıyor ve bir sonraki özel güne kadar ortadan kayboluyordu. Günümüzde sürekli ölümsüzleştirilen anlar, fotoğraflara bakış açımızı değiştirmenin de ötesinde, anı yaşamanın da önüne geçiyor. Modern psikoloji ve birçok felsefenin mutlu olmak için biricik şartı olan akışta kalmak, sürekli anı yakalamaya çalışan bir çevrede, çok da kolay değil. Eyvah, fotojenik değilim! Fotoğraflarda güzel çıkmak ya da çıkmamak, işte bütün mesele bu! Ya da öyle mi? Fotoğrafları bir yansıma olarak düşünmek doğru gelse de aslında durum pek de öyle değil. ir aynadan farklı olarak, internette paylaşılan bir fotoğraf dikkatinizi diğer insanlara nasıl göründüğünüze çevirebilir. Yani kendinizi beğenmemenin ötesinde, gördüğünüz kişinin insanlar tarafından beğenilmemesinden korkuyorsunuz ancak, gerçek değer ve sevgi zaten dış görünüşten bağımsız gelişmeli. Fotoğraflarda gördüğünüz yüz, sizin için pek de tanıdık değil. Gün içerisine sürekli başkalarının yüzünü görüyorsunuz ve aslında en az gördüğünüz yüz kendinizinki. Üstelik yüzünüzü gördüğünüzde de aynada, soldan sağa ters çevrildiği görüntüye alışkınız. Bütün bunlar fotoğraftaki halinizi oldukça yabancı biri yapıyor. Bir şeye en kadar uzun süre bakarsanız, o kadar sorun görürsünüz.
Bir fotoğraf ruh halinizi etkilemesin! Güzel geçen bir akşamı ölümsüzleştirmek adına fotoğraf çektirip, nasıl çıktığınızı gördüğünüzde moraliniz bozuluyorsa, fotoğraf teknolojisi amacından sapmış demektir. Hiçbir fotoğraf, kendinizi kötü hissetmenize neden olmamalı ancak olduğunda, birkaç adımı takip ederek daha iyi hissedebilirsiniz.
Olumsuz düşüncelerinizi kabul edin sonra dikkatinizi dağıtmaya çalışın,Kimsenin o kadar da umurunda olmadığınızı hatırlayın Bu, kimsenin sizi önemsemediği anlamına gelmez ancak kimse fotoğraflarınız üzerine kötü bir eleştiri yapmak içi vakit harcamaz. Çoğu zaman bu fotoğraflara birkaç defadan fazla veya birkaç saniye bakılsa bile bakılmayacağını akılda tutmak önemlidir. Diğerleri görünüşünüzle sizin kadar ilgilenmiyorlar ve sizin kendinizi eleştirdiğiniz kadar sert bir şekilde eleştirmiyorlar. Kendinizi onların yerine koymayı deneyin: Önem verdiğiniz insanların, hatta yabancıların fotoğraflarını düşünüyor ve günlerce onları saplantı haline getiriyor musunuz? Bunu yapsanız bile, bu muhtemelen o kişinin algılanan kusurlarıyla değil, kendi güvensizliklerinizle ilgilidir.
Neyi arasanız onu bulursunuz, o yüzden kusur armayı bırakın ve iyiyi bulmaya çalışın. Resmin tamamını görmenize yardımcı olmak için, söz konusu fotoğrafta beğendiğiniz üç şeyi ve ardından görünüşle ilgisi olmayan kendinizde beğendiğiniz üç şeyi belirlemeyi deneyebilirsiniz. Bir fotoğrafınıza olumsuz bir tepki vermek, belirli bir şekilde görünmek için toplumsal baskıların gerçekten güçlü olduğunu hatırlatma işlevi görebilir. Ayrıca, bir fotoğrafı beğenmemenin, vücudunuzla ilişkinizi geliştirmek için yapmış olduğunuz herhangi bir şifayı azaltmadığını ve kesinlikle sizi kötü bir insan yapmadığını hatırlamakta fayda var.
Unutmayın, fotoğraflar her zaman sizi yansıtmaz siz bir kareye sığdırılmış bir andan çok daha fazlasısınız.
|