Evlilik ilişkisi birçok yönden komplike bir yapı olmakla beraber duygusal olarak da sürekli değişim halindedir. Kadın ve erkeğin bir araya gelerek bağlılıklarını yasal bir törenle ifade ettikten sonra evlilik yaşamları da başlamış olur. Evlilikte canlılık eşler arasında yaşanan sözlü veya sözsüz iletişim ve etkileşim sayesinde anlaşılmaktadır.
Eşlerin evlilik ilişkilerini nasıl değerlendirdikleri önemlidir. Evlilik içinde zorunlu veya gönüllü davranışlar bir denge kazandığı zaman, eşler 2 evliliklerinden memnuniyet duyar ve ilişkilerinden doyum sağlarlar. Eşler karşılıklı olarak birbirini sevmek ve beğenilme ihtiyacı hissederler. Özellikle 'sevgi' insan için çok önemli bir gereksinimken evlilik içerisinde ilişkinin doyuma ulaşmasında, birçok olumlu ve olumsuz anının birlikte yaşanmasına, eşlerin hayatlarını birbirlerine adamalarına ve birliktelik hazzının yaşanmasında payı büyüktür. Bu durumlar ilişkinin istikrarını belirlemede önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır (Özgüven, 2020). Özellikle bu kavram Thibaut ve Kelley'in (1950) Karşılıklı Bağımlılık Kuramında geliştirmiş olduğu ilişkiden alınan doyum düzeyi ve seçeneklerin niteliği kavramlarına ek olarak romantik ilişkilerin devamlılığını inceleyebilmek amacıyla Rusbult (1980) tarafından Yatırım Modeli geliştirilmiştir. Yatırım Modeline göre ilişki istikrarı üç bağımsız faktörden kaynaklanır: Doyum düzeyi, alternatiflerin kalitesi ve yatırım büyüklüğüdür. Doyum düzeyi bireyin romantik katılımının öznel değerlendirmesini içermektedir. Alternatif kalitesi, bireyin ilişkisindeki potansiyel seçeneklerin arzu edilip edilmediği ile ilgili kısma değinmektedir. Yatırım büyüklüğü ise, belirli bir ilişkiye ve ilişkinin sona ermesi halinde değeri azalacak veya bütünüyle kaybedilebilecek kaynakları ifade etmektedir.
Bireyler ilişkilerinden doyum sağladıkları, alternatif seçeneklerinin zayıf olduğu ve çok sayıda yatırım yapmış oldukları ölçüde ilişkilerinde istikrarı geliştirmiş olurlar (Lehmiller, Agnew, 2007). Kişilik tüm davranış ve tutumlar üzerinde bir etkiye sahiptir. Kişilik, evlilik ilişkilerinde eşlerin davranış, tutum ve hareketlerini etkileyeceği olası olarak gözükmektedir. Bu araştırma, bu düşünceden yola çıkarak nevrotik kişilik tiplerinin evli bireylerde ilişki istikrarı üzerinde etkisini incelemektedir.
Araştırmanın Problemi
Nevrotik kişilik tiplerinden uysal tip, saldırgan tip ve kopuk tipin evli bireylerde ilişki istikrarı yani doyum düzeyi, seçeneklerin niteliğini değerlendirme ve yatırım düzeyleri arasında ilişki var mıdır?
Araştırmanın Amacı
Kişilik günlük hayatta birçok davranış, tutum, hareket ve ilişki süreçleri üzerinde belirgin bir rol oynamaktadır. Bu çalışma bu düşünceden yola çıkarak nevrotik kişiliğin evli bireylerdeki ilişki istikrarını ne düzeyde etkilediğini incelemiştir. Bu amaç doğrultusunda çalışmaya Türkiye'nin çeşitli illerinde yaşayan 20-65 yaşları arasında kadın ve erkek bireyler gönüllü olarak dahil edilmiştir.
Araştırmanın Hipotezleri
1. Kişilik tiplerinden uysal tip ile ilişkiden alınan doyum düzeyi arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır. 2. Kişilik tiplerinden saldırgan tip ile ilişkiden alınan doyum düzeyi arasında negatif yönlü bir ilişki vardır. 3. Kişilik tiplerinden kopuk tip ile ilişkiden alınan doyum düzeyi arasında negatif yönlü bir ilişki vardır. 4. Kişilik tiplerinden uysal tip ile seçeneklerin niteliğini değerlendirme düzeyi arasında negatif yönlü bir ilişki vardır. 5. Kişilik tiplerinden saldırgan tip ile seçeneklerin niteliğini değerlendirme düzeyi arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır. 6. Kişilik tiplerinden kopuk tip ile seçeneklerin niteliğini değerlendirme düzeyi arasında negatif yönlü bir ilişki vardır. 7. Kişilik tiplerinden uysal tip ile ilişkiye yapılan yatırım düzeyi arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır. 8. Kişilik tiplerinden saldırgan tip ile ilişkiye yapılan yatırım düzeyi arasında negatif yönlü bir ilişki vardır. 9. Kişilik tiplerinden kopuk tip ile ilişkiye yapılan yatırım düzeyi arasında negatif yönlü bir ilişki vardır. 10. Nevrotik kişilik tipleri ve ilişki istikrarı açısından kadın ve erkekler arasında anlamlı bir farklılık vardır. 11. Evli olarak geçirilen yıl sayısı arttıkça ilişkiden alınan doyum düzeyi ve ilişkiye yapılan yatırım düzeyi artmaktadır 12. Evli bireylerin eğitim durumları ile ilişki istikrarı arasında anlamlı bir farklılık vardır. 13. Psikiyatrik yardım almak ve ilişkiden alınan doyum düzeyi ve ilişkiye yapılan yatırım düzeyi arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır.
Sonuç
Çalışmada nevrotik kişilik tipleri ve ilişki istikrarına cinsiyetin etkisi incelendiğinde, ilişki istikrarı açısından kadın ve erkekler arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olduğu, erkek katılımcıların ilişki istikrarı düzeylerinin kadın katılımcılara kıyasla daha yüksek olduğu bulunmuştur. İlişki istikrarı açısından bakıldığında literatürde bir görüş birliği bulunmadığı görülmektedir. Rusbult, Martz ve Agnew (1998), yatırım modeli değişkenlerinin (doyum düzeyi, seçeneklerin niteliğini değerlendirme ve yatırım düzeyi) cinsiyet farklılıklarını incelediğinde, kadınların erkeklere kıyasla ilişkilerinden daha fazla doyum aldıklarını, daha az alternatif seçeneklerinin olduğu ve daha fazla yatırım yaptıklarını bildirmiştir. Zeren'in (2020), yaptığı araştırma sonuçlarına göre, kadın ve erkeklerin ilişki istikrarı alt boyutları incelendiğinde cinsiyet kaynaklı farklı sonuçlar elde etmiştir. İlişki doyumu ve bağlılık alt boyutlarında cinsiyet açısından bir farklılık bulunmazken yatırım ve seçeneklerin niteliğini değerlendirme alt boyutlarında cinsiyet bakımından farklılıklar görülmüştür. Akarsu'ya (2018), göre ilişki doyumu ve ilişki yatırımı düzeyleri cinsiyete bağlı olarak anlamlı bir fark göstermemektedir. Seçeneklerin niteliğini değerlendirme düzeyleri cinsiyete bağlı olarak anlamlı bir fark göstermektedir. Akbayrak (2019), ilişki istikrarı alt boyutlarından olan ilişki doyumunun cinsiyete göre farklılaştığını, erkeklerin kadınlara oranla evliliklerinden 54 daha fazla doyum aldıklarını belirtmiştir. Seçeneklerin niteliğini değerlendirme düzeyi ve yatırım düzeyinin cinsiyete göre farklılaşmadığı sonucuna ulaşmıştır.
Nevrotik kişilik tipleri açısından ise kadın ve erkekler arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olmadığı bulunmuştur. Nevrotik kişilik tipleri açısından cinsiyet farklılıkları literatür çerçevesinde incelendiğinde saldırganlık ve kopukluk ölçek ortalamaları erkeklerde anlamlı derecede yüksek bulunurken uysallık ölçeğinden elde edilen puan ortalamalarının kadın ve erkekler arasında bir farklılık meydana getirmediği belirtilmiştir (Bilge ve Bilge, 2018). Coolidge (2012), HCTI'nin orijinal ölçeğini geliştirdiği çalışmada erkeklerin saldırgan ve kopukluk ölçeklerinden daha yüksek puan aldıklarını belirtirken uysallık ölçeğinde ise kadınların erkeklere göre daha yüksek puan aldığını bildirmiştir. Fakat bunun etki boyutunun küçük olduğunu vurgulamıştır. Çalışma sonucunun örneklemimizin sayı, cinsiyet dağılımı, eğitim düzeyi gibi özelliklerine bağlı olabileceği, farklı örneklemlerle tekrarına gereksinim olduğu düşünülmüştür. Evli olarak geçirilen yıl sayısının ilişki doyumu ve ilişki yatırımına etkisi incelenmiştir. Yapılan analiz sonuçlarına göre ilişki doyum düzeyi, ilişkiye yapılan yatırımı ve evli olarak geçirilen yıl arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmüştür. Bu sonuçlar literatür araştırmalarını destekler niteliktedir Rusbult, Martz ve Agnew'in (1998), 'Yatırım Modeli: bağlılık düzeyini, doyum düzeyini, alternatif kalitesini ve yatırım boyutunu ölçme' adlı çalışmasında doyum düzeyi ve alternatif kalitesi ilişkilerin süresini yordamamaktadır. Yatırım düzeyi ise ilişki süreleri ile zayıf fakat pozitif olarak ilişkilendirilmiştir. Eker-Durmuş (2020), yaptığı araştırmada ilişki süresi değişkeninin bireylerin ilişki doyumu, ilişki yatırımı, alternatiflerin kalitesi ve öznel partner affediciliği bağlamında iki yıldan az ve daha uzun süre ilişkiye devam etme noktasında romantik ilişkisi olan bireyleri birbirinden ayırmadığı belirtilmiştir. Uzun (2017), yaptığı çalışmada kişilerin ilişki doyumu düzeyleri arasında evlilik süresine göre anlamlı bir fark bulunmamıştır ve bireylerin ilişki yatırımı düzeyleri arasında flört süresine göre anlamlı bir farklılık bulunmadığı vurgulanmıştır. Akarsu'ya (2018), göre ilişki doyumu, ilişki yatırımı ve seçeneklerin niteliğini değerlendirme düzeyi ilişki süresine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir.
Uzman Psikolog Sema Nur yıldırım, İstanbul Gelişim Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans tezi.
Makalenin tamamı için
Nevrotik kişilik tipleri ve evli bireylerin ilişki istikrarı arasındaki ilişki
acikerisim.gelisim.edu.tr
|