Rüyaların Psikolojisi Hakkında Bilmeniz Gereken 9 Şey

Rüyalar, uyurken gerçekleşen hikayelerdir.Rüyalar, farklı uzunluklarda sürebilir, karanlık ve korkutucu olabilir. Bazıları Jüpiter'de yaşıyormuşuz gibi hissettirirken bazıları son derece normal ve rasyoneldir. Zamanın...

Başlatan: Maui - Güncelleme: 13 Kasım 2021, 11:29:37 - Gösterim: 1,230

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Rüyaların Psikolojisi Hakkında Bilmeniz Gereken 9 Şey




  • Rüyalar, uyurken gerçekleşen hikayelerdir.
Rüyalar, farklı uzunluklarda sürebilir, karanlık ve korkutucu olabilir. Bazıları Jüpiter'de yaşıyormuşuz gibi hissettirirken bazıları son derece normal ve rasyoneldir. Zamanın başlangıcından bu yana rüya gören insanoğlu nasıl rüya gördüğüne, gördüğü rüyaların ne anlama geldiğine ve rüyaların uyanıkken insanları nasıl etkilediğine dair birçok çalışma yapmıştır. Rüyalar çok fazla soru işreti bulundurması ve karmaşık bir konu olmasına rağmen büyüleyicidir.

  • Rüyalar 1899'da psikolojik bir çalışma haline geldi.
Rüyalar ilk olarak Eski Mısırlılar arasında tanınmaya başladı. Eski Mısırlılar rüyaların geleceğimiz hakkında bizimle iletişim kuran tanrılar ve kehanetler olduğuna inanıyorlardı. Bunun birlikte, rüyalar Sigmund Freud'un konuyla ilgili bir kitap yayınladığı 1899 yılına kadar psikolojik bir çalışma haline gelmemişti. Freud'un "Rüyaların Yorumıı" kitabı ise Freud'un bilinçaltındaki teorileri ile doluydu. Kitaptaki ana teori, rüyalarımızın psikolojik olarak bize bağlı olmasıydı. Rüyalar, beynimizdeki bir hikayeden daha fazlası ve hayatımızdaki önemli unsurlara işaret ediyorlar.

  • "Asla rüya görmediklerini" iddia eden insanlar bile rüya görüyor.
Gördüğümüz rüyaların %95'inin unutulduğuna inanılıyor ve bu yüzden çoğumuz rüyalarımızın sadece küçük bir kısmını hatırlıyor. Fakat hatırlamasak bile hepimiz rüya görüyoruz.  Geceleri yaklaşık iki saat rüya görebiliriz. Bu süre genellikle içinde birkaç farklı rüyayı gerektirir ve rüyalarımız ortalama 5 ila 20 dakika arasında sürebilir. Uyanmaya başladığımızda rüyalarımızın çoğunu hatırlamamamızın nedeni aslında oldukça basittir. Frontal loblarımız beynin anıları yaratan ve koruyan kısımlarıdır. Uyurken frontal loblarımız aktif değildir. Bu yüzden rüyalarımız tam olarak işlenemediği için hatırlanmadığı anlamına gelir.

  • Hayatımız ile rüyalarımız arasında derin bir bağ olabilir.
Freud'un teorilerine benzer şekilde, rüyalar kesinlikle hayatımızla bağlantılı olabilir. Rüyalar yaşadığımız hayatlar hakkında fikir verme yeteneğine sahiptir. Bu elbette tartışılabilir olsa da, rüyalarımızı içsel psikolojimize bağlamanın başka bir yoludur. Birçok bilim adamı, filozof ve terapist, rüyalarımızın bize bilmemiz gereken şeyleri ve hayatımızdaki şeyler hakkında gerçekten nasıl hissettiğimizi söylediğine inanmaktadır. Rüyaların bize ne üzerine çalışmamız gerektiğini, ne ifade etmemiz gerektiğini ve hangi yolları seçmemiz gerektiğini gösterdiği düşünülür. Belki de rüyalarımızı görmezden gelmek, kendimizle ilgili bir haber raporunu görmezden gelmek gibidir!

  • Kabuslar gözlerimizi açtıktan sonra bile bizimle kalır.
Olumsuz rüyalara kabus denir. Kabuslar genellikle çocukları etkilerken, yetişkinler de kesinlikle onlardan muzdariptir. Bu kötü rüyalar beynimizde güçlü bir duygusal tepkiye neden olma eğilimindedir. Bu tepki, korku, endişe, üzüntü vb. gibi birçok farklı duyguya yol açabilir. Kabuslar genellikle iyi bir fiziksel sağlığınız varsa hayatı tehdit edici olmayabilir ama bıraktığı duygusal tepki kesinlikle psikolojik durumunuzu olumsuz yönde etkileyebilir.                                                      Ayrıca kabuslar da beyin zaten stresli olduğu için ortaya çıkabilir. Birisi stres altındaysa, endişeliyse, düzensiz uyuyorsa, ilaç alıyorsa veya TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) gibi bir zihinsel sağlık bozukluğu teşhisi konmuşsa, kabuslar ortaya çıkabilir.

  • Erkekler ve kadınlar rüyaları farklı şekilde deneyimlerler.
Psikolojik, biyolojik ve duygusal olarak farklılıkları olan erkekler ve kadınlar rüyaların psikolojisinde de farklılıklara sahiptirler ve kadınların beyinleri erkeklerden daha hassas ve karmaşık olma eğilimindedir. Psikolojik rüya araştırmalarına göre, kadınlar sadece daha fazla rüya görmekle kalmıyor, aynı zamanda ertesi gün rüyaları daha kolay hatırlıyorlar. Rüyaları da genellikle daha uzun sürüyor!
Kadınların kişisel olarak tanıdıkları insanları hayal etme olasılığı daha yüksekken, erkeklerin hiç tanımadıkları yabancıları rüyalarında görme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca kadınlar rüyaları bildikleri ve rahat yerlerde görebilirken, erkekler rüyalarını bilmedikleri yerlerde görebilirler. Erkekler rüyalarında kadınlara göre çok daha az rahat olabilir ve bu nedenle rüyaları agresif davranışlar içerebilir.

  • Görme engelli bulunan insanlar da görsel rüyalar görebilir.
Görme engelli doğan insanların rüyalarında görmeleri mantıklı olmasa da, bazı insanlar daha sonraki yaşamlarında görme yetilerini kaybederler. Görme engelli bir kişinin rüyalarının görüntüleri, görme yetisine sahip olup olmadığına ve ne zaman kaybettiğine bağlıdır. Görme engelli insanlar, genellikle herkesin geceleri gördüğü ortak rüyalardan çokta farklı rüya görme eğiliminde değildir. Bununla birlikte, Dreamsearch tarafından 1999 yılında yapılan bir çalışma, rüyalarda oldukça ilginç bulduğumuz bazı önemli farklılıklar olduğunu iddia etti. Görme engelli 15 tane yetişkinin rüyalarını analiz ettikten sonra; görme engelli insanların başarı ve başarısızlık hakkında daha az rüya gördüklerini, agresif eylemler hakkında rüya görme eğiliminde olmadıkları, birçoğu hayvanları (genellikle hizmet hayvanlarını) rüyalarında gördüklerini ve birçoğunun yiyecek ve yemek hakkında rüya gördüklerini iddia ettiği bulundu. Ayrıca, birçok insanın mücadele etmediği günlük yaşamdaki zorluklarını rüyalarında görüyorlardı.

  • Hepimiz renkli rüya görmüyoruz.
Reklam panolarına, telefon ekranlarımıza, dizüstü bilgisayarlarımıza ve televizyon ekranlarımıza sürekli baktığımız bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle, gözlerimizi kapattığımızda hayallerimizin de renkli olduğunu varsaymak mantıklıdır. Ancak, siyah beyaz hayal ettiklerini iddia eden bazı insanlar var. Bu, bir kişinin sadece daha gençken siyah-beyaz televizyon izlediği anlamına gelebilir. Ya da belki de renk körü. Bu şekilde hayal ettiğini iddia eden insanların çok küçük bir yüzdesi var...

  • Hepimiz aynı şekilde rüya görüyoruz.
Her insanın beyni farklıdır. Herkes farklı şeyler görüyor. Ancak, rüyalar söz konusu olduğunda, çoğu evrenseldir. Gözlerimiz kapalıyken yaşadığımız kişisel deneyimlerden bağımsız olarak, genel deneyimler çok farklı değildir. Hepimiz farklı kültürlerden ve farklı yaşam tarzlarından gelebiliriz, ancak hepimiz aynı temel şeyleri önemseme eğilimindeyiz. Hepimiz aynı temel korkulara sahibiz. Mesela bazen arkadaşlarımızı, ailemizi ve sevdiklerimizi rüyamızda görüyoruz bazen de birileri tarafından kovalandığımızı veya saldırıya uğradığımızı.


-Alinti-
Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...

Benzer Konular (5)

Clicky