Tesbih ve Zikir

TESBİH: Allah'ın azametini, şan ve şerefini dile getirmek; O'nu noksan sıfatlardan uzak ve kemal sıfatlarla vasıflamaktır.Rabbimiz, bizi devamlı olarak tesbih etmek için vazifelendirmiştir. O'nu sürekli tesbih ve takdis etmeliyiz.Fetih...

Başlatan: aLi - Güncelleme: 30 Ekim 2021, 19:12:54 - Gösterim: 530

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Tesbih ve Zikir


TESBİH: Allah'ın azametini, şan ve şerefini dile getirmek; O'nu noksan sıfatlardan uzak ve kemal sıfatlarla vasıflamaktır.
Rabbimiz, bizi devamlı olarak tesbih etmek için vazifelendirmiştir. O'nu sürekli tesbih ve takdis etmeliyiz.

Fetih 9, Haşr 1, Hadid 1, Saff 1, Nasr 3, Ala 1, İnsan 26, Hakka 52, Tegabün 1, Saffat 182, Hicr 98, Enbiya 20-22, İsra 108, Rum 17, Yasin 83, Kasas 68, Furkan 58, Zuhruf 82, Kaf 40, Mümin 55, Vakıa 74, Tur 43, Rad 30, Nur 36, Yunus suresi 10.uncu ayetlerinde Allah, kullarından kendisini tesbih ve tenzih etmelerini buyurmuştur.

Rabbinin o çok yüce adını tesbih (ve tenzih) et. ALA SURESİ 1. AYET
Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) Allah'ı tesbih (ve tenzih) etmektedir. O galibi mutlaktır, yegane hüküm ve hikmet sahibidir. SAFF 1
Hemen Rabbini hamd ile tesbih (ve tenzih) et. O'nun yarlığamasını iste. Şüphesiz ki O, tevbeleri çok kabul edendir. NASR 3
Sen hemen Rabbine hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol. HİCR 98
Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkalarında O'nu tesbih et. KAF 40

Tesbihin önemini bildiren hadisler ve tesbih çeşitleri:

Kim Allah'ı tesbih ve hamd ederse, Cennette onun için bir hurma ağacı dikilir.
Kim günde 100 defa "sübhanallahi ve bi hamdihi" derse; günahları denizin köpüğü kadar olsa affolunur.
SÜBHANALLAHİ VE Bİ HAMDİHİ: Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ve O'na hamd ederim.
Sübhanallahi vel hamdü lillahi
Temizlik imandandır. Elhamdülillah ın sevabı mizanı doldurur.
"Sübhanallahi vel hamdü lillahi" nin sevabı yerle gök arasını doldurur. Namaz nur dur, sadaka burhan dır, sabır ziya dır, Kuran ya lehinde veya aleyhinde delildir. İnsan her gün piyasaya çıkar, ya satın alır veya varlığını ve sermayesini yok eder.
Sübhanallahi vel hamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber.
Manası: Allahü Teala'yı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Hamd Allah'a mahsustur. Hiç bir ilah yoktur. Ancak Allah vardır. Allah büyüklerin en büyüğüdür.
La ilahe illallahü vahdehu la şerike leh. Lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve ala külli şey'in kadir.
Manası: Allah dan başka ilah yoktur. O'nun ortağı da yoktur. Mülk O'nun dur. Hamd O'na mahsustur. O her şeye kadir dir.
Bu zikir, kendisini okuyan kimsede günah bırakmaz ve hiçbir amelde bu zikri geçemez.
Sübhanallahi ve bi hamdihi sübhanallahil azim estağfirullah
Manası: Allahü Teala'yı noksan sıfatlardan tenzih ile O'na hamd ederim ve yine yücelerin yücesi Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih eder ve ondan mağfiret talep ederim.
İki kelime vardır ki lisanda hafif, mizan terazisinde ağır ve Allah'a sevimlidirler: "Sübhanallahi ve bi hamdihi, Sübhanallahil azim."
Allah için en sevimli kelam: "Sübhanallahi ve bi hamdihi" dir.
Kim "Sübhanallahi ve bi hamdihi" derse, ona yüz bin sevab verilir ve "La ilahe illallah" diyene de kıyamette teminat verilir.
"La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim" tesbihini söylemek ve buna devam etmek bütün günahları siler süpürür.
Sübhanallahi vel hamdülillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber
Manası: Allah'ı noksan sıfatlardan beri, kemal sıfatlarla mevsuf kılarım. Hamdü sena Allah'a layıktır. Allah'dan gayrı ilah yoktur. Allah her şeyden büyüktür.
Sübhanallahi ve bi hamdihi sübhanel azimi, estağfirullahe ve etubü ileyhi.
Manası: Allah'ı tesbih ve takdis ederim. Allah'dan af diler ve O'na rücu ederim
Sübhanekellahumme ve bi hamdike eşhedü en la ilahe ente estağfirüke ve etubü ileyke.
Manası: Ey Allah'ım, Seni tesbih ve takdis ederim. Senden başka hiç bir ilah yoktur. Azametinden mağfiret diliyorum ve sana rücu ediyorum.

TESBİH DUALARI:
Subhaneke la ilahe illa ente, ya Rabbe külle şey'in ve varisuhu ve razikuhu ve rahimuhu ya ilahel alihetirrefi'i celaluhu, ya Allahu el mahmudu fi külli fialihi, ya Rahmanu külli şey'in ve rahimu.
Sübhaneke tebarekte ve tealeyte amma yekuluzzalimune uluvven kebira, vel hamdülillahi hamden kesira
La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimine. Vela havle kuvvete illa billahil aliyyil azim.
Sübhanekellahümme ve bihamdik ve tebare kesmük ve teala ceddük vela ilahe gayrük

ZİKİR: İbadet kasdiyle Allah'a yapılan her çeşit hamd, şükür ve duaya zikir denir. Allah'ın ismini kalpten ve sesle anmaktır.
Namaz, oruç, hac, zekat, kelimeyi tevhid ve Allah'a ibadet yapmak kasdiyle yapılan her çeşit iyi iş ve hareketlerde zikir olarak kabul edilir.
Zikir için belirli bir zaman yoktur. Kalp ve sesle Allah'ın adını anmak için, sabah ve akşam vakitleri daha uygundur denilse de her zaman Allah zikredilmelidir. Zikir her yönüyle mübarek bir ameldir. Kalblerin şifa kaynağıdır.
Zikri hem dil ve hem de kalp ile yapmalı; kalbimizi Allah'a bağlamalı ve fikrimizi ona yöneltmeliyiz. Aksi halde; dil zikirde, kalp ve fikir başka yerde olursa yapılan zikirin neticesi elde edilemez. Çünkü bütün amellerde olduğu gibi zikirde de samimiyet ve ihlas gerekir.
İnsan, kulluğunu bilmeli ve RABBİNİ zikr etmeli, dilini ve kalbini hiç bir zaman boş bırakıp, gaflete düşmemelidir.
Allah, zikreden kullarını Kuran'da medhetmekte ve zikrin önemini belirtmektedir.
Allah kullarını zikirde görmek istiyor ve "Bana zikredenleri ben zikrederim" buyuruyor.
Ankebut 45, Bakara 277, Araf 204-205, Ali İmran 281, Cuma 10, Ahzab 41-43, Ali İmran 191, Rad 28, Dehr 25, Münafikun 9, Müzemmil 8, Nisa103, Ahzab 35, Bakara 114, Nur 37-38, Zümer 20, Araf 54, Rad 30, Ayetlerinde zikir ve zikretmenin gerekliliğini ve önemini Allahü Teala bize açıkca bildirmektedir.
Ayrıca, Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V. Hadislerinde zikrin önemini beyan etmiştir.
Zikir için başlıca esaslar: Hamd, tekbir, istiğfar, tevhiddir. Bu manaların karşılığındaki isimlerde: Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu Ekber, Estağfirullah, Lailahe İllallah dır.
SÜBHANALLAH: Allah'ı noksan sıfatlardan uzak ve üstün vasıflarla vasıflarım
ELHAMDÜLİLLAH: Hamd yalnız O'na yapılır ve O'na şükrederim.
ALLAHU EKBER: Büyüklük Allah'a mahsustur.
ESTAĞFİRULLAH: Allah dan günahlarımın bağışlanmasını dilerim.
LA İLAHE İLLALLAH: Allah dan başka ilah yoktur.
Allah'ı anmak bütün zikirlerin üstünüdür. Namaz da zikirlerin özü ve esasıdır. Namazdan daha büyük zikir yoktur. Çünkü namazda, bütün vücut namaz ile ilgilendiği için azaların hepsi Allah'ı zikrediyor demektir.
Namaz kılmayan insan diliyle ne kadar zikr etse tam zikir etmiş sayılamaz.

ZİKİR İLE İLGİLİ AYETLERDE ANLATILANLARDAN BAZI AÇIKLAMALAR:
Kul Allah'ı zikrettikce, Allah da kulunu zikreder. İnsan toplulukta Allah'ı zikrederse, Allah da kulunu Meleklerin arasında zikreder.
Allah'ı hem gizli, hem de aşikar zikretmemiz ve gaflette kalmamamız dini bir vazifemizdir. Rabbimiz bizi her an hatırlamaktadır. Öyle ise biz de O'nu anmalıyız ve unutmamalıyız. Unutursak biz de unutuluruz.
Rabbimizi hem zikredeceğiz ve hem de tesbih ve takdis edeceğiz. Zikir Allah'ı anmak, tesbih ise Allah'ı noksan sıfatlardan uzak tutmak ve üstün sıfatlarla O'nu vasıflamaktır. Hem zikir, hem de tesbih etmek insanın kulluk vazifelerindendir.
İnsanın kurtuluşu çokca Allah'ı çokca anmaktadır. O'nu anmayan ve O'nunla yaşamayan insan daima hüsrandadır. Allah'ı çok anan, korktuğumuz cehennemden emin, umduğumuz cennete kavuşanlardan olacaktır.
Allah'ı çok fazlasıyla zikreden kul, cehalet ve küfür karanlığından çıkarılacak ve cennet nuruna kavuşturulacaktır. Allah ve Melekler o kul için rahmet ve istiğfarda bulunacaklardır.
Allah, hem ayakta, hem otururken zikredilir. Kalblerin sükünete kavuşması ancak zikir ile mümkündür. Kalp ancak zikir ile kuvvetleşir ve zikir ile nurlanır. Zikir insana manen cesaret ve kuvvet verir.
Gece ve gündüz Allah'ı anmamız bizim yaratılış vazifemizdir. Allah bizi kendisini bilmek ve kendisine kulluk yapmak için yaratmıştır. Bu nedenle insan daima Rabbini anmalı ve layık olduğu dereceye kavuşmalıdır.
Mal ve evlat insan için bir imtihan kaynağıdır. Bunların sebebinden insan Allah'ı unutmakta ve vazifelerini yerine getirememektedir. Bunun için Allah bizi uyarmakta ve O'nun zikrinden gafil olmamamızı tenbih buyurmaktadır.
Allah'ı gece gündüz anmalı ve düşünmeliyiz ki, O da bize en güç durumumuzda yardımcı olsun.
Namaz bir zikir olduğu gibi, namazdan sonrada Allah'ı anmak icap etmektedir. Çünkü insan namazın dışında da Rabbini zikretmelidir.
Cami ve mescidler Allah'ın evleridir. Bu mabetlerde Allah'dan başkasına ibadet edilemez.
Allah'ı sadece cami ve mescidlerde değil, evlerimizde de zikretmek vazifemizdir.

ZİKRİN ÖNEMİNİ ANLATAN HADİSLERDEN BAZILARI:
İmanın en üstün tabakası, nerede olursan ol, Allah'ın seninle olduğunu bilmektir.
Zikrin en faziletlisi "La ilahe illallah", duanın en faziletlisi "Elhamdülillah" dır.
Kıyamette Allah nazarında en üstün dereceli olanlar, Allah'ı çokca zikredenlerdir.
Zikirlerin en hayırlısı gizli olanı, rızıkların en hayırlısı yetenidir.
Muhakkak herşeye cila verecek bir alet vardır. Kalbin cilası ise zikrullah dır. Azaptan kurtulmak için zikrullah gibi bir şey olamaz. Velev ki kılıcın kırılıncaya kadar Allah yolunda cihad etsen dahi.
İnsanların "o bir deli dir." Diyecekleri kadar zikrullahı çoğaltın.
Zikir, sadakadan daha hayırlıdır.
Allah'ı çokca anıp kalbinden çıkarmayan kimse nifaktan kurtulur.
Şeytan Ademoğlunun kalbini istila eder. Fakat kalp Allah'ı zikredince şeytan me'yus olarak geri döner. Yine kul Allah'ı unutursa, şeytan yine kalbini kaplar.
Zikir, Allah uğrunda verilen sadakadan 100 kat fazladır.
Zikir, farz olmayan oruçtan hayırlıdır.
Allahü Teala buyurdu; bir kulum benim zikrimle meşgul olursa, istemeden ben o kuluma istediğini veririm.
Zikir, Cenab-ı Hak katında bulunmaz bir nimettir. Bu nimetin şükrünü ödeyin.
Her kim Allah'ı zikreder de Allah korkusundan iki gözünden yaş akıp yere damlarsa Cenab-ı Hak o kimseye Kıyamet günü azap etmez.

AYET VE HADİSLER IŞIĞINDA ZİKİR HAKKINDA AÇIKLAMALAR:
Zikir mahalleri cennet bahçesine benzetilmiştir. Çünkü o meclis bir zikir meclisidir. Zikir meclisi meclislerin en yücesidir. Zikir meclislerine gidilmeli ve gereken ilgi gösterilmelidir. Fakat günümüzde bazı zikir meclislerinde gösteriş için çeşitli hareketler yapılmaktadır. Bu davranış ve hareketler dinimizde haramdır. Bunlardan sakınmak üzerimize farzdır.
İmanın efdali insanın her an Allah'ın kendisiyle beraber olduğunu bilmektir. Zikirle insan Rabbiyle beraber olduğunu bilmeli ve zikir hasebiyle Rabbiyle bulunmalıdır.
Zikrin en faziletlisi Kelime-i Tevhid dir. Kelime-i Tevhide devam etmek ve zikri bu yönde yürütmek, bizim kalbimizin nurlanmasına ve içindeki pasların çıkmasına vesile olacaktır.
Ahirette yaptığımız tüm ameller değerlendirilecektir. Bunların arasında en üstün derece kazanacak olan; Allah'ı zikretme amelimiz olacaktır.
Allah'ı anmak vazifemizdir. Özlü ve fazlaca zikretmemiz yerinde olacaktır.
Zikir kalbimizin kirlerini döker, gönlümüzü nurlandırır. Zikretmek için illa bir şeyhe bağlanmak şart değildir.
Hangi kalb Rabbini zikretmezse manen ölmüş demektir. Kalblerimizi öldürmek istemiyorsak, Rabbimizi zikredelim ve zikirle manevi gıdayı verelim
Gizli zikir, aşikare zikirden daha hayırlıdır. Çünkü gizli Zikirde riya yoktur. Ne Melek anlar, ne de şeytan çalar. Aşikare zikir böyle değildir.
Zikirde samimiyet lazımdır. Gösterişten ve desinlerden son derece sakınılmalıdır.
Allah'ı anmak kalblere şifadır. Kalbin, manevi hastalanması vardır. Çeşitli duygulardan etkilenen ve kötü niyetle kirlenen kalbin tedavisi lazımdır. Onun tedaviside Zikir dir.
Parası olmayan sadaka veremez, fakat Rabbini zikredebilir. Sadaka vermekte riya bulunabilir, ama zikirde riya bulunmaz. Zikir önemli bir ibadettir ki, verilen sadakadan kat kat fazla dır.
Şeytanın en istemediği şey zikir dir. Allah'ı anmanın karşısında dır. Namaz kılanın da düşmanıdır. Bu itibarla insan sürekli Rabbini anar ve zikre devam ederse, şeytan o insana musallat olamıyor ve geri çekilmek mecburiyetinde kalıyor. Şeytan, zikirden, ezandan ve Kuran dan kaçar.
İnsanın ihlasla ve gösterişten kaçarak yaptığı amelleri kabul olunur. Şeytanın bir tuzağıda gösteriş hastalığını aşılamaktır. Euzu besmele ve zikirle şeytanı kendimizden uzak tutmamız gerekir.
Her zaman Allah'ı zikretmenin fazileti çoktur. Allah'ı öyle zikretmeliyiz ki, kendi ihtiyacımızı unutmalıyız.
Verilen nimetin şükrünü ödemek üzerimize boçtur. Bu borcu ödememek vebaldir, nankörlüktür.
Zikir, nifak alametinden kurtulmaya sebeb olur.
Bütün ibadetlerimizin özü Tefekkür dür. Tefekkür 70 sene nafile ibadetten daha üstün kabul edilmiştir.
Allah korkusundan dolayı gözyaşı akıtmak kadar hayırlı bir ibadet yoktur. Hikmetin başı Allah korkusu dur. Zikir esnasında Rabbi nin korkusundan ötürü ağlamalı ve O'nu istekle zikretmeliyiz.

3 çeşit zikir vardır.
1) Dil ile söylemekle yapılan zikir dir. Söylerken kalb birlikte hatırlamaz. ( bu şekilde yapılan zikir muteber değildir, yapana sadece ibadet sevabı hasıl olur)
2) Kalb ile yapılan zikirdir. Dil söylemez.
3) Dil ile kalbin birlikte yaptığı zikir dir.

Alıntıdır.

Benzer Konular (2)

Clicky