Kur'an-ı Kerim'in Nesilden Nesile Nakli

Kur'an-ı Kerim'in Nesilden Nesile NakliKur'an'ı gerek Mekke ve gerekse Medine döneminde peygamberden bir vahiy katipleri grubu yazmış ve bu yazılanları sahabeden bir topluluk ezberlemiştir. Tevatür yoluyla nakil ve nakledilenlerin...

Başlatan: aLi - Güncelleme: 30 Ekim 2021, 19:21:27 - Gösterim: 848

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kur'an-ı Kerim'in Nesilden Nesile Nakli


Kur'an-ı Kerim'in Nesilden Nesile Nakli


Kur'an'ı gerek Mekke ve gerekse Medine döneminde peygamberden bir vahiy katipleri grubu yazmış ve bu yazılanları sahabeden bir topluluk ezberlemiştir. Tevatür yoluyla nakil ve nakledilenlerin doğruluğu konusunda İslam bilginleri arasında hiçbir görüş ayrılığı yoktur. Bu prensip gereğince Ebu Bekir'in halifeliği sırasında Kur'an toplanırken tevatür derecesini bulmayan, Abdullah b. Mesud'un kendisinin daha iyi anlaması için açıklayıcı olarak koyduğu bazı ifadeler komisyonca metne eklenmemiştir. Örneğin "Bunları yapma imkanını bulamayan kimsenin üç gün oruç tutması gerekir. " (Maide, 5/89) ayetinin devamındaki "mütetabiat" (peşpeşe) ilavesi Kur'an'a eklenmemiştir. Yine Abdullah b. Mes'ud'un annelerin nafakası ile ilgili: "Mirasçı da (yukarıda) belirtildiği şekilde (nafaka ile) yükümlüdür. " (Bakara, 2/233) ayetindeki mirasçı hakkında "zi'r-rahimil-mahrem" (evlenilmesi yasak olan yakın hısımlardan olan) şeklinde ilave taşıyan kıraati de Kur'an'dan sayılmaz.

Tevatür derecesine ulaşamayan bu gibi kıraatlerin hukukçular için delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. Hanefilere göre, bu kıraat şekillerini nakleden sahabe bunu ya Muhammed'den işitmiştir veya kendi görüşü ve ictihadı olarak ifade etmiştir. Bunun, en azından Allah'ın kitabını tefsir için varid olmuş bir sünnet olduğu açıktır. Sünnetin hüküm kaynağı olduğunda ise şüphe yoktur. İşte bunun bir sonucu olarak Hanefiler yemin kefareti olarak tutulacak orucun peş peşe üç gün tutulmasını gerekli görürler Şafii, Maliki ve Hanbelilere göre ise, mütevatir olmayan kıraatler ne Kur'an ve ne de sünnet sayılmaz ve hüküm çıkarmada delil olarak da kullanılamaz. Zekiyuddin Şa'ban, a. g. e. , s. 47, 48

İslam'a göre Kur'an yalnız Araplar için değil, yeryüzündeki tüm insanları doğru yola iletmek için gelmiştir: "Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya, 21/107). Bu özelliği Kur'an'ın i'caz yönlerinin de evrensel olmasını gerektirir.

Benzer Konular (2)

Clicky