İnsanlara kötülük eder, insanlara ve hayvanlara salgın hastalıkları bulaştırır, ekinlere çekirgeleri yollar. Öldürdüğü insanların veya ruhu hala dünyada dolaşan ruhları yakalayarak yeraltına götürür, onları kendine hizmetçi yapar. Bunları yaparak insanları kendisine kurban vermeye mecbur tutar. Eğer kendisine kurban verilirse bir süreliğine insanları rahat bırakacağına inanılır. Bununla da memnun edilemezse kişiyi öldürür. Onun hoşlandığı siyah boğa, sakat, zayıf ve hasta hayvanlar kurban edilir. Kendisine asla at kurban edilmez fakat bazen onu memnun etmek için Kara Şamanlarca (Kara Kam) siyah at kurban edilir. Bazı kurbanlar onun açgözlülüğünü azaltmak için dikenli çalı ve otlara asılır. Rivayete göre erlik dikenli çalılardan korkmaktadır. Erlik'e kurban edilen hayvanların başı batıya çevrilir, çünkü yeraltı dünyasının kapısı yeryüzünde bir çatlak görünümündedir ve batıdadır. Erlik'e verilen kurbanlarda şöyle dua edilir:
Bu parılgam silerge tabışsın Bu kurbanın sizlere ulaşsın Pasım esen yatsınk Üç yıl müreffeh ve rahat yatarsam Kaya körüp alpatpagar, Kıya bakıp bizi ağlatma Paza parılgıgar Pazar aa yatsın Yine kurbanla ona yetişsin iyi Yakşı kamının küçün alattan ediger Kamın bile gücünü alıcı ediniz!
Bir başka dua da şöyledir: Togonoktung toluzi pirigip Toguz sooktu mirdi Kopek uzumunun fidyesi birikerek Dokuz kemikli paçavra Erlik'e kurban olsun!
İsmini söylemek, özellikle hastalıkla ve ölümle geçen zamanlarda, sakıncalıdır, tabulaşmıştır.
Erlik yeraltı diyarında çamurdan, kara demirden ve kara kayalardan yapılmış sarayından oturur. Yer altı dünyasını kara, loş bir güneş aydınlatır. Sonsuz bir alacakaranlık hüküm sürer. İntihar edenlerin kanının doldurduğu ve ölü ataların yaşadığı yer olan siyah bir göl vardır. Bu gölün üzerinde tek bir at kılından oluşan köprü yer alır. Erlik'in karargâhı Toybadım (Doymadım) ırmağının olduğu yerde kurulmuştur. Bu ırmak insanların gözyaşlarından oluşur. Toybadım ırmağı Bay Tengiz (Büyük Deniz, "Bay" kelimesi "zengin" anlamını değil, bolluğu ve büyüklüğü anlatır) adlı çok büyük bir göle akar ve bu gölü oluşturur. Bu gölün içinde "abra" (timsah benzeri ejderha) ve "yutpa" (yer altı yılanı diye anılan ejderha) denen korkunç yaratıklar bulunur. Aynı zamanda Erlik'in sarayının bekçiliğini de yaparlar. Erlik, kızıl kanlı yemekle beslenir ve ciğer kanı içer. Yeme içme zamanı akşam göğün kızardığı zamandır. Kızıl havalar onun gücünün doruğunda olduğu zamanlardır. Tan vaktinde hava kızılken esen tan rüzgârı sırasında ağzı açmak yasaktır, çünkü bu Erlik'in ılık nefesidir. Teneffüs edenin felç kalacağına inanılır. Rüzgârın adı "tan saphala"dır. Başka efsanelere göre de, çeşitli bölümlere ayrılmış taştan bir yapıda yaşamaktadır. Altaylar, Şorlar, Baykal Ötesi Evenkiler, Buryatlar ve Sibirya dışında yer alan Moğol ve Mançular da Erlik hakkında benzer inanışlara sahiptirler.8 Yeryüzündeki mekânı ise kuzeydeki karanlık topraklardır. Türk Budist efsanesine göre, geçmişte Erlik bir keşişti, elli yıllık ibadetten sonra kutsallıkta yüksek bir derece elde etti ve doğaüstü güçler kazandı ama aydınlanmaya ulaşmak için bir mağarada bir boğa gerekti. Aldığı bir boğa yüzünden hırsızlıkla suçlandı ve buna da başka bir kutsal adam tanıklık edince haksız yere idam edildi ya da boğayla mağaraya giderken soyguncular tarafından öldürüldü şeklinde yersiz bir ölüm yaşadı.
Başı kesilerek öldürülen Erlik, boynuzlu boğanın başını aldı ve mitolojide şeytana dönüştü. Şeytana dönüştükten sonra kendisinin idamına yol açanları veya soyguncuları öldürdü ve onların kafatasından kendisine tılsımlı bir kolye yaptı. Bu kolye tılsım görevi görerek hem kendisine hem de kılıcına sihirsel güçler verir. Bu olaydan yeraltına inerek yeraltının, karanlığın, ölülerin, cehennem mahkemelerinin başı oldu. İnsanların günahlarını gösteren bir aynaya sahip olduğundan kötülerin cezasında adaletli davranır. Aynı hikâye başka milletlerde anlatılırken Erlik, İran'da Sinj, Tibet'te Shinjeshe, Çin'de Dà wēidé jīngāng, Budist Moğollarda Erlig-jin Jarghagchi olur. Ama genelinde bazen Erlik-Jin, Erli-Jin Jarghaqcı, Yama Erlik Han olarak da geçer. Budist mitolojide Erlik, Uygurlarca Budist mitolojiye uyarlanarak, Yamankata ile etkileşime girdi ve zaman içinde tamamen onun yerini aldı. Erlik'e Altay'da Ölüttöntın Algan da denir, bu da can alıcı anlamıyla Yamantaka ile eşanlamlıdır. Erklig kelimesi Sanskritçede yer edinerek kudretli anlamını taşır. Yamantaka'nın da eğerli dokuz cehennem boğası, yılanı andıran kırbacı ve kurukafadan kolyesi vardır. Yeraltının ve ölülerin efendisi oldu. Hemen hemen Türk mitolojisindeki Erlik'e benzer, fakat Hint kültürü içinde birkaç ek daha yapılmıştır. Japon Budizm'inde Daiitoku Myoo olarak bilinir, koyu mavi rengiyle aydınlanmayı ve öfkeyi simgeleyen otuz dört silahını tutan altı yüz veya on altı bacak ve kolla resmedilir.
Erlik Han'ın Karaş Han, Matır Han, Şıngay Han, Kömür Han, Badış Han, Yabaş Han, Temir Han, Uçar Han, Kerey Han adlı hepsine Kara Oğlanlar denilen dokuz oğlu; adları bilinen Erke Solton (Sultan), Sekiz Gözlü Kişyey Ana ve başka yedi kızı olmak üzere dokuz kızı vardır ve hepsine Kara Kızlar denir. Bu kızlara şaman dualarında utanmaz maskaralar denmektedir.
Sibirya Samoyedleri Erlik'i kendi kötülük ve ölüm tanrıları Todote ile özdeşleştirmiştir. Yaratılış destanında İran Mani mitolojindeki kötülük ve yer altı efendisi olan Ehrimen ile büyük benzerlikler gösterir.
Sibirya'nın kuzeyinde yaşayan ve doğaya bağlı bir yaşam sürdüren ve Türk halklarından olan Dolganların anlattığı bir efsaneye göre, Erlik Han Mamutları yeryüzünden alıp yer altı âlemine götürmüştür. Mamutlar orada pis kokular, sıcağın ve karanlığın içinde Erlik'e hizmet etmek zorundadır. Eğer bir mamut oradan kaçıp yeryüzüne ulaşmaya çalışırsa hemen buz kesilip ölür.
|