Buzul Çağı Yeryüzünün havası her zaman değişmektedir. Son iki milyon yıl boyunca, gezegenin ısısı yukarı ve aşağı hareket etmiştir. Soğuk Buzul Çağı devirleri arasında bir dizi sıcak dönem oluşmuştur. Buzul Çağlarının en sonuncusu M.Ö. 18.000 civarında zirve noktasına ulaşmıştır. Bu zirve dönemi (M.Ö. 30.000-12.000) insanlık tarihinde öylesine önemlidir ki, her zaman Buz Devri veya Buzul Çağı olarak bilinmektedir. İnsanlar, son Buzul Çağı'nın başlangıcında dünyanın büyük bir bölümüne yayılmıştır. Bu dönemin tümünde, buz katmanları kuzeyden aşağı doğru iniyor, yerkürenin büyük alanlarını kaplıyordu. İskandinavya, Sibirya ve Kuzey İngiltere gibi bölgeler insanlar için yaşamaya elverişli olmayan yerler haline gelmişti.
Buz Devri sırasında dünya üzerindeki buzul tabakaları Bu dönemde, Kuzey Avrupa'nın önemli bir kısmı aralıklı tundra ile kaplanmıştı. İspanya, Yunanistan ve Balkanların büyük bir bölümü ormanlarla kaplıydı. Rusya'da Karedeniz'in kuzeyindeki bölgede geniş bir çayırlık alanı vardı. Bu değişken habitat, erken dönem insanların mücadele etmesi gereken bir sorundu. İnsanların farklı koşullara uyum sağlaması gerekiyordu. Büyük hayvan avları, Rusya'nın ovaları boyunca hareket halindeydi. Avcı balıkçılar, tundra üzerinde ve buz tabakalarının kenarlarında yaşıyordu. Avcılar ve besin toplayıcılar orman içinde barınaklar yapmıştı. İnsanların bu çeşitli yaşam koşullarına uyması için farklı aletler, avcılık teknikleri ve toplumsal beceriler geliştirmesi gerekiyordu.
Buzul Çağı'nda Yaşam ve Aletler Buzul Çağı aletleri, daha önceki dönemlerde yaşayan insanların kullandığı aletlere oranla daha değişkendi. Buzul Çağı'nda yaşayan insanlar, bıçak ve sıyırıcı olarak hâlâ taş kullanıyordu. Öte yandan kemik ve boynuz kullanımı, geçmiş dönemlere nazaran bu dönemde artmıştı. Taş bıçak ve balta başı için güçlü sap yapımında boynuzu nasıl kullanacaklarını keşfetmişlerdi. Kalın giysileri için deri ve postları dikmekte elzem olan iğne yapımında kemikleri oymuşlardı.
Buzul Çağı'nda günlük yaşam İnsanlar halen tüylü mamut gibi büyük mememileri avlıyordu. Ayrıca Ren geyiği gibi sürü halinde yaşayan hayvanları takip etmeyi ve avlanmayı da öğrenmişlerdi. Bu, onlara post, et ve boynuz açısından zengin bir kaynak sağlamıştır. Buzul Çağı insanları, kaynaklar kıt olduğu için yiyecek ve malzemeleri değiş tokuş eden ilk tüccarlar olmuştu. Örneğin çakmak taşları ve kürkler kıtlık dönemlerinde yiyecek karşılığı takas ediliyordu. İnsanlar daha çok yolculuk yapmıştı; başka gruplarla karşılaşmış ve muhtemelen yeni besin kaynakları bulmuştu. Başka kabilelerle temas halinde olmak, hayatta kalmak için bir yardımcıydı. Farklı gruplar karşılaştıkları zaman sözcü olarak hareket edecek bir liderin olması gerekiyordu. Bu dönem, ayrıca kişisel süslemelerin ilk kez önemli olmaya başladığı dönemdi. Bir kemik kolye veye parlak beden boyası bir grubun liderini işaret edebiliyordu.
Buzul Çağı Dünyası Buzul Çağı, pek çok yerde yaşamı zorlaştırmıştır. Soğuk yalnızca rahatsız edici değildi, bazı bitkilerin varlığını sürdürememesi anlamına geliyordu. Ayrıca bir çok alanda çok az ağaç olması veya hiç ağaç olmaması, insanların barınak yapmak için tahtaya sahip olmaması demekti. Bu zorluklar insanları yeni yaşam biçimleri bulmaya mecbur bıraktı. Yeni besinler (balık gibi) ve yeni malzemeler (kemik ve boynuz gibi) ile deneyler yapmak zorundaydılar.
Buzul Çağı'nda yaşayan bir kabile
Mamut Avı Büyük, hiddetli ve iki güçlü dişi olan yünlü mamutlar, Buzul Çağı insanları için korku veren bir görünüme sahipti. Ancak bu tehlikeli canlılar öylesine iyi bir et, deri, kemik ve diş kaynağıydı ki insanlar onu avlamak için yaralanmayı ve hatta ölmeyi göze alıyordu.
Mamut Avı
Ren Geyiği Boynuzdan yapılan çok sayıda savunma aleti, zıpkın ve oyma vardır. Bu Ren geyiği benzeri hayvanların Buzul Çağı sırasında Avrupa boyunca avlanmış olduklarını gösterir. Ren geyiği postu, kemiği ve boynuzunun yanı sıra lezzetli, besleyici et sağlamaktadır.
Ren geyiği avı
Zıpkın Uçları Buzul Çağı avcıları, fok gibi hayvanları avlamak ve nehirlerde somon balığı yakalamak için zıpkın kullanıyordu. Geyik boynuzundan zıpkın uçlarını oymak hayli vakit alıyordu ama buna değiyordu.
Zıpkın örneği
Ateş Yakmak Soğuk ve nemli iklimlerde ateş, ısı kaynağı olarak çok daha önemli olmuştu. Çubukları birbirine sürterek kıvılcım oluşturup ateş yakmak, Buzul Çağı sırasında Avrupa boyunca yayılmıştır.
İlkel ateş yakma yöntemi
Önemli Tarihler
- M.Ö. 32.000-28.000 Batı Avrupa'daki Orinyasiyen kültürü, çakmak taşı sıyırıcıları ve keskinleştirilmiş bıçak ağızları üretmiştir.
- M.Ö. 30.000-12.000 Son Buzul Çağı'nın ana dönemi.
- M.Ö. 24.000 Avrupa'daki avcı ve toplayıcılar, kalıcı meskenler inşa etmişlerdi.
- M.Ö. 20.000 Batı Avrupa'daki avcılar mızrak ve mızrak atıcılar geliştirmişlerdi. Polonya'daki avcılar, mamut dişinden bumeranglar kullanmıştır.
- M.Ö. 18.000 Buzul Çağı'nın zirvesi.
- M.Ö. 18.000-12.500 İsrail, Kebara Mağarası yakınına yerleşmiş olan insanlar, öğütme taşları yapmışlardır. Bu onların buğday topladıklarını ve işlediklerini ortaya koymaktadır.
Buzul Çağı Sanatı Avrupa'da bulunan tarih öncesi mağara resimleri çok çeşitli canlılar göstermiştir. Bunlar arasında yabani atlar, Ren geyiği ve yaban öküzü sürüleri, vahşi kediler, kuşlar ve mamutlar vardır. Hayvanlar eylem halinde gösterilmiştir, mağara duvarlarında insan avcılar tarafından kovalanırken dörtnala koşan ve kaçan hayvanlar vardır. Bunlar dramatik eylem resimleridir, ancak soğuk mağaralarda karanlık, rutubet içinde üretilmiştir. Buzul Çağı sanatçıları heykeller yapmış ve kilden figürler modellemişlerdir. Mağara duvarlarına kabartmalar yapmış ve boynuz ve mamut dişlerine hayvan modelleri oymuşlardır. Resimler ve heykeller sıklıkla yeraltındaki oyukların içine öylesine derine saklanmışlardır ki bunların çoğu 1900'lü yıllara kadar yeniden keşfedilememiştir.
Ressamlar, mağara duvarı üzerine resim yaparken fırça veya hayvan kılından keçeler kullanmıştı. Bazen de boyayı parmaklarıyla sürmüş veya kömürle çizerek koyu bir ana hat yaratmıştı. Resimlerin neden bu şekilde saklandığı bilinmemektedir. Aslına bakılırsa, resimlerin neden yapıldığı hakkında gerçekte hiç bilgi yoktur. Uzmanların çoğu resim yapılmasının muhtemelen bazı dinsel nedenleri olduğu konusunda hemfikirdir. Bunlar avcılara yardımcı olması veya berekete katkıda bulunması için tasarlanmış büyü törenlerinde kullanılmış olabilir. Bazen aynı yerde, birbiri üzerine yapılmış, birkaç farklı taslak vardır. Bu, bazı mağara resimlerini ve oymalarını görmeyi çok güç hale getirmektedir. Uzmanlar taslakları daha da belirginleştirmek amacıyla kendi defterlerine onları yeniden çizmek için çok zaman harcamaktadır. Tarih öncesi sanatçı için imgeyi yapma eylemi, tamamlanmış bir imgeden çok daha önemli olmuştur. Belki de, resim veya oyma yapmanın gerçek süreci dinî törenin bir parçasıydı.
Mağara resimlerinin yapılışı Buzul Çağı ressamları beyaz için kil, siyah için kömür, sarı için bir tür toprak olan toprak boyası ve kırmızı için demir oksit kullanmıştı. Sanatçılar bazen başka renkler yapmak için ısıtabilecekleri minerallerden yararlanmıştı. Pigmentler suyla karıştırılmış ve hayvan kürkü keçelere, hayvan kılından fırçalara veya yalnızca ressamın parmaklarına uygulanmıştı. Diğer bir teknik, ağızla veya bir kamış aracılığıyla boyayı tükürerek basit bir püskürtme etkisi yaratmaktı. Sanatçılar mağarayı aydınlatmak için yağ kullanmışlardı ve bazen çalışırken fazladan yükseklik elde etmek için işlenmemiş ahşap çerçeveler inşa etmişlerdi. Buz Devri sanatçıları, bu basit tekniklerle böylesine basit bir topluluk için şaşırtıcı derecede karmaşık imgeler üretmiştir.
Mağara Resimleri – Lascaux Buzul Çağı sanatçılarının neden resim ve heykel yaptıklarını bilmiyoruz; eserlerinin onlar için ne alam ifade ettiğine karar vermek zordur. Önemli hayvanlar ve doğal dünyanın onlara nasıl gözüktüğü gösterilmektedir. Mağara resimleri bu insanların yedikleri ve avladıkları hayvan çeşidini ve ayrıca hangi canlıların en güçlü olduğunu düşündüklerini ortaya koymaktadır. Bu imgeler ve dönemin küçük oymaları, Buz Devri inanışları hakkında da bazı ipuçları vermektedir.
Lascaux'da bulunan mağara resimleri Fransa'da yer alan ve Lascaux mağara kompleksi olarak bilinen mağaradaki tarih öncesi resimlerin tümü, mağara resimleri içinde belki de en harikulade olanlarını içerir. 1940'da keşfedilmiştir, Ren geyiği ve atlar dahil olmak üzere çok sayıda hayvanı göstermektedir. Bu incelikli bir şekilde çizilmiş, parlak olarak renklendirilmiş resimler çok sayıdaki ziyaretçinin mağara atmosferi üzerindeki olumsuz etkisi yüzünden 1960'da hasar görmeye başlamıştır, artık Lascaux II olarak adlandırılan bir replika ziyaret edebilmektedir.
Venüs Heykelciği Dişi figürlerin kalça ve belleri geniş bir şekilde yapılan oymaları, genellikle Buzul Çağı sitelerinde bulunmuştur. Arkeologlar, onların bereket tanrıçası olduğunu düşündüğünden Roma aşk tanrıçasına ithafen onları "Venüs (http://www.antiktarih.com/2018/05/28/ask-ve-guzellik-tanricasi-aphrodite/)" olarak adlandırmıştır.
Buzul Çağı Venüs heykelleri
|