Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım

Kur'an'ın tanımı: Kur'an'ın değişik tanımları yapılmıştır. Bunlardan ikisi:"Alemlerin Rabbi tarafından Cebrâil aracılığıyla, uyarıcılardan olsun diye Muhammet A.S.'ın kalbine apaçık bir Arapça ile indirilen, mesajları...

Başlatan: Asrevya - Güncelleme: 21 Ocak 2023, 01:39:40 - Gösterim: 226

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım


Kur'an'ın tanımı: Kur'an'ın değişik tanımları yapılmıştır. Bunlardan ikisi:
"Alemlerin Rabbi tarafından Cebrâil aracılığıyla, uyarıcılardan olsun diye Muhammet A.S.'ın kalbine apaçık bir Arapça ile indirilen, mesajları önceki kitaplarda da bulunan, bir anlamda onlarında toparlayıcısı konumundaki ilâhi bir kelamdır (26/192-196)."

Kur'an; "Allah tarafından vahiy yoluyla Hz.Muhammed (a.s)'a ayet-ayet, sure- sure indirilen, O'ndanda bize kadar tevatür yoluyla nakledilen, 'Fatiha suresiyle' başlayıp 'Nas suresiyle' biten, okunmasıyla ibadet olunan, hak ile batılı ayırt etmede, iman, ahlak ve salih amelde dinin tek ölçüsü, mushaflarda yazılı yüce kelama Kur'an denir."

Tevatür; Yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan bir topluluğun naklettiği habere denir.

Kur'an'ın iniş süresi; 610 yılı Ramazan ayı, Kadir gecesinden itibaren 632 de Allah Rasulü'nün vefatına kadar, yaklaşık 23 senede inmiştir. "Ramazan ayıdır ki, Kur'an işte bu ayda indirilmiştir." Bakara 2/185, "Gerçek şu ki, biz Kur'an'ı Kadir gecesinde indirdik." Kadir 97/1

Sûre: Üç ve üçten fazla ayetlerden meydana gelen veya Kur'an'ın bölümlerine "sûre" denir.
Kur'an'ın ilk suresi , "Fatiha", son süresi ise "Nâs" süresidir. Kur'an'da 114 sûre bulunmaktadır. En kısa sûre 3 âyetli "Kevser" sûresi, en uzun sûre ise 286 âyetli "Bakara" sûresidir. Kur'an sûreleri genel olarak çok âyetli sûrelerden az âyetli sûrelere doğru veya 100 den fazla âyetli sûrelerden, 100 den az âyetli sûrelere doğru dizilmiştir.

Kur'an'ın nazil olması (inişi) şu andaki Kur'an'ın dizilişine göre indirilmemiştir. Kur'an'daki sûrelerin şu andaki dizilişleri konusunda üç görüş vardır. Bunlardan birincisi, bu dizilişi Muhammet A.S.'ın yaptırdığı, diğeri ise sahabe tarafından tasnif edildiği, diğer bir görüş ise bir kısmının Muhammet A.S. tarafından, diğer bir kısmının ise sahabenin ictihadıyla yapıldığıdır. İlk nâzil olan sûre "Fatiha" son nâzil olan sûre "Nasr" sûresidir.

Sûrelerin İsimleri: Kur'an'da her sûrenin bir veya birden fazla ismi vardır. Sûreler, sûre içindeki bir kelimeden, o sûrenin genel içeriğinden veya o süre içinde anlatılan bir konu veya konulardan isimlerini alır. "Fatiha, Bakara, Kasas..." sûreleri gibi. Bazen de iki veya ikiden fazla sûrelere de bir isim verilmiştir. Nâs ve Felak sûrelerine "Muâvvizetân" denildiği gibi.

Sûrelerdeki Besmeleler: Kur'an'da "Tevbe"sûresi hariç diğer 113 sûrenin başında besmele vardır. "Neml " sûresinin ise içinde de bir besmele daha vardır. Toplam Kur'an'da 114 besmele vardır. Sûre başındaki besmeleler, bu surelere mi dahil sorusunun cevabı, bu besmeleler sûreleri bir birinden ayırt edilmek içindir. Fakat "Neml" sûresinin içindeki "Besmele" Kur'an'dandır. Diğer bir görüş ise sûre başlarındaki "Besmeleler" o sûreye dahildir. Yaygın olan görüşe göre "Neml sûresindeki (27/30)" besmele Kur'an'dan olup sûre başlarındaki besmeleler sadece sûreleri ayırt etmek için konulmuştur görüşüdür. Onun için bu görüşe uygun olarak, namazlarda sûre başlarındaki besmeleler okunmaz. Tevbe Suresinin başında besmelenin olmayışının nedeni, önceki surenin devamı olmasından ya da müşriklere sert bir uyarı ile başlamasından dolayı görüşüdür.

Âyet: Sûrelerin içinde bulunan kısa bölümlere âyet denir. Sûrelerdeki âyet sayıları Kur'an bilimcilerine göre farklıdır. Kur'an'da en uzun âyet; alış-verişte, borçlanma ve bunun yazı ile tespitini ifade eden ve aynı zamanda şahitlik konusunu işleyen Bakara Sûresi'nin 282.âyetidir.

Kur'an'da âyet sayıları, Kur'an ilmiyle uğraşan Müfessirlerin takip ettikleri metotlara göre değişiklik göstermektedir. Bu değişiklik, Kur'an âyetlerinin azalıp çoğalmasından değil metot farkındandır. Kur'an'ın içeriği aynıdır. Bazı Müfessirler bazı âyetleri iki kabul ederken veya tekrar edilen âyetleri bir sayarken öbür bir Müfessir tek tek sayıya ilâve etmiştir.

Buna göre: Şu andaki Kur'an'da âyetlerin sayısı toplamı 6236 dır. Bu sayıya sûre başlarındaki "Besmele" dahil değil. Sûre başlarındaki "Besmeleyi" sayıya dahil edersek 6349 olur. Bu konuda çalışma yapan müfessirler: Nâfi'ye göre: 6217 , Şeybe'ye göre:6214 , Küfeli alimlere göre: 6236 , Mısırlı alimlere göre: 6219 , Şamlı alimlere göre: 6226 , Zemahşeri'ye göre: 6666'dır. Bu sayının zihinde kalması kolay olduğu için âyet sayısı olarak bu sayı (6666) yaygın olarak kullanılmıştır.

Sûre içindeki "âyetlerin" dizilişleri vahiyledir. Yani Allah'ın vahyine göredir. Bu konuda hiçbir ihtilaf yoktur.

Muhammet A.S.'a ilk nâzil olan âyet yaygın olan görüşe göre okuma/çağrı ile ilgili "Alak" sûresinin ilk beş âyetidir. Son gelen âyet ise "Mâide" sûresinin üçüncü âyetinde yer alan şu ayet'i-kerimedir; "Bugün size dininizi ikmal ettim ve üzerinize nimetimi tamamladım ve din olarak sizin için İslam'ı seçtim."

Hizb ve Cüz: Hizb: Kur'an'nın her beş sahifesine denir. Veya cüz'ün dörtte birine hizb denir. Kur'an'da toplam 120 hizb vardır. Hizbler "her cüz içinde" dörde kadar sayılır.

Cüz, Kur'an'ın "her yirmi sahifesine" denir. Kur'an'da 30 cüz vardır.

Tilâvet Secdesi: Kur'an'da 14 yerde "Secde âyeti" geçmekte, ve bunlara "Tilâvet Secdesi" denir.

"Hizb", "cüzler" ve "Tilâvet Secdeleri" Kur'an'ın sahife kenarlarında işaretlidir.

Mekki ve Medeni Sûreler: Kur'an'daki sûrelerin bir tasnifi de "Mekki" ve "Medeni" sûreler olarak yapılmıştır.

Mekki Sûreler deyince 610 yılından 622 yılındaki hicrete kadar nazil olan sûrelerdir. Genel olarak bu sûrelerin içeriği, geçmiş milletlerden örnekler, inanç esasları, körü körüne öncekilerin yoluna uymanın yanlışlığına dikkat çekilmiş, Allah'ın varlığına deliller gösterilmiştir.

Medeni sûreler denince 622 de hicretten sonra, 632 de son nebinin vefatına kadar inen sûrelerdir. Genel olarak bu sûrelerin özellikleri; dinin bazı emir ve yasaklarını, ibadet ve günlük yaşantıya ait hükümler, Yahudi ve Hıristiyanların bazı sapkınlıkları, aile ve toplumla ilgili sorumlulukları konu alır.
Daha bunun dışında âyet ve sûrelerin değişik kriterlere göre tasnifi yapılmış ise de yaygın olan görüş budur.

Kur'an'da Nokta, Hareke ve Durak İşaretleri: Kur'an'da bu işaretler, Kur'an'ın daha kolay okunması için daha sonraları dilciler tarafından konulmuştur. Kur'an'ın bugünkü şekilde noktalanması ise 786 yılında vefat eden İmam-ı Halil İbn-i Ahmet tarafından yapılmıştır.

Kur'an'ın İsimleri: Kur'ân'ın çok sayıda ismi vardır. Bazıları şunlardır;

el-Kur'an: Muhammet A.S. indirilen vahıyler toplamı. Çok okunan ve okunması gereken kitap. Kur'an üç anlama gelmektedir;
Kur'an, Kur'an'ın kendisi, tamamıdır.
Kur'an, Kur'an'dan bir bölüm.
Kur'an'ın 610 Ramazan ayının Kadir Gecesinde vahyedilmeye başlamıştır. Yaygın görüşe göre ilk vahyolunan ayetler Alak Suresinin ilk beş ayetidir. Kur'an'da bir sure, ayet veya sureler, ayetler. "Kur'an oku" dediğimiz zaman Kur'an'dan bir bölümün okunmasını anlarız.

Konuyla ilgili şey'in veya şeylerin bir araya getirilmesi (17/79). Konuyla ilgili ayet kümeleri. Kur'an'ın içinde sonsuz ayet kümeleri vardır. Sayılarla sonsuz işlem yapılabildiği gibi. İşte müslümanlar, problemlerini veya yapması, inanması gerekenleri bu kümeleri oluşturarak Kur'an'dan bulmaları gerekir. Müslümanlar bu metodu kaybetmişler, inanması, yapması veya yapmaması gerekenleri, problemlerine çözüm üretmeyi Kur'an'da araması gerekirken, Kur'an dışında aramaktadırlar. Bunun düzeltilmesi gerekmektedir.

el-Kitap: Yazmak, yazılan şey, yazı tomarı anlamındadır. Kur'an'da 261 yerde geçmektedir. Kur'an'ın en çok Kur'an'da geçen ismidir.

el-Furkan: Hak ile batılı, yanlış ile doğruyu, hidayet ile dalâleti, faydalı ile zararlyı birbirinden ayıran ölçüdür.

en-Nur: Karanlıklardan aydınlığa çıkaran ışık, vahyin aydınlığı olan kitap. Hayatımızın aydınlık olması "vahyin nuruyla (Kur'an'la)" buluşmamıza bağlıdır. Vahyin nurunu görmemezlikten gelmek, karanlıkta farsız yol almaya çalışan sürücünün hali gibidir ki yonu felakettir.

er-Rûh: Beden için Ruh'un önemi ne ise hayat için Kur'an'ın önemi odur (42/52). Kur'an'ın "ruh" oluşu, onun sorumlu varlıkları muhatap alışı ve onları yaratılış gayesine uygun bir hayata yönlendirmesiyle ilgilidir. İşte bu yönlendirme, "er-Ruh" olan Kur'an'la mümkündür.

eş-Şifa: Kur'an'ın "Şifa" oluşu gönüllerdeki inançsızlık hastalıklarına tedaviye yöneliktir. Dini hayatı doğru anlamada Kur'an'ın "Şifa" oluşu görmezlikten gelinemez.

el-Beyan / el-Beyyine: Kur'an her şey için bir açıklamadır. Kur'an, hüküm koyan ayetleri (muhkem) kendisi açıklar (mufassal "...Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye..." 11/2) ve rasul bunu insanlara duyurur ve öğretir ("...Gerçekten ben, sizi O'nun tarafından uyaran ve müjdeleyenim, 11/2).

el-Hakk: Kur'an'ın verdiği bilgi hakkın ta kendisidir.

er-Rahmet: Kur'an, Allah'ın insanlığa bir rahmetidir. Kur'an verdiği bilgilerle insanları en doğruya yöneltir.

el-Hidâyet / el-Hüda: Şaşkınlıklardan öte insanlık için dosdoğru yolu gösterendir.

el-Büşra: Kur'an, Müminleri ödüllerle ve Allah'ın desteğiyle müjdelemektedir.

el-Mev'ıze: Nasihat vermede öğütlerin ve en güzel metotların yer aldığı asıl kaynak.

ez-Zikr / et-Tezkira / ez-Zikra: İnsana gerçekleri ve Allah'ı hatırlatan ilahi bir hitaptır / sesleniştir. Fıtrata uygun ilahi reçetenin hatırlatılmasıdır.

Kur'an'ı-Kerim'in sıfatları
el-Mübîn: Kur'an'ın apaçık ve aynı zamanda açıklayıcı olduğunu ifade eder.

el-Azîm: Kur'an'ın yüce kaynaktan geldiğini, yüce hakikatler içerdiğini ve ona uyanları yücelteceğini ifade eder.

el-Hakîm: Hükümler /emirler içeren (muhkem) bir kitaptır.

el-Kerîm: Kur'an'ın değerini ve müminlere sunulan / sunulacak olan ikramın kaynağını ifade eder.

el-Mecid: Kur'an'ın yüceliğini ve ona sahip çıkanları onurlandıracağını ortaya koyar.

Kur'an-ı Kerim'in Dört Özelliği:
Metin olarak;
1) Kur'an Arapçadır.
2) Hz.Muhammed (A.S)'e indirilmiştir.
3) Muhammet A.S.'dan bize kadar tevâtür yolu ile gelmiştir.
4) Lafızdır.Yani söz, kelamdır. Kur'an ancak bu özelliği ile Kur'an'dır. Bu özelliklerden birinin olmayışı Kur'an'ı ortadan kaldırır.

Türkçe Kur'an Olur mu?
Hiçbir dil başka bir dile tam olarak aktarılamaz. Çünkü her dilin bir yapısı ve özelliği vardır. Kur'an bu anlamda eksiksiz olarak bir başka dile aynı anlam ve ağırlığını koruyarak aktarılaması mümkün değildir.

Kur'an'daki âyet dizilişleri ve bunların anlamları Allah'a aittir. İnsan Kur'an'ı anlamada hatalar yapabilir. Bu hatalar Kur'an'a ait olmayıp insana aittir. Dolayısıyla Müslümanlar öncelikle Kur'an'ın aslını-orijinalini korumaları dini bir vecibedir. Zatende tarih boyunca böyle olmuştur. Ama her Müslüman topluluk kendi dillerine göre Kur'an'ı anlayacak ve bu konuda çaba ve gayret gösterecektir. İşte bu anlamda Kur'an'ı başka dillere çevirmek, onu anlamaya çalışmak farklı dillerdeki Müslümanların görevidir. İşte bu anlamda bir tane Kur'an vardır. O Kur'an'da kendi özellikleri ile Kur'andır. Kur'an'ın başka dillerde tercümeleri vardır. Hiçbir tercüme asla, aslının yerini tutacak bir özellik taşımaz. Onun için Türkçe Kur'an veya başka dilde Kur'an yoktur ama, Kur'an tercümeleri vardır.

Kur'an-ı Kerim'in Muhtevası İçeriği:
Kur'an başlıca şu konuları kapsamaktadır:
1) İnançla ilgili âyetler
2) İbadetlerle ilgili âyetler
3) Sosyal ilişkilerimizi düzenleyen âyetler,
4) Bazı davranış ve suçların cezalarıyla ilgili âyetler
5) Ahlakla ilgili âyetler
6) Nasihat ve tavsiyelerle ilgili âyetler
7) Cennet ve cehennemle ilgili âyetler
8) İlmi gerçeklerle ilgili âyetler
9) Geçmiş milletlerin hayatlarıyla ilgili âyetler
10) Dualarla ilgili âyetler,
11) Haram-helalle ilgili âyetler,
12) Evren-dünya ve insanın yaratılışıyla ilgili âyetler (yaratılışla ilgili âyetler), 13) Müslümanların diğer milletlerle ilgili tavırlarıyla ilgili ayetler vardır.
Daha bunların dışında pek çok konuyla ilgili âyet Kur'an'da yer almaktadır.

Kur'an-ı Kerim'in Korunması:
Kur'an'ı bizzat Allah korumaktadır.
Gelen âyetler Muhammet A.S.'ın zihnine hemen yerleşiyordu. Ayrıca bir çok sahabe bu âyetleri ezberliyordu.
Muhammet A.S.'ın tayin ettiği adına "Vahiy kâtibi" denilen özel yazıcılar tarafından hemen yazıya geçiriliyordu.
Namazda okunarak korunmuştur. Çünkü her Müslüman namaz kılmakla görevli, namazda ise bir miktar Kur'an okumak zorunludur.
Muhammet A.S.'dan sonra binlerce hafız tarafından ezberlenerek korunmuştur. Halen de ülkemizde ve diğer Müslümanlar arasında Kur'an'ı ezberleyen on binlerce Müslüman vardır. Bu kıyamete kadar da inşaallah böyle devam edecektir.
Kitaplara yazılarak korunmuştur. Günümüzde de Kur'an'ın değişik baskıları çok sayıda mevcuttur.

Her Ramazan ayında Cebrail Allah Rasulü'ne gelerek, o Ramazan ayına kadar gelen ayetleri birbirlerine okurlardı. Bu olay Son Nebi'nin vefat ettiği yılın ramazan ayında iki defa vuku bulmuştur.

Günümüz de halen devam etmekte olan ve adına "Mukabele" dediğimiz ve Ramazan Ayında çok yaygın olan, bir hâfızın veya okuyucunun ezbere veya yüzünden okuyarak, diğer Müslümanların bu okuyuşu takip ederek okunması devam etmektedir.

Günümüzde ise sadece Kur'an'ın yazılışı ve bu konuda yapılan yanlışların düzeltmekle görevli Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme Kurulu tarafından da ayrıca bu hizmet, resmi olarak ülkemizde devam etmektedir.
Ayrıca Kur-anla ilgili disketler, webb sayfaları insanların hizmetine sunulmuştur.

Muhkem – Müteşâbih Âyetler
a-Muhkem; hüküm koyan, emir veren ayetlerdir. Bu ayetler aynı zamanda Kur'an'ın anası durumundadır (Âl'i-İmran 3/7).
b-Müteşâbih; Muhkem ayetlerle bağlantılı olan ve onları detaylandıran ayetlerdir (Âl'i-İmran 3/7).

Kur'an'ın okunmasıyla ilgili üç kavram
Tilâvet:
1- Hatırlatmak, tekrarlamak, nakletmek, aktarmak, (26/69),
2- okumak, öğretmek, (6/151),
3- takip etmek, izini sürmek (11/17, 91/2), gereğini yapmak (29/45) anlamındadır.
Tilavet bir şeyi okumak, hatırlatmak, izini sürmek, ardından gitmek anlamındadır. Kur'an'ı okumakla beraber, onu öğretmeyi, onun yörüngesine girmeyi, onu hayatın merkezine almayı, Kur'an'ı hayatımıza uygulamayı ifade eder. Işığını Kuran'dan almayı ve onunla aydınlanmayı ve aydınlatmayı ifade eder.

Kıraat: Kur'an'ı anlamaya yönelik bir okuma biçimidir. Bunun önündeki engellerden Allah'a sığınmak (16/98). Aklın okuması, düşüncenin harakete geçmesi (96/1), varlıklar üzerinde tefekkür etme (38/29, 51/20-21). Ayetler okunarak arka planını düşünmek (tedebbür). Akıl sahiplerinin (derin bilgi sahiplerinin) okuma biçimi (41/3). Üç çeşit kitap vardır; insan kitabı (51/21), evren kitabı (51/20) ve vahyolunan kitap (14/52, 19/97).

Tertîl: Özümseyerek, hissederek, yüreğinde duyarak, vahıyle bütünleşerek yavaş yavaş okumayı ifade eder (25/32, 73/4). Kur'an'la inşaa olunmaktır.

Tilavet; birinci okuma düzeyini, kıraat; ikinci okuma düzeyini, tertil; okumanın zirvesidir (içselleştirme). Bu üç kavramın içinde olan okuma asıl okumadır. Bunlardan biri yoksa o okuma eksiktir.

SONUÇ
"Dönüşü olan göğe ve yarılan yere yemin ederim ki, Kur'an hak ile batılı ayırt eden bir sözdür. O şaka değildir." Tarık : 86/11,14
"İşte bu indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. O'na uyunuz ve sakınınız. Umulur ki merhamet olunursunuz." Enam 6/158


Kaynak:Kur'anevi
Değeri Değere Değen Kavrar...

Benzer Konular (2)

Clicky