Kitap Okumak ve Televizyon İzlemek

Kitap Okumak ve Televizyon İzlemek Beynimizi Farklı Şekillerde Nasıl Etkiliyor? Kitap okumanın iyi, televizyon izlemenin ise kötü olduğu algısı mevcut. Gününüzü kıvrılıp kitap okuyarak geçirdiğinizde entelektüel kabul...

Başlatan: Maui - Güncelleme: 28 Kasım 2022, 00:27:24 - Gösterim: 699

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kitap Okumak ve Televizyon İzlemek


Kitap Okumak ve Televizyon İzlemek Beynimizi Farklı Şekillerde Nasıl Etkiliyor?

Kitap okumanın iyi, televizyon izlemenin ise kötü olduğu algısı mevcut. Gününüzü kıvrılıp kitap okuyarak geçirdiğinizde entelektüel kabul edilirsiniz, ancak tüm gün en sevdiğiniz diziyi izlerseniz miskin oluverirsiniz.

Şeker yemenin dişinizi çürütmesi veya güneşlenmenin cildinize zarar vermesi gibi, kitap okumanın iyi bir şey olduğu gerçeği de herkes tarafından bilinir. Kitaplar bilgimizi artırır ve düşünmemizi sağlar. Öte yandan, televizyon izlemek beyin hücrelerini öldürür.

Ama neden? Televizyon izlemek neden kitap okumak kadar eğitici olamıyor? Örneğin, Game of Thrones dizisini izlemek "zekanızı düşürürken" serinin kitaplarını okumak tam tersi etkiyi nasıl yapıyor?

Sonuçta, her türden kitap mevcut. Bazıları iyi, bazılarıysa kötü yazılmış. Bu durum diziler için de geçerli. Kitapları iyi, televizyonu kötü olarak sınıflandırmak bu kadar kolay mı?

Kitaplar ve televizyon hakkında araştırmalar ne diyor?

2013 yılında Japonya'daki Tohoku Üniversitesi'nde bir araştırma yapıldı. Hiraki Takeuchi önderliğindeki çalışma ekibi, televizyonun 276 çocuğun beyinleri üzerindeki etkileri ile televizyon izleyerek geçen süreyi ve bunun sahip olduğu uzun vadeli etkileri inceledi.

Araştırmacı Takeuchi, çocuklar ne kadar çok televizyon izlerlerse beyinlerinin aşırı uyarılma ve saldırganlıkla ilgili bölümlerinin de o kadar kalınlaştığını keşfetti. Ayrıca, frontal lobun kalınlaştığı da görüldü ki bunun sözel akıl yürütme becerisine zarar verdiği biliniyor.

Çocukların televizyon izlediği saatler arttıkça sözel testlerinin sonuçları da aynı oranda düştü. Beyindeki bu negatif etkiler çocuğun yaşı, cinsiyeti ve ekonomik durumundan bağımsız olarak gerçekleşti.



Aynı yıl başka bir çalışmada roman okumanın beyin üzerindeki etkileri araştırıldı. Emory Üniversitesi'nden Gregory Burns ve meslektaşları manyetik rezonans (MR) sonuçlarına dayanarak okumanın etkilerini öncesi ve sonrası olarak görmek istediler.   

Üniversite öğrencilerinden, Robert Harris'in İtalya'daki Vezüv Yanardağı patlaması konulu gerilim romanı Pompei'i okumaları istendi. Bu kitabın seçilmesinin sebebi güçlü bir anlatıma sahip olması ve gerçek olaylara dayanan etkileyici bir konuyu işlemesiydi.

Romanı okuduktan sonra, öğrencilerin beyinlerinde dil ile ilgili bölümlerdeki bağlantılar arttı. Beynin duyusal motor bölgesinde de hareketlenme meydana geldi, bu da okuyucuların kitaptaki karakterlere benzer hisler yaşadığını gösteriyordu.

Bunların yanı sıra kitap okumanın uzun vadeli etkileri de mevcut. Okumak, beyninizi uyarır ve yaşlı insanlarda bilişsel zayıflamayı erteler. Araştırmalar, televizyon izlemenin Alzheimer için bir risk faktörü oluşturmasına karşın düzenli kitap okuyan yaşlı kişilerde Alzheimer görülme ihtimalinin iki buçuk kat azaldığını buldu.

Sussex Üniversitesi araştırmacılarına göre altı dakika kitap okumak stres seviyelerini yüzde 68 oranında azaltabilir. Okumak bu konuda, müzik dinlemek (yüzde 61), çay ya da kahve içmek (yüzde 54) ve yürüyüş yapmak (yüzde 42) gibi diğer tüm rahatlatıcı aktiviteleri geride bırakıyor.

Bu aktivitelerin üzerimizde farklı etkilere sahip olmasının sebebi ne?

Bu bilgilerden yola çıkarak, televizyona kıyasla kitap okumanın oldukça iyi bir aktivite gibi göründüğünü söyleyebiliriz. Sinirleri yatıştırdığını, dil ve akıl yürütme becerilerini geliştirdiğini ve hatta biz yaşlandıkça beynimizi uyarmaya devam ettiğini görüyoruz. Öte yandan televizyon tam tersi etkilere sahip.

Ancak durumun neden böyle olduğundan hala bahsetmedik.

İlk olarak, yeni yürümeye başlayan ve okul öncesi çocukların iki farklı durumda anneleriyle nasıl etkileşime geçtiklerini inceleyen bir araştırmayla başlayalım. Birinde beraber kitap okurken diğerinde televizyon izlediler.

Sonuçlar, televizyon izlemenin anne ile çocuk arasında düşük oranda ve kalitede iletişime yol açtığını gösteriyor. Eğitici bir televizyon programı sırasında anneler çocuklarına yalnızca birkaç yorum yaptılar ve bu yorumlar da çocukların söyledikleriyle alakasızdı.

Diğer yandan, beraber kitap okumak iletişim seviyesini ve kalitesini artırdı. Annelerin çocuklarına soru sorma, onların fikirlerine ve sorularına cevap verme ve kavramları daha detaylıca açıklama ihtimalleri daha yüksekti.

Anne ve çocuk arasındaki iletişimden de öte, sorun kitabın ya da televizyon programının ne kadar kaliteli olduğu değil. Görünen o ki, aradaki farklılığa sebep olan şey bu aktivitelerin doğaları.



Televizyon, sizin pasif olacağınız bir şekilde tasarlanmıştır. İstediğiniz programı açtıktan sonra geriye yaslanabilir ve hiç çaba sarf etmeden olayların gelişimini izleyebilirsiniz. Bu şekilde, olup bitenler üzerine düşünme ihtimaliniz azalır.

Televizyon ayrıca, fikirleri ve karakterleri yüzeysel bir şekilde sunar. Dizilerin olayları ayrıntılı olarak betimleme ve açıklama lüksü yoktur, çünkü seyirciyi görsel olarak eğlendirmekle yükümlüdürler. Televizyon programları, insanlar kanalı değiştirmesin diye hızlı olmak zorundadır.

Öte yandan kitaplar, eğlencenin ve öğrenmenin daha proaktif bir türüdür. Okuyucunun söylenenler üzerine yoğunlaşması ve kitaptaki fikirler üzerine düşünmesi gerekir. Okurken, boşlukları doldurmak için hayal gücümüzü kullanmaya zorlanırız.

Kitaplar aynı zamanda, her şeyi daha detaylıca açıklayabilme avantajına sahip. Televizyon programları çoğunlukla karakterler arası diyaloglardan oluşurken, kitaplar, okuyucuları sahnelerin ve karakterlerin düşüncelerinin içine sokabilir ve okuyucunun yorum yapmasına olanak sağlar.

Kitap okumanın faydalarını incelediğimize göre, okumanın hayatımızın bir parçası haline gelmesini nasıl sağlarız?

Ortamınızı Değiştirin

Eğer televizyona "yapışık" bir halde yaşıyorsanız, bunun büyük bir sorumlusu içinde bulunduğunuz ortamdır. Çevrenizi televizyon hakkında konuşan insanlarla doldurursanız, televizyon izleme ihtimaliniz de artar. Kumanda sürekli yakınınızda duruyorsa televizyon izlemek daha kolay hale gelir. Eve girer girmez televizyonu açarsınız bu bir alışkanlığa dönüşür.

Peki televizyon izlemekten, kendinizi geliştirmeye yardımcı olacak bir kitap okumaya nasıl geçiş yaparsınız?

Bu alışkanlığınızdan kurtulmak için yapmanız gereken ilk şey ortamınızı değiştirmek. Uzun süre aynı ortamda bulunmak sizi sürekli aynı şeyleri yapmaya teşvik eder. Ancak, yepyeni bir ortama girdiğinizde alışkanlıklarınızı da bir kenara bırakabilirsiniz.

Örneğin, farklı bir yere seyahat ettiğinizde oraya uyum sağlamanız ve farklı alışkanlıklar edinmeniz gerekir. Çünkü, başka bir yaşam tarzına maruz kalmış olursunuz ve günlük aktiviteleriniz de büyük ölçüde değişir. Yeni bir çevredeyken, televizyon izleme alışkanlığınız günde beş saatten sıfıra inebilir kolayca.

Yeni bir yere taşınmak mümkün olmasa da, rutininize kısa bir süreliğine ara verebilirsiniz. Mola vermek ve seyahat etmek günlük hayata dair farklı bir bakış açısına sahip olmanızı sağlar ve sizi yeni rutinler geliştirmeye zorlar. Böylece, eve döndüğünüzde taze bir başlangıç yapabilirsiniz.

Ortamınızdan uzaklaşmayı, mevcut alanınızı yeniden düzenleyerek de gerçekleştirebilirsiniz. Ofis ve eğlence ortamınızı, verimli aktivitelerle uğraşmanızı daha kolay hale getirecek şekilde düzenlemenizi öneririm.

Doğru kitaplar seçin

Yapabileceğiniz bir sonraki şey, zamanınıza en çok değeceğini düşündüğünüz kitapları seçmek. E-kitap ile basılı kitap arasında seçim yapmanız gerekiyorsa, ikincisini seçin.

İşte, basılı kitapların daha iyi olmasının birkaç sebebi:

Basılı kitap okuyucularının okudukları içeriği hatırlamaları e-kitap okuyucularına oranla daha kolay. Geleneksel kitaplar, sayfaları çevirdikçe okuyuculara ilerleme duygusu vermekle birlikte bilgiyi öğrenmenin anahtarı olan konsantrasyonu da sağlıyor (kitabınızda başka bir sayfaya "tıklayamazsınız" mesela).
Basılı kitap daha iyi uyumanıza gerçekten yardım ederken, e-okuyucu ekranlarıdan gelen ışık uyku düzeninizi bozabilir.
E-okuyucular gibi elektronik cihazlar yüksek stres ve depresyon seviyeleri ile bağlantılı. Buna karşın geleneksel kitaplar stresi azaltmaya yardımcı oluyor.
Gün içinde kitap okumaya vakit ayıramayacağınızdan endişeleniyorsanız, bunu sabah ya da akşam yapmayı deneyin. Ben uyumadan önce yarım saatimi kitap okumaya ayırıyorum. Çok uzun bir süre sayılmaz, ama uyumadan önce rahatlamama yardım ediyor. Gün içinde bir şeyi beklemem gerekir ya da boş vaktim olursa diye genelde yanımda kitap taşıyorum. İyi bir kitabı okumanın stresimi azalttığını ve bana kendimi geliştirmek için yeni fikirler verdiğini keşfettim.

Kitaplar size okulda zorunlu olarak kitap okumanız gereken dönemleri hatıratıyorsa, ilginizi çeken konularla ilgili kitaplar seçmeye özen gösterin. Televizyonun, okumanın kişisel gelişiminize yaptığı katkının yerini tutamayacağını göreceksiniz.





Kaynak: https://medium.com
Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...

Hayat alışkanlıkların sonuçlarının sentezi. Bunda da ortam belirleyici.
Ortam değişmeden alışkanlıklar da değişmez.
Pembe dizilerin ya da masa başı kurmaca senaryoların rağbet gördüğü ülkemizde insanlar saatlerini TV'ye bağlı geçiriyor. Hatta sohbetleri bile bu kurgusal karakterlerin yaptıkları modeller ve geleceği üzerine.
Oysa hem vakit çok değerli hem de yaşam gerçekleri anlamlı.
Kitap zihin, bilgi, gelişim ve mantık kabiliyeti açısından en önemli ölçüt.
Hayatı nasıl algıladığımız nasıl yaşadığımızla alakalı. Tabi ki bu da hangi kökten beslendiğimizle.
Gerçek özgürlük kitaplarla şekillenen zihin dünyasında. Tv'nin geçici köleliğinde ya da yapay algısında değil.
Güzel ve anlamlı konunuz için emeğinize sağlık Kerem.
Okuyanların daha çok artması dileğiyle.
Değeri Değere Değen Kavrar...

Benzer Konular (5)

508

Yanıtlar: 12
Gösterim: 4245

6704

Yanıtlar: 0
Gösterim: 110

6423

Yanıtlar: 0
Gösterim: 212

Clicky