Erkek isimleri ve anlamlari

A' İLE BAŞLAYAN erkek İSİMLERİ VE ANLAMLARIAbay: 1. Beceri. 2. Seziş, anlayış. 3. Büyük erkek kardeş.Abbas: 1. Aslan. 2. Sert, çatık kaşlı kimse.Abdi: Kullukla, kölelikle ilgili.Abdullah: Tanrı'nın kulu.Abdülaziz: En yüce, en...

Başlatan: Luna - Güncelleme: 03 Mart 2023, 00:23:52 - Gösterim: 7,134

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

03 Mart 2023, 00:23:52 Son düzenlenme: 04 Mart 2023, 23:47:15 Kerem
Erkek isimleri ve anlamlari


A' İLE BAŞLAYAN erkek İSİMLERİ VE ANLAMLARI

Abay: 1. Beceri. 2. Seziş, anlayış. 3. Büyük erkek kardeş.

Abbas: 1. Aslan. 2. Sert, çatık kaşlı kimse.

Abdi: Kullukla, kölelikle ilgili.

Abdullah: Tanrı'nın kulu.

Abdülaziz: En yüce, en değerli olan Allah'ın kulu.

Abdülkadir: Kudretli ve güçlü olan Tanrı'nın kulu.

Abdülmelik: Evrene hükümdar olan Tanrı'nın kulu

Abid: İbadet eden, tapan kul.

Abidin: İbadet eden, tapan kullar.

Acar: 1. Kuvvetli, güçlü, dinç. 2. Çevik, atılgan, kabına sığmaz. 3. Gözü pek, yiğit, cesur, kabadayı, yılmaz, 4. Hoş, sevimli yüzlü (kimse). 5. Yeni. 6. Taze. 7. Şişman, etli, semiz. 8. Çalışkan, becerikli. 9. Açıkgöz, zeki. 10. Çapkın. 11. Bir çeşit zehirli ot.

Acun: 1. Dünya. 2. Varlık.

Adar: 1. Erginlik, olgunluk. 2. Süre, zaman. 3. Arkadaş, taraftar, omuzdaş, yandaş. 4. Mart ayı.

Adem: 1. Dinî inançlara göre ilk yaratılan insan ve ilk peygamber. 2. İnsan, insanoğlu. 3. İnsanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olan kimse.

Adil: 1. Doğruluktan ayrılmayan kimse. 2. Adaletli. 3. Hakka uygun, haklı.

Adin: 1. Cennet. 2. Kur'ân-ı Kerîm'de Allah'ın sıfatı olarak Ihlas Sûresi'nde geçer. Bir, tek, fert, kişi, kimse demektir.

Adnan: Bir yere yerleşip ikamet eden, mukim.

Affan: İradesiyle kötü şeylerden kaçınan kimse.

Afil: 1. Uful eden, gurub eden, batan (güneş, yıldız). 2. Görünmez olan, kaybolan.

Afşar: 1. Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. 2. Çabuk iş gören, çevik, atılgan. 3. Uyumlu, yumuşak başlı. 4. Bir şeyin zıddı, aksi.

Afşin: Zırh. Silah.

Agâh: Bilen, bilgili, haberli, uyanık.

Agir: Ateş.

Ahad: 1. Bir, kişi, kimse. 2. Birler, birden dokuza kadar olan sayılar.

Ahi: 1. Arkadaş, dost. 2. Erkek kardeş. 3. Ahilik ocağından olan kimse. 4. Cömert, eliaçık.

Ahlas: 1. Saf, halis, karışımsız. 2. İyi yürekli, temiz kimse. 3. Kur'anî ıstılahta, Allah'a halis olarak yönelip ihlaslılıkta ileri bir dereceye varmış kul.

Ahmet: Övülmeye layık, övülmüş.

Ahter: 1. Yıldız. 2. Talih, şans, uğur.

Akad: Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse.

Akal: 1. Akmak ve almak fillerinin emir biçimlerinin yan yana gelmesiyle oluşmuş bir ad.2. Beyaz anlamındaki ak ile kırmızı anlamındaki al sözlerinden oluşmuş bir ad.

Akalp: Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.

Akan: 1. Bir yerden bir yere doğru akan, giden. 2. Çeşme, pınar.

Akarsel: Akan sel.

Akay: Parıltılı ay, ışıklı ay.

Akbaran: Yağmur.

Akbora: Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına gibi olan temiz ve dürüst kimse.

Akdemir: Dövme demir.

Akdeniz: Kuzeyde Avrupa, doğuda Asya, güneyde Afrika ile kuşatılan deniz.

Akel: 1. Doğru, dürüst işler yapan kimse.2. Eli uğurlu olan kimse.

Akgiray: Dürüst han veya prens.

Akın: 1. Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul gibi amaçlarla toplu olarak yapılan baskın. 2. Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.

Akınalp: Akın yapan yiğit.

Akif: İbadet eden, ibadetle uğraşan kişi.

Akmeriç: Meriç nehri gibi saf ve temiz olan.

Aköz: Özü temiz, doğru olan kimse.

Akpolat: Çelik gibi kuvvetli ve sert olan.

Aksel: "Sel gibi ak" anlamında kullanılan bir ad.

Aksoy: Temiz, tanınmış soydan gelen kimse.

Aktaç: Beyaz taç.

Aktan: Parlak, aydınlık sabah.

Aktuğ: Beyaz tuğ.

Alaz: 1. Alev. 2. Ağaçsız, açıklık yerler. 3. Gösteriş, haşmet.

Algan: Alan, fetheden, fatih.

Algın: 1. Güçlü, iyi, güzel, sıcakkanlı, sevimli. 2. Sevdalı, âşık, vurgun. 3. Hızlı akan su. 4. Cılız, zayıf.

Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.

Alican: Yüce, ulu dost.

Alim: Bilgin.

Alişan: Herkes tarafından tanınan, ünlü.

Alp: 1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.

Alpar: Yiğit, kahraman, cesur kimse.

Alpaslan: Alparslan. 1.Yiğit, cesur, yürekli kimse.2. Büyük Selçuklu hükümdarı.

Alpay: Cesur, yiğit kimse.

Alper: Yiğit, kahraman erkek.

Alperen: Yiğit, cesur, yürekli kimse.

Alphan: Yiğit, cesur, yürekli hükümdar.

Alptekin: Yiğit, cesur, yürekli hükümdar.

Alptuğ: Yiğit, cesur, yürekli, savaşçı kimse.

Altan: 1. Kızıl tan. 2. Hakan, sultan, padişah.

Altay: Yüksek dağ.

Altemur: Demirin korlaşmış kırmızı hali.

Altınöz: Soyu üstün nitelikli, değerli olan kimse.

Altuğ: Kırmızı tuğ.

Amaç: Erişilmek istenen sonuç, maksat, gaye, hedef.

Amil: 1. İsteyen, emeli olan. 2. Etken, etmen, sebep, faktör.

Amir: Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse.

Ammâr: Bir yeri bakımlı hale getiren.

Andaç: 1. Armağan.2. Evlat, nesil. 3. Ün, şöhret. 4. Eş, denk.
Anıl: 1. Amaç, erek. 2. Yavaş, ağır. 3. Bellek, hafıza. 4. "Adın her zaman anılsın" anlamında kullanılan bir ad.

Araf: İslam inancına göre cennet ile cehennem arasında bir yer.

Aral: 1. Birbirine yakın adaların oluşturduğu topluluk, takımada. 2. Sıradağlar.

Aran: 1. Kuytu, sıcak yer. 2. Yayla. 3. Düzlük, ova, kışlak. 4. Ilımlı, uyumlu, uygun.

Aras: 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal.2. Doğu Anadolu'da bir ırmak.

Arcan: Özü saf, temiz kimse.

Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.

Arden: 1. Sabırsız, istekli. 2. Bolluk, bereket 3. Yüce makam.

Arel: Temiz, dürüst kimse.

Arem: Çölde bilinçli şekilde birileri tarafından konulan hedef, nişan.

Aren: Farsça:  Parlak renkteki kum tanesi. Hititçe:  Işık.

Argün: Temiz, aydınlık gün.

Arık: 1. Temiz, saf, duru.2. Zayıf, cılız. 3. Su yolu, ark. 4. Dere, çay. 5. Fidan dikilen yer.

Arın: 1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe, dağların, tepelerin yüzü.

Arınç: 1. Temiz, saf, arı. 2. Barış, huzur.

Arif: Çok anlayışlı ve sezgili kimse.

Arjen: 1. Volkan alevi. 2. Atılgan enerjik ve akıllı olan kimse.

Arkan: 1. Temiz, arı kandan gelen. 2. Üstün, galip.

Arkut: Temiz, uğurlu, kutlu.

Armağan: 1. Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, hediye. 2. Ödül. 3. Bağış, ihsan.

Arman: 1. Dürüst, doğru, güvenilir kimse. 2. İstek. 3. Özlem.

Arslan: 1.Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160 cm, kuyruğu 70 cm ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir memeli türü. 2. Gürbüz, yiğit adam.

Artuç: Ucu sivri bir demirle donanmış, uzunca çubuk şeklinde, mızrak türünden eski bir silah.

Artun: Gururlu, kendine güveni olan kimse.

Asım: 1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.

Asil: Soylu.

Aşir: 1. Bir dinî tören sırasında veya cemaatle namaz kılınıp dua edildikten sonra okunan Kur'an ayetleri. 2. On sayısı. 3. On gün.

Aşkın: 1. Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş.2. Benzerlerinden üstün.3. Çok, fazla.

Ata: Türkçe:  1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri. 3. Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri. Arapça:  Bağış, ihsan.

Ataberk: Şehzade eğitmeni, devlet yetkilisi.

Atabey: Selçuklularda şehzadelerin eğitimiyle görevli kimse, lala.

Atacan: "Sevgili baba" anlamında kullanılan bir ad.

Atakan: Hükümdar olan ata.

Atalay: Ünlü, namlı, şöhretli kimse.

Ataman: Ata kişi, başkan, önder.

Atasoy: Ataları gibi soylu olan kimse.

Ataullah: Allah'ın bağışı, ihsanı.

Ateş: 1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık.2. Coşkunluk.

Atılgan: 1. Çekinip korkmadan kendini tehlike veya güçlüklere atan kimse. 2. Girişken.

Atlas: Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş.

Attila: 1. Ünlü. 2. Babacık. 3. Büyük Hun İmparatorunun adı.

Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.

Aybar: Gösterişli, heybetli, görkemli.

Aybars: 1. Ay gibi güzel ve temiz pars. 2. Hun İmparatoru Attila'nın amcası.

Ayberk: Ey güçlü kimse anlamında kullanılan bir ad.

Aybora: "Ey fırtına gibi olan!" anlamında kullanılan bir ad.

Aydın: 1. Işıklı, pırıltılı, aydınlık. 2. Açık, kolay anlaşılır. 3. Öğrenimi, bilgisi ve görgüsü olan, ileri düşünceli kimse. 4. Umut veren. 5. Mehtap.

Aydinç: Ay gibi dinç olan.

Aydoğan: Ay gibi doğan.
Aygün: Ay gibi güzel, Güneş gibi parlak olan.

Ayhan: "Ey hükümdar!" anlamında kullanılan bir ad.

Aykan: Parlak soylu, soyu sopu temiz.

Aykut: Kutlu, uğurlu ay.

Aytaç: Ay gibi parlak taç takmış olan.

Aytek: Ay gibi tek, biricik, eşsiz.

Aytekin: Ay gibi tek ve uğurlu olan.

Aytunç: Ay gibi parlak, tunç gibi dayanıklı olan.

Ayvaz: 1. Koca, eş. 2. Güzel, yakışıklı. 3. Saçsız, kel. 4. Sağır. 5. Kaba. 6. Osmanlılar zamanında büyük konaklarda mutfak işlerini gören uşak.

Azam: Büyük, çok büyük.

Azer: 1. Ateş. 2. Hz. İbrahim'in babasının adı.

Azim: Kararlı, azmeden.

Aziz: 1. Ermiş, eren. 2. Sevgide üstün tutulan.

Azmi: 1. Azimli, kararlı.2. Sözünde duran.

Azrak: Az bulunur, nadir.

βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

B, ile baslayan erkek isimleri ve anlamlari

Babür: Kaplan.

Bağdaş: Yakın arkadaş, dost.

Baha: 1. Ar. Güzellik, zariflik. 2. Ar. Parıltı. 3. Far. Kıymet, değer, paha.

Bahadır: Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse, batur.

Bahattin: Dinin güzelliği.

Bahri: 1. Denizle ilgili olan.2. Bir tür deniz ördeği.

Bahtiyar: Mutlu.

Baki: 1. Sürekli.2. Bir şeyden artan miktar. 3. Öteki.

Balaban: 1. İri, büyük.2. Şişman, gürbüz kimse.2. Atmaca, doğan vb. yırtıcı bir kuş.

Balaz: Ağaç, asma filizi, sürgün.

Balkan: 1. Sık ormanla kaplı dağ. 2. Yığın, küme. 3. Sazlık, bataklık.

Bangu: 1. Haykırış, bağırış. 2. Gök gürültüsü. 3. Yankı.

Baran: Yağmur.

Barbaros: Büyük Türk denizcisi, Barbaros Hayrettin Paşa'ya. (1467-1546) Avrupalılar tarafından verilen ve "Kızıl sakal" anlamına gelen bir ad.

Barça: Hepsi, tamamı.

Barçın: Bir tür ipekli kumaş.

Barım: 1. Varlık, servet, zenginlik. 2. İktidar.

Barın: 1. Bütün, hep. 2. Güç, kuvvet. 3. Göğüs.

Barış: 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç.4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.

Barkın: 1. Yolculuk eden, yolcu, gezgin.2. Kendisini yolundan hiçbir şeyin alıkoymadığı yolcu.

Barlas: Kahraman, savaşçı.

Bars: Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan.

Bartu: 1. Varlık, servet.2. Varılacak yer, mesafe.

Basri: Görme ile ilgili olan.
Başar: "Bir işi istenilen biçimde bitir" anlamında kullanılan bir ad.

Başaran: 1. Başta gelen kimse. 2. Başarılı olan. 3. Yaptığı işleri başarıyla sonuçlandıran kimse.

Batıkan: Batı+han Batının Hanı ya da Batının Kanı anlamında.

Batın: Karın. Kuşak.

Batır: Kahraman, yiğit, cesur, bahadır.

Batıray: Kahraman, yiğit, cesur, bahadır kimse.

Battal: 1. Cesur, kahraman. 2. Pek büyük, iri.

Batu: Üstün gelen, gücü yeten, galip.

Batuğ: Üstün olan, yiğit, az.

Batuhan: Üstün gelen, gücü yeten, galip olan hükümdar.

Batur: Kahraman, yiğit, cesur, bahadır.

Baturalp: Kahraman, yiğit, cesur, bahadır kimse.

Bayar: Ulu, yüce, saygın, soylu kimse.

Baybars: 1. Zengin ve korkusuz kimse.2. Bir tür kaplan.

Baybora: Fırtına.

Baycan: Zengin, varlıklı kimse.

Bayer: Zengin, varlıklı kimse.

Bayezid: 1. Yezit'in babası.2. Çeşitli dönemlerde yaşamış Osmanlı şehzadelerinin ortak adı.

Bayhan: Zengin ve varlıklı hükümdar.

Bayındır: Gelişip güzelleşmesi, hayat şartlarının uygun duruma getirilmesi için üzerinde çalışılmış olan, bakımlı.

Baykal: 1. Yabani at. 2. Deniz.
Baykan: Zengin bir soydan gelen kimse.

Baykara: Doğan cinsinden bir kuş türü.

Bayram: 1. Ulusal veya dinsel bakımdan önemi olan, kutlanan gün. 2. Sevinç, neşe.

Bayru: Çok eski zamanda var olmuş veya eskiden beri var olan, kadim. Bayrı.

Baysal: 1. Rahat, dingin. 2. Gürültüsüz, huzurlu.

Baysan: Zengin ve tanınmış kimse.

Baytekin: Zengin prens, şehzade.

Bayülken: Yüce, yüksek, ulu zengin kişi.

Bedir: Ayın on dördüncü gecesi, dolunay.

Bedirhan: Dolunay gibi güzel olan hükümdar.

Bedrettin: Dinin dolunayı.

Bedri: Dolunayla, ayın on dördü ile ilgili olan.

Beha: Ender.

Behçet: Sevinç.

Behiç: Şen, güzel yüzlü kimse.

Behlül: 1. Çok güldüren, şakacı. 2. Hayırsever, iyi adam.

Behnan: 1. İyi huylu kimse.2. Güler yüzlü kimse.

Behram: 1. Merih yıldızı. 2. Eski İran dininde yolcuları korumakla görevli olduğuna inanılan melek.

Behzat: Soyu sopu temiz, doğuştan iyi, temiz kimse.

Beker: Güçlü, yiğit kimse.

Bekir: Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse.

Bektaş: 1. Akran, eş, yaşıt. 2. Eşit, denk.

Berat: 1. Nişan, rütbe. 2. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.

Berge: İm, iz, eser.

Berin: 1. En yüksek, çok yüce. 2. Soylu.

Berkan: "İyice hatırla" anlamında kullanılan bir ad.

Berkant: Güçlü, bozulmaz yemin.

Berkay: Sağlam ve güçlü kimse.

Berke: Kamçı.

Berkin: Sağlam, güçlü, kuvvetli.

Berksan: Güçlü tanınan kimse.

Berzah: İnsanların ölümden sonra kıyamete kadar bekleyeceği yer.

Beşer: İnsan, insanoğlu.

Beşir: 1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güler yüzlü, güleç.

Beyda: Sahra, çöl.

Beyhan: Sır saklamayan, aklındakini ve yüreğindekini hemen söyleyen.

Bilgehan: Bilgili hükümdar.

Bilgin: Bilimsel bir konuda derin bilgisi olan, âlim.

Bilhan: Çok bilgili, çok bilen.

Birant: Ant iç, yemin et anlamında kullanılan bir ad.

Birol: "Tek ol, biricik ol" anlamına kullanılan bir ad.

Birten: Kimseye bağımlı olmayan.

Boğaç: 1. Boğan. 2. Boğaya benzeyen. 3. Dede Korkut hikâyelerinde geçen bir kahraman adı. Küçük yaşta bir boğayı öldürdüğü için bu ad verilmiştir.

Bora: Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.

Boran: 1. Bora. 2. Sis, duman. 3. İç sıkıntısı. 4. Yaban güvercini.

Buğra: Erkek deve.

Buluş: İlk kez yeni bir şey yaratma, icat.

Bulut: Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığınlar.

Burak: Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.

Burç: 1. Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe veya çok köşeli kale çıkıntısı. 2. Zodyak üzerinde yer alan on iki takımyıldıza verilen ortak ad. 3. Ökse otu.

Burhan: Kanıt, delil, ispat.

Bülent: Yüksek, yüce, ulu.

Bünyamin: Yakup Peygamber'in en küçük oğlunun adı.

Bürçe: Kurt yavrusu.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

C, ile baslayan erkek isimleri ve anlamlari

Cabbar: 1. Zorlayan, cebreden. 2. Kuvvet ve kudret sahibi (Allah.) 3. Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi.

Cabir: Zorlayan, cebreden.

Cafer: 1. Küçük akarsu. 2. Caferî mezhebinin kurucusu. 3. Hz. Ali'nin Mute Savaşı´nda ölen kardeşinin adı.

Cahit: Çok çalışan, çaba gösteren kimse.

Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, özü. 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.

Canalp: Özünde yiğitlik, güçlülük olan kimse.

Canbek: Özü pek, güçlü kişilikli kimse.

Canberk: Güçlü, sağlam kişilikli kimse.

Candar: 1. Canlı, diri. 2. Koruyucu, muhafız.

Candemir: Özü güçlü, demir gibi sağlam ve kişilikli kimse.

Candoğan: Yaradılıştan samimi, dost olan kimse.

Caner: Çok içten, sevilen, sevimli kimse.

Cankat: "Yaşama gücü ver, neşe ve mutluluk saç" anlamında kullanılan bir ad.

Cankut: Kişinin mutluluğu, talihi, şansı, uğuru.

Canöz: Kişinin özü.

Canpolat: Canı, özü çelik gibi güçlü kimse.

Cantek: Samimi, içten hükümdar.

Cantekin: Samimi, içten hükümdar.

Carullah: 1. Allah'a komşu olan. 2. Mekke'ye gidip orada oturan kimse.

Cavit: Sonrasız, sürekli kalacak olan, sonsuz, ebedî.

Cebrail: 1. İş yapabilen melek. 2. Allah'a en yakın olan dört melekten, peygamberlere buyruk ve vahiy getirmekle görevli olanı.

Celal: Yücelik, ululuk, değer.

Celâyir: Moğol ırkının büyük kollarından biri.

Celil: Çok büyük, ulu.

Cem: 1. Hükümdar, şah. 2. İran mitolojisinde şarabı bulan. 3. Ar. Toparlanma, bir araya gelme.

Cemal: 1. Yüz güzelliği, güzellik. 2. Güzel yüz.

Cemil: 1. Güzel. 2. Allah'ın sıfatlarından biri.

Cenan: Yürek, gönül.

Cenap: Şeref, onur ve büyüklük.

Cengiz: 1. Güçlü, yılmaz, gözü pek kimse. 2. Tarihte Büyük Moğol İmparatorluğu´nu kuran Türk hükümdarı.

Cengizhan: Güçlü hükümdar.

Cenk: Savaş.

Cesur: Yürekli, korkusuz, yiğit.

Cevahir: 1. Cevherler, elmaslar, değerli taşlar. 2. Özler, mayalar.

Cevher: 1. Bir şeyin esası, öz, maya. 2. Güç, enerji. 3. Değerli süs taşı, mücevher.

Ceyhan: Türkiye'nin Akdeniz bölgesinde, uzunluğu 576 km. olan bir nehir.

Ceyhun: Tevrat'a göre cennetin dört nehrinden biri.

Ceza: Karşılık, mukabil, ivaz.

Cezmi: Kesin karar veren, kararlı kimse.

Cihan: 1. Evren, âlem. 2. Dünya.

Cihangir: Dünyaya egemen olan, dünyayı zapt eden kimse.

Cihanşah: Dünyanın şahı, hükümdarı.

Cihat: Din uğrunda düşmanla savaşma.

Civan: Taze, genç delikanlı.

Coşkun: Coşan, coşkulu, heyecanlı kimse.

Cudi: Cömert, eli açık.

Cura: 1. Dost, arkadaş, sevgili. 2. Güzel, ahenkli ses. 3. Ufak tefek, çelimsiz. 4. Küçük zurna. 5. Atmaca, doğan.

Cuma: 1. Toplanma. 2. Perşembeden sonra gelen gün.

Cumali: Değerli, yüce bir biçimde bir araya getirilmiş olan.

Cumhur: Topluluk, kalabalık, halk.

Cüneyt: 1. Küçük asker, askercik. 2. Beylikler döneminde Aydınoğulları soyunun en son temsilcisi olan beyin adı.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

Ç, ile baslayan erkek isimleri ve anlamlari

Çaba: Herhangi bir işi yapmak için harcanan güç, zorlu, sürekli çalışma.

Çağ: 1. Dönem, mevsim, zaman. 2. Yaş. 3. Yüzyıl, asır. 4. Çağlayan.

Çağan: 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.

Çağatay: 1. Yavru at, tay.2. Cengiz Hanın oğlu.

Çağdaş: 1. Aynı çağda yaşayan. 2. Bulunulan çağın koşullarına uygun olan. 3. Yaşıt.

Çağın: Yıldırım, şimşek.

Çağkan: Canlı, dinamik, çalışkan kimse.

Çağlar: 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.

Çağlayan: Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer.

Çağman: Çağın insanı.

Çağrı: 1. Birini çağırma, davet. 2. Doğan, çakır kuşu. 3. Rütbe, unvan, san.

Çakar: 1. Kıvılcım. 2. Şimşek. 3. Yaman, görmüş geçirmiş kimse.

Çakıl: Küçük veya orta boyda taş parçası.

Çakın: 1. Şimşek, kıvılcım. 2. Mavi gözlü.

Çakır: 1. Mavimsi, mavi benekli, gri göz rengi. 2. Bir doğan cinsi. 3. Gönül, iç, can.

Çakırer: Cesur, yiğit kimse.

Çapan: 1. Ceket. 2. Engelli, tehlikeli. 3. Düğün yemeği yapan aşçı. 4. Alkış, el çırpma.

Çavlan: Büyük çağlayan.

Çelebi: 1. Görgülü, terbiyeli, olgun kimse. 2. Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen san. 3. Kayınbirader.

Çelem: Yiğit. Şalgam.

Çelen: 1. Yakışıklı delikanlı. 2. Tepelerin kar tutmayan kuytu yeri. 3. Açıkgöz, becerikli, kurnaz. 4. Evlerin dışında bulunan saçak. 5. Akıllı.

Çelik: 1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü, kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.

Çeliker: Güçlü, kuvvetli kimse.

Çelikhan: Güçlü, kuvvetli hükümdar.

Çetin: 1. Sert, inatçı. 2. Sarp, engelli. 3. Çözümlenmesi güç. 4. Hayırsız.

Çetinalp: Sert, inatçı yiğit.

Çetinel: Sert, inatçı kimse.

Çetiner: Sert, inatçı kimse.

Çetinöz: Sert, inatçı kimse.

Çetinsoy: Sert, inatçı bir soydan gelen kimse.

Çetinsu: Sert, inatçı kimse.

Çevik: Kolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.

Çığ: 1. Dağdan yuvarlanan ve yuvarlandıkça büyüyen kar kümesi. 2. Sürü, kafile. 3. Çok, sık, fazla.

Çığıl: 1. Çakıl ve taş yığını. 2. Kalabalık. 3. İri saman.

Çığır: 1. Çığın kar üzerinde açtığı yol. 2. İz. 3. Taşlı yol, patika. 4. Yenilikçi akım.

Çınar: 1. Boyu 30 m.ye ulaşabilen, kalın dallı, çok uzun ömürlü bir ağaç türü. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse.

Çıray: 1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi.

Çolpan: Çoban Yıldızı, Zühre, Venüs.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

D, ile baslayan Erkek isimleri ve anlamlari

Dafi: 1. Defeden, gideren. 2. Savan, savuşturan, iten.

Dağ: Çevresindeki araziye göre çok yüksek olan toprak, kaya

Dağhan: Eski Türklerde dağ Tanrısı.

Dağlı: Dağlık bölge halkından olan.

Dai: 1. Dua eden, duacı. 2. Davet eden, çağıran.

Dalan: 1. Biçim, şekil. 2. İnce, narin, zarif.

Dalay: Deniz.

Dalga: Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket.

Dalyan: 1. Deniz, göl ve nehirlerde kıyılara yakın kurulan büyük balık avlama yeri. 2. Denizde yüzeye yakın yosunlu kaya. 3. Deniz kıyılarında ve denizin dibinde dalgalı biçimde görülen kum.

Dânâ: Bilen, bilgili, zeki kimse.

Daniş: Bilgi, bilme, biliş, ilim.

Danişment: Bilgin, bilgili.

Darcan: Aceleci, sıkıntılı.

Daver: 1. Hakem, hâkim. 2. Adil padişah veya yönetici. 3. Yüce Tanrı.

Davut: 1. Sevgili, aziz.2. İsraillilerin, sesinin güzelliği ve şairliği ile tanınan hükümdar ve peygamberi.

Deha: 1. İnsan zekâsının ulaşabileceği en yüksek aşama. 2. Dâhi.

Delal: İnsana hoş, sevimli görünen hâl, naz, işve.

Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden. 2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.

Demiralp: Güçlü, kuvvetli, sert, yiğit kimse.

Demircan: Güçlü, kuvvetli, sert kimse.

Demirel: Eli demir gibi güçlü olan.

Demirhan: Güçlü hükümdar.

Demirkan: Güçlü soydan gelen kimse.

Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.

Denizhan: Eski Türklerde deniz Tanrısı.

Denktaş: 1. Akran, aynı yaşta bulunan kimse, yaşıt. 2. Haktan yana olan, adil.

Deren: Derleyen, toplayan.

Derin: 1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.

Derviş: 1. Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse. 2. Alçak gönüllü, hoşgörülü kimse.

Devran: Dünya.

Devrim: Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta veya toplumsal düzende birdenbire olan niteliksel değişme.

Dikmen: 1. Koni biçiminde sivri tepe. 2. Dağların en yüksek yeri. 3. Yayla.

Dilâver: Yiğit, yürekli.

Dilmen: Dil bilen, güzel söz söyleyen.

Dinç: Gücü ve sağlık durumu yerinde olan kimse.

Dinçer: Gücü ve sağlık durumu yerinde olan kimse.

Diren: Toplayan.

Dirim: 1. Yaşama, hayat. 2. Yaşama gücü.

Doğa: 1. Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü. 2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya. 3. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.

Doğaç: Sözü birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi söyleme, irtical.

Doğan: 1. Doğan, dünyaya gelen. 2. Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş.

Doğanay: 1. Doğan, dünyaya gelen kimse 2. Ayın ilk günleri.

Doğangün: Doğan güneş gibi parlak olan.

Doğu: Güneşin doğduğu yön, gündoğusu.

Doğuhan: Doğuda bulunan hükümdar.

Doğukan: Doğudan olan kimse.

Doğuş: 1. Doğum, doğma. 2. Bir gök cisminin gözlem yerinin ufuk düzlemi üzerinde görünmesi.

Dolunay: Ayın bütün olarak ve parlak göründüğü dönemi.

Dora: 1. Dağ doruğu. 2. Bir şeyin üst kısmı, yukarısı, tepe. 3. En yüksek yer, uç.

Doruk: 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.

Dorukhan: Başarılı, üstün nitelikli hükümdar.

Duhan: 1. Kur'an-ı Kerim'de bir sure adı. 2. Duman.

Duran: 1. Yaşayan, varlığını sürdüren. 2. Dağ yolu. 3. Kalan. 4. Dingin, sakin, huzurlu.

Dursun: Çok yaşasın, uzun ömürlü olsun anlamında kullanılan bir ad.

Durukan: Özü temiz kimse.

Durul: "Berrak, saf duruma gel" anlamında kullanılan bir ad.

Durusel: Saf ve berrak akan sel.

Durusu: Sakin akan saf ve berrak su.

Dündar: 1. bk. Dindar2. T. Eski ordu düzeninde artçı birlik.

Dünya: Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

E, ile baslayan erkek isimleri ve anlamlari

Ebed: Sonu olmayan zaman, sonsuzluk.

Ebu: Baba, ata.

Ecebay: İleri gelen, saygın, zengin kimse.

Ecevit: 1. Çevik, çalışkan, açık fikirli. 2. Açıkgöz. 3. Sinirli.

Ecir: 1. Bir iş veya emek karşılığı verilen şey. 2. Sevap. 3. Aziz, sevgili.

Ecvet: En iyi olan.

Ede: 1. Ata, dede. 2. Büyük erkek kardeş. 3. Kendisine saygı gösterilen kimse.

Edhem: Karayağız at.

Edip: 1. Terbiyeli, saygılı, nazik kimse. 2. Edebiyatla uğraşan kimse.

Edis: Ulu, yüce, değerli kimse.

Ediz: Ulu, yüce, değerli kimse.

Efdal: 1. Çok erdemli, çok faziletli. 2. En iyi, üstün.

Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.

Efehan: Yiğitlerin başı, yiğitlerin lideri, baş yiğit.

Efekan: Efe soyundan gelen kimse.

Efgan: Istırap ile haykırma, bağırıp çağırma.

Efken: Atıcı, yıkıcı.

Eflah: Tamamiyle kurtulan, en çok talihe kavuşan.

Eflatun: Açık mor renk.

Efser: Taç.

Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.

Egemen: Buyruk ve hüküm sahibi, buyruğunu yürüten, bağımlı olmayan.

Ehad: 1. Bir, tek. 2. İlk sayı. 3. Allah'ın isimlerinden.

Ekber: 1. Daha büyük, çok büyük, en büyük, pek büyük, azam. 2. Allah'ın sıfatlarındandır. 3. Kur'an-ı Kerim'de 23 yerde geçer.

Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.

Ekmel: Eksiksiz, olgun, en uygun.

Ekrem: 1. Çok cömert, eli çok açık. 2. Çok onurlu.

Elçi: 1. Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse. 2. Bir uzlaşma sağlamak için birinin yanına gönderilen kimse. 3. Peygamber.

Elgin: Garip, yabancı, gurbette yaşayan.

Elhan: Nağmeler, ezgiler.

Elvan: 1. Renkler, çeşitler. 2. Rengârenk.

Elyasa: Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bir peygamber.

Emcet: Çok şerefli, onurlu.

Emet: Son, sonuç.

Emin: 1. İnanılır, güvenilir. 2. Sakıncasız, tehlikesiz. 3. Kuşkusu olmayan.

Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.

Emirhan: Bey.

Emrah: 1. Saz çalıp oynayan. 2. Erzurum'da doğmuş ünlü bir halk ozanı.

Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş

Emrullah: Allah'ın emri.

Enam: 1. Bütün mahlukat, yaratılmış her şey. 2. Halk, insanlar. Seyyidü'l-Enam:  Halkın ulusu Rasûlullah (s.a.s). 3. Kur'an-ı Kerim'in 6. Suresinin adı. 4. Bazı ayet ve duaları içeren dua kitabı.

Ender: Çok az, çok seyrek, az bulunan.

Ener: En yiğit, en kahraman kişi.

Enes: Soylu Arap atı, küheylan.

Enfal: 1. Kur'an-ı Kerim'de bir surenin adı. 2. Düşmandan alınan mallar, ganimetler.

Engin: 1. Açık deniz. 2. Ucu bucağı görünmeyecek kadar çok geniş. 3. İyi, güzel, temiz, sağlam.

Enginay: İyi, güzel, temiz, sağlam kimse.

Enginiz: İz bırakacak kadar değerli insan.

Enginsu: Açık deniz.

Ensar: Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler.

Enver: Nurlu, çok parlak, çok güzel.

Eralp: Yiğit erkek.

Eray: Ayın hilal durumu, yeni ay.

Erbatur: Kahraman, yiğit, cesur, bahadır kimse.

Erberk: Şimşek gibi yiğit.

Ercan: Yiğit, canlı, cesur kimse.

Erce: 1. Er gibi, ere yakışır biçimde. 2. Erken, erken olarak.

Ercüment: Onurlu, şerefli, saygın kimse.

Erdal: Genç kimse.

Erdem: Ahlakın övdüğü iyilikçilik, acıma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet.

Erdener: Temiz, dürüst kimse.

Erdi: 1. Amacına ulaşan, erişen. 2. Olgun. 3. Ermiş, veli.

Erdinç: Dinç, güçlü kimse.

Erdoğan: 1. Yiğit olarak doğan kimse 2. Erken doğan kimse.

Eren: 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.

Ergin: Olgunlaşmış, yetişmiş kimse.

Erginay: Olgunlaşmış, yetişmiş kimse.

Ergül: Yeni açan gül.

Erhan: Yiğit hükümdar.

Erim: Bir şeyin erişebileceği uzaklık 2. Sevgi ve mutlu haber

Erin: Erginleşmiş kimse.

Erinç: Dirlik, rahat, huzur.

Erk: 1. Bir işi yapabilme gücü, kudret. 2. İstediğini yaptırabilme gücü, nüfuz. 3. Naz. 4. Sevgi. 5. İçtenlik.

Erkan: Yiğit, erkek soydan gelen kimse.

Erke: 1. İş başarma gücü. 2. Nazlı, serbest büyütülmüş çocuk.

Erkin: Hiçbir koşula bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, özgür.

Erman: Yiğit, kahraman, yürekli kimse.

Erol: "Yiğit ol, doğru ol" anlamında kullanılan bir ad.

Ersin: 1. "Amacına ulaşsın, kavuşsun" anlamında kullanılan bir ad. 2. "Sen yiğitsin, kahramansın" anlamında kullanılan bir ad.

Ertaç: Taç takınmış kimse.

Ertuğ: Savaşçı kimse.

Ertuğrul: Dürüst, doğru, yiğit kimse.

Eryiğit: Yiğit, korkusuz erkek.

Esat: Çok mesut, çok mutlu.

Esed: Aslan, gazanfer, cesur.

Esen: Sağlıklı, sağlam, rahat.

Eser: 1. Soğuk. 2. Sert esen rüzgâr. 3. Belirti, iz. 4. Ar. Yapıt.

Esvet: Siyah, kara.

Eşref: Çok onurlu, çok şerefli kimse.

Ethem: Edhem., Edhem. Karayağız

Eti: 1. Baba. 2. Küçük kardeş.

Evfa: Daha vefalı, cana yakın, sözünde duran.

Evliya: 1. Erenler, ermişler. 2. Koruyanlar, himaye edenler. 3. Allah'a yakın olanlar.

Evran: 1. Çok uzun boylu insan. 2. Kasırga, hortum. 3. Evren.

Evren: 1. Gök varlıklarının tümü, kâinat. 2. Ejder, ejderha. 3. Boylu boslu, yakışıklı. 4. Kahraman, yiğit. 5. Zaman.

Evşen: Eve mutluluk ve şenlik getiren kimse.

Eymen: 1. Daha uğurlu, daha bereketli. 2. Sağ tarafta olan.

Eyüp: 1. Çok ıstırap çeken kimse.2. Kuran'da adı geçen ve "sabırlı insan" örneği olarak gösterilen peygamber.

Ezel: Başlangıcı, öncesi olmayan geçmiş zaman, öncesizlik.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

F, ile baslayan erkek isimleri ve anlamlari

Fadıl: Fazıl.

Fahir: 1. Şanlı, şerefli, onurlu. 2. Övünen, iftihar eden. 3. Parlak, gösterişli, güzel.

Fahrettin: Dinin övünç kaynağı.

Fahri: 1. Onurla ilgili, onursal. 2. Yalnız onur için verilen karşılıksız hizmet.

Faik: Manevi yönden üstün olan, yüksek, yüce.

Falih: 1. Başarılı ve mutlu kimse. 2. Toprağı süren, eken kimse.

Faris: 1. Atlı, süvari. 2. İyi ata binen. 3. Anlayışlı, sevgili.

Faruk: 1. Haklıyı haksızdan ayıran, adaletli. 2. Keskin. 3. Hz. Ömer'in lakabı.

Fasih: Güzel, düzgün ve açık konuşan, konuşma yeteneği olan kimse.

Fatih: 1. Fetheden, zafer kazanan. 2. Açan, kapılar açan. 3. Osmanlı Padişahı II. Mehmet'in lakabı.

Fatin: Zeki, akıllı, anlayışlı, kavrayışlı kimse.

Faysal: 1. Keskin kılıç. 2. Hâkim. 3. Kesin hüküm, karar.

Fazıl: Erdemli.
Fazlı: Erdemli, üstün, iyiliksever.

Fazlullah: Allah'ın erdemi, üstünlüğü.

Fedai: 1. Yüksek bir ülkü uğrunda her türlü tehlikeyi göze alan kimse. 2. Bir kimseyi veya bir yeri koruyan, muhafız.

Fehim: Anlayışlı, zeki, akıllı kimse.

Fehmi: Anlayış, kavrayışla ilgili olan.

Felat: Susuz çöl.

Feramuş: Unutma, akıldan çıkma.

Feramuz: Kale muhafızı, koruyucusu.

Ferdal: Dalın tomurcuğu.

Ferdi: 1. Tek olan şey. 2. Fertle ilgili, bireysel.

Ferhan: 1. Sevinçli, neşeli. 2. Memnun.

Ferhat: 1. Güçlüğü yenip bir yeri ele geçiren. 2. Sevinç, neşe. 3. Ferhat ile Şirin efsanesindeki erkek kahramanın adı.

Feridun: 1. Eşi olmayan, tek. 2. İran'da Pişdâdiyan sülâlesinin hükümdarı (M.Ö. 750).

Ferit: Eşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün.

Ferkan: Güçlü, saygın bir soydan gelen kimse.

Ferman: 1. Buyruk, emir. 2. Tanrı buyruğu.

Ferruh: 1. Uğurlu, kutlu. 2. Aydınlık yüzlü.

Ferzan: Bilim ve hikmet.

Fethi: Fethetme, alma ile ilgili olan.

Fetih: 1. Açma. 2. Alma, zaptetme.

Fettah: 1. Üstün gelmiş, zafer kazanmış. 2. Fetheden, açan. 3. Allah'ın adlarındandır.

Fevzi: Kurtuluş, zafer ve üstünlükle ilgili olan.

Feyezan: Taşma, taşkın, seylap.

Feyyaz: 1. Bereket ve bolluk veren. 2. Allah.

Feyzullah: Allah'ın bereketi.

Feza: Gök.

Fırat: 1. Asurca. Geniş akarsu. 2. Far. Geçit veren, üstünden geçmeye uygun. 3. Türkiye ve Suriye'nin doğu bölgelerini sulayan, Irak'ı aşan, Dicle ırmağıyla birleşerek Basra körfezine dökülen büyük nehir.

Fikret: 1. Düşünce, fikir. 2. Zihin, akıl. 3. Kuruntu.

Fikri: Düşünülerek oluşturulan, fikirle ilgili.

Firuz: 1. Mutlu, sevinçli, uğurlu. 2. Bahtlı, talihli.

Fuat: Gönül, kalp, yürek.

Furkan: 1. İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren her şey. 2. Kur'an-ı Kerim.

Fuzuli: 1. Faziletli, erdemli. 2. Boşboğaz, gereksiz işlerle uğraşan. 3. XVI. yy.'da yaşamış en büyük Divan Edebiyatı şairlerinden biri.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

G, ile baslayan erkek isimleri ve anlamlari

Gani: Zengin. Varlıklı.

Gaza: İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş.

Gazanfer: 1. İri aslan. 2. Yiğit, yürekli, kuvvetli adam.

Gazi: 1. Düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse. 2. Savaştan sağ ve zafer kazanmış olarak dönen kimse.

Gediz: 1. İçinde su birikmiş çukur. 2. Ege bölgesinde bir akarsu.

Gencal: Genç birisiyle evlen anlamında kullanılan bir ad.

Gencalp: Genç yiğit.

Gencay: Hilal, ayça.

Gencer: Gençer.

Genco: Genç sözcüğünden yapılmış bir ad.

Gençalp: Genç yiğit.

Gençay: Hilal, ayça.

Gençer: 1. Genç-er. 2. Toplantı, eğlenti.

Gerçek: 1. Doğru, dürüst. 2. Temel, başlıca, asıl doğayı yansıtan.
Gevheri: 1. Mücevherle ilgili. 2. Kuyumcu.

Gıyas: 1. Yardım. 2. Yardımcı kimse.

Giray: Eskiden Kırım hanlarının ve han ailesinden olan prenslerin kullandığı san.

Girgin: Herkesle çok çabuk yakınlık kuran, her işe girişen, sokulgan.

Göğem: 1. Yeşile çalar mor renk. 2. Bir çeşit yabani ekşi erik. 3. Yapraklanmış ekin.

Gökay: Mavi gözlü kimse.

Göker: Çok yiğit.

Gökbay: Mavi gözlü kimse.

Gökberk: Yeşil yaprak.

Gökcan: Mavi gözlü kimse.

Gökdeniz: Çakır gözlü kimse.
Gökhan: Eski Türklerde gök Tanrısı.

Gökmen: Sarışın, mavi gözlü kimse.

Göksel: Gökle ilgili, semavi.

Göksu: 1. Gökten inen su.2. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların genel adı.

Göksun: "Yüksel, yücel" anlamında kullanılan bir ad.

Göktan: Şafak vakti.

Göktuğ: Savaşmayı seven kimse.

Göktunç: Sağlam karakterli olan kimse.

Gönen: 1. "Mutlu ol, refaha kavuş, rahat et, sevin" anlamında kullanılan bir ad.2. "Yavrum, kuzum" anlamında sevgi belirten sözcük. 3. Bolluk, bereket.

Gönenç: Bolluk, rahatlık ve varlık içinde yaşama.

Görkem: 1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.

Güçhan: Güçlü hükümdar.

Güçlü: 1. Gücü çok olan. 2. Etkili, önemli, nitelikli. 3. Şiddetli.

Gültekin: Güvenilir kimse.

Günalp: Güneş gibi aydınlım ve ışık saçan yiğit.

Günay: Güney, güneş gören yer.

Günberk: 1. Çok beyaz, temiz. 2. Ay ışığı

Güneri: Günün adamı, günün kişisi.

Güney: 1. Dört ana yönden biri, Kuzey Kutbu'na karşı olan. 2. Her zaman güneş alan yer.

Günkut: Günü kutlu ve mutlu geçen kimse.

Güntan: Tan vakti.

Güntekin: Güneş gibi ışık ve aydınlık saçan kimse.

Güral: Fazlaca kırmızı olan.
Güray: Etrafa çokça ışık ve aydınlık saçan.

Gürcan: Canlı, güçlü, kuvvetli kimse.

Gürdal: Soyu çok geniş olan kimse.

Gürkan: Canlı, kanlı kimse.

Güven: Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, sevinç, mutluluk.

Güvenç: 1. Güvenme duygusu. 2. Sevinçli. 3. Dayanak, arka, yardım.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

H, ile baslayan erkek isimleri ve anlamlari

Habbab: Seven, sevgili, dost.

Hadit: 1. Keskin. 2. Demir, çelik. 3. Sert, kavi olan. 4. Çabuk kavrayışlı, öfkeli, hiddetli, titiz. 5. Hudut ve sınır komşusu.

Hafız: 1.Kur'an'ı bütünüyle ezbere bilen kimse. 2. Koruyan, saklayan.

Hafi: Gizli, saklı.

Hakan: 1. Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir unvan. 2. Osmanlı padişahlarına verilen unvan.

Hakem: Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi, yargıcı.

Haki: Yeşile çalan toprak rengi.

Hakim: 1. Bilge. 2. Her şeyi bilen (Tanrı).

Hakkı: Doğrulukla, hakla ve adaletle ilgili.

Haldun: Sonsuz olan, ebedî olan.

Halife: 1. Birinin yerine geçen kimse. 2. Hz. Muhammed'in vekili ve dünyadaki Müslümanların başı olan kimse.

Halil: Sadık, samimi, dost.

Halim: 1. Yumuşak huylu, sert olmayan. 2. Allah'ın adlarındandır.

Halis: 1. Karışık olmayan, saf, katışıksız. 2. İçten, samimi.

Halit: Sürekli, sonsuz, ebedî.

Haluk: İyi ahlak sahibi, iyi huylu, geçimli kimse.

Hamdi: Allah'ı övmeyle, Allah'a şükretmekle ilgili.

Hamdullah: Allah'ın övgüsü.

Hamit: 1. Övülmeye değer. 2. Allah'ın adlarındandır. 3. Hamdeden, şükreden.

Hamza: 1. Aslan, güçlü adam. 2. İslam tarihinde Hz. Muhammed'in amcası.

Han: 1. Eski Türklerde kağana bağlı veya kendi başına buyruk, ikinci derecede bir devlet başkanı. 2. Osmanlı Padişahlarının adlarının sonuna getirilen san.

Hanefi: Hanefi mezhebinden olan kimse.

Hanif: 1. İslam dinine sımsıkı bağlı olan kimse. 2. İslamiyetten önce tek Tanrı'ya inanan.

Harun: 1. Parlayan. 2. Hz. Musa'nın ağabeyi.
Hasan: 1. Güzel. 2. İyi ve hayırlı iş.

Haseki: Osmanlı Devleti'nde bir görevde eskimiş olanlara verilen unvan.

Haslet: İnsanın yaradılışındaki huyu, doğası.

Haşim: 1. Kıran, ezen, parçalayan. 2. Ekmek doğrayan.

Haşmet: 1. Büyüklük, görkem. 2. Kibarlık, nezaket. 3. Alçak gönüllülük.

Hatem: 1. Mühür. 2. Cömert. 3. Son, en son, sonuncu.

Hatip: 1. Güzel, düzgün. 2. Bir topluluk karşısında etkili konuşan kimse. 3. Camide hutbe okuyan kimse.

Hattâb: Çok güzel konuşan ve nasihat eden.

Hayalî: 1. Hayal niteliğinde veya hayal ürünü olan, düşsel, imgesel. 2. Karagöz oynatan kimse, karagözcü.

Haydar: 1. Aslan. 2. Cesur, yiğit kimse. 3. Hz.Ali'nin lakabı.

Hayrani: Hayranlık, şaşkınlık.

Hayrettin: Dinin hayırlısı.

Hayri: Hayır ve iyilikle ilgili, uğurlu ve kutlu.

Hazar: Barış ve güven.

Hazım: Sindiren, sindirici kimse.

Hemdem: Birlikte yaşayan, arkadaş.

Hıfzı: 1. Saklama, koruma ile ilgili. 2. Ezberleme, akılda tutma.

Hızır: Halk inanışlarına göre ölümsüzlüğe kavuşmuş olduğuna inanılan ulu kimse.

Hicabi: Utanmayla ilgili.

Hidayet: 1. Hak yolunu, doğru yolu gösterme. 2. Hak yolu, doğru yol.

Hikmet: 1. Bilgelik. 2. Neden, gizli neden. 3. Allah'ın insanlarca anlaşılamayan amacı. 4. Özlü söz, vecize.

Hilmi: Yumuşak huylu, nazik, ince kimse.

Himmet: 1. Gayret, emek, çaba. 2. Yüksek irade. 3. Yardım, kayırma. 4. Kutsal sayılan bir kişi tarafından yapılan etki.

Hira: Hz. Muhammed'in (S.A.V) peygamberlik görevini aldığı Suudi Arabistan'daki Hira Dağı.

Hişam: Haya eden, utanan.

Hud: 1. Büyüklük. 2. Çok hürmet. 3. Bir Peygamber ismi.

Hulûsi: 1. Saf halis, içi temiz. 2. İçten, candan.

Hurşid: Güneş.
Hüccet: 1. Seçkin âlimlere verilen san. 2. Delil, kanıt.

Hüdavendigâr: Hudavendigâr. 1. Amir, hâkim. 2. Osmanlı Padişahı I. Murat'ın sanı.

Hüdayi: Hudayi

Hümayun: 1. Kutlu, kutsal. 2. Padişaha özgü, hükümdarla ilgili.

Hüsamettin: Dinin keskin kılıcı.

Hüseyin: Küçük sevgili.

Hüsrev: Hükümdar, padişah.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

I Harfi baslayan erkek isimleri ve anlamlari

Ildır: 1. Parıltı, parlayış. 2. Alacakaranlık. 3. Ege denizi kıyısında Karaburun Yarımadasının batısında arkeolojik nitelikte bir köy.

Ildız: 1. Yıldız. 2. Gün dönümünden on gün önceki gün.

Ilgar: 1. Çok çabuk, hızlı. 2. Hücum, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Öfke.

Ilgaz: 1. Atın dört nala koşması. 2. Hücum, akın.

Ilıcan: Sıcakkanlı kimse.

Ira: 1. Öz yapı, karakter. 2. Yüz, çehre, görünüş.

Irız: Cesur, yiğit.
Işıker: Aydın, ileri görüşlü kimse.

Işıkhan: Aydın, ileri görüşlü hükümdar.

Işıltan: Sabahın ilk aydınlığı.

Işıman: Parlak, aydınlık yüzlü kimse.

Işıner: Yüzü ay gibi parlak kimse.

Işınkan: Yüzü ay gibi parlak bir soydan gelen kimse.

Işkın: Filiz, sürgün.
βεήίм оŁλи βαиα қαŁıЯ , ĢєЯίуε καŁαи үоŁ αŁιЯ..

Benzer Konular (5)

Clicky