İklim Nedir?
Bir bölgenin iklimi, o bölgedeki değişken hava koşullarının ortalaması olarak tanımlanabilir. Dünyanın birçok yerinde hava koşulları yalnız yıl içinde değil bir yıldan öbür yıla da büyük değişiklikler gösterir. Bu nedenle, iklim konusunda doğru yargıya ***ürecek ortalamaların güvenilir olabilmesi için hava durumunun, yani sıcaklık, yağış miktarı, rüzgâr, hava basıncı ve nem oranının en az 30 yıl süreyle her gün ölçülmesi gerekir Binlerce yıl önce Eski Yunanlılar, ekvatora yakın olan bölgelerin sıcak, kutupların çevresindeki bölgelerin soğuk, arada kalan bölgelerin ise ılıman olduğunu biliyorlardı. Dünyanın "sıcak kuşak", "soğuk kuşak" ve "ılıman kuşak" gibi kabaca üç iklim bölgesine ayrılması o çağlardan kalmadır ve bu terimler günümüzde de zaman zaman kullanılır. Oysa aynı kuşaktaki bütün bölgelerin iklimi aynı olmadığı gibi, geniş alanlara yayılmış ülkeler de bile bölgeler arasında büyük iklim farklılıkları görülür. Bu farklılığı yaratan ve yeryüzündeki değişik iklim koşullarından sorumlu olan üç temel etken vardır.
- YAĞMUR ORMANLARI: Herzaman çok sıcak ve bütün mevsimlerde bol yağışlı
- SAVANLAR: Yazlar çok sıcak, kışlar ılık; yağışlar orta İle yoğun arası
- ALÇAK ENLEM BOZKIRLARI VE ÇÖLLERİ: Her zaman çok sıcak ve az yağışlı
- KURU ASTROPİK İKLİM: Yazlar çok sıcak, kışlar yumuşak; yağışlar az ile orta arası
- NEMLİ ASTROPİK İKLİM: Yazlar sıcak, kışlar serin; yağışlar orta yoğunlukta
- LIMAN DENİZ İKLİMİ: Yazlarsıcak, kışlarserin; yağışlar orta ile yoğun arası
- NEMLİ KARA İKLİMİ: Yazlarsıcak, kışlarserin; yağışlar orta yoğunlukta
- KARA BOZKIRLARI: Yazlar sıcak, kışlar serin ilesoğuk arası; yağış az
- KARA ÇÖLLERİ: Yazlar sıcak, kışlar soğuk; yağış çok az
- YARI ARKTİK VE TUNDRA İKLİMİ: Yazlar serin ile soğuk arası ve kısa süreli; kışlar uzun ve soğuk; yağış az
- DAĞ İKLİMİ: Aynı enlemdeki düzlüklerden genellikle daha soğuk; yağışlar değişken
Bu etkenlerden ilki bir yerin enlem'i, yani ekvatora olan uzaklığıdır. Çünkü ancak güneş ışınlarını dik olarak alabilen enlemlere Gü neş'in ısısı yoğun olarak ulaşabilir. Bu enlemler, ekvatorun kuzeyinde kabaca Sahra Çölü'nden geçen Yengeç dönencesi ile güneyde kabaca Afrika'nın güney ucundan ve Güney Amerika ile Avustralya'nın hemen hemen ortasından geçen Oğ|ak dönencesi arasındaki bölgelerdir Güneş gökyü zündeki görünür hareketini yaparken, tem muz ayında Yengeç dönencesinin, eylülde ekvatorun, ocak ayında Oğlak dönencesinin tam tepesinde (başucu noktasında) bulunur ve martta yeniden ekvatorun üzerinden geçe rek Yengeç dönencesine doğru ilerler. Gü neş'in iki sınır arasında gidip geliyormuş gibi göründüğü bu dönenceler arasındaki bölgele re ya da tropik kuşağa güneş ışınları öğle saatinde tam dik olarak gelir. Ama dönence lerden kuzeye ya da güneye doğru uzaklaştık ça güneş ışınları giderek eğikleştiği için yeryü züne ulaşan ısı da o ölçüde azalır. Örneğin ekvatorun çok kuzeyinde bulunan Türkiye, Güneş'in ısısını hiçbir zaman Sri Lanka kadar alamaz. İklim farklılıklarının ikinci nedeni, bir yerin okyanuslara ve kıtalara göre konumludur. Örneğin, kuzey yarıküredeki kıtaların batı kıyıları ile güney yarıküredeki kıtaların doğu kıyıları, karaların iç kesimlerinden ve karşı konumdaki kıyılardan daha ılıman iklimlidir. Çünkü bu kıyılar, görece daha sıcak olan geniş okyanusların üzerinden geçerken ısınan rüzgârlara açıktır. Okyanusların yalnızca rüzgârlar aracılığıyla değil dolaysız olarak da iklimi yumuşatıcı etkisi vardır. Geç ısınıp geç soğuyan bu büyük su kütlesi nedeniyle okyanusların kıyılarında, hatta kıyıdan yüzlerce kilometre içerilere kadar uzanan bölgelerde kışlar daha sıcak, yazlar daha serin geçer. Bazı ülkelerde, sıcak okyanus akıntılarının etkisiyle kışlar beklenmedik biçimde ılık ge çer; örneğin Gulf Stream ile Kuzey Atlas Okyanusu Akıntısı'nın Avrupa'nın kuzeybatı sındaki iklim koşulları üzerinde böyle bir etkisi vardır. Buna karşılık bazı kıyı bölgele rinde yazların oldukça serin geçmesinin nede ni soğuk okyanus akıntılarıdır; örneğin Gü ney Amerika'daki Şili ve Peru kıyılarını yala yan Peru (Humboldt) Akıntısı bu etkiyi yaratır. Bir bölgenin denize yakın ya da uzak oluşu yalnız sıcaklığı değil yağış miktarını da etkiler. Çünkü bulutlardaki su buharının, dolayı sıyla yeryüzüne düşen yağmurun ana kaynağı okyanus sularının buharlaşmasıdır. Eğer bir ülkede rüzgârlar genellikledenizden karaya doğru esiyorsa yağışlar bü yük olasılıkla kıyı kesimlerinde yoğunlaşacak ve iç bölgelere gidildikçe azalacaktır. Ama bu, denize yakın olan her yerin nemli ve yağışlı olacağı anlamına gelmez. Örneğin, başta Sahra olmak üzere bazı çöller deniz kıyısına kadar uzanır. Öte yandan, bütün nemli ve yağışlı yerlerin denize yakın olduğu da söylenemez. Amazon havzası denizden 1.600 km içeride bulunduğu halde yoğun yağış alır. İklim farklılıklarının üçüncü nedeni yüksekliktir. Yükseklik de hem sıcaklığı, hem yağışı etkiler.
Güneş ışınları Dünya'nın yüzeyini ısıtır, ama içinden geçtiği havayı fazla ısıtamaz; havayı asıl ısıtan Güneş'in ısısını emmiş olan yeryüzüdür. Bu yüzden atmosfe rin alt katmanları üst katmanlarından her zaman daha sıcak olur ve hava sıcaklığı her 200 metrede 1°C kadar düşer. Ayrıca, yüksel tisi fazla olan dağlık bölgeler çevrelerine oranla daha çok yağış alır ve tepeleri genellikle karla örtülüdür. Nedeni tam olarak açıklanamasa bile, yer yüzündeki iklim koşullarının başlangıçtan bu güne kadar hep aynı olmadığı kesin olarak biliniyor. Örneğin bundan yalnızca 25 bin yıl önce Kuzey Avrupa ile Amerika'nın kuzey enlemleri kalın bir buz örtüsüyle kaplıydı. Ama bu Buzul Çağı'ndan milyonlarca yıl önce aynı bölgelerde çok daha sıcak ve nemli hava koşullarının egemen olduğu da kesindir; nite kim Kuzey Avrupa'daki kömür yatakları bu sıcak ve nemli iklimde oluşmuştur. Yeryüzünün bu olağanüstü çeşitliliği iklim farklılıklarından kaynaklanır. İklim, bir bölgede hangi tarım bitkilerinin ekileceğini ve hangi hayvanların yetiştirileceğini belirleyen en önemli etken dir. İklim koşulları aİrıca insanların yaşadık ları evleri, yiyeceklerini, giyim ve yaşam biçimlerini de etkiler. Değişik ırklar değişik iklim koşullarına uyum sağlamıştır. Kuzeyin açık tenli insanları kızgın güneşten çok çabuk etkilendikleri halde, koyu tenli insanlar güneş ışınlarına çok daha dayanıklıdır. Üstelik çok sıcakta aşırı hareketi etmek terleme yoluyla vücuttan su kaybınaiyol açtığı için, çölde ya da öbür sıcak bölgelerde yaşayan insanlar bütün işlerini sabahi ve akşam serinliğinde yapıp günün sıcak saatlerini dinlenerek geçirirler.
|