Karnesi zayıf çocuğa yaklaşım nasıl olmalı?

Karnesi zayıf çocuğa yaklaşım nasıl olmalı?Yaz tatili yaklaşıyor, hem öğrencileri hem de velileri karne heyecanı sarıyor. Karne günü bazı öğrencilerin yüzü gülecek bazıları ise hayal kırıklığı yaşayacak. Peki karnesi...

Başlatan: Maui - Güncelleme: 25 Şubat 2021, 20:55:05 - Gösterim: 1,168

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

25 Şubat 2021, 20:55:05 Son düzenlenme: 25 Şubat 2021, 20:57:42 KeReM @
Karnesi zayıf çocuğa yaklaşım nasıl olmalı?


Karnesi zayıf çocuğa yaklaşım nasıl olmalı?


Yaz tatili yaklaşıyor, hem öğrencileri hem de velileri karne heyecanı sarıyor. Karne günü bazı öğrencilerin yüzü gülecek bazıları ise hayal kırıklığı yaşayacak. Peki karnesi zayıf olan öğrencilere nasıl davranılmalı? Ebeveynler, karnesi kötü çocukla nasıl iletişim kurmalı?

“Çocuğunuzun notları ister düşük ister yüksek olsun, vereceğiniz tepki onun gelecekteki yaşamını olumlu ya da olumsuz etkileyebilir” uyarısında bulunan Kişisel Gelişim Uzmanı Dr. Turhan Güldaş, karne alan çocuklara yaklaşım konusunda anne-babalara şu önerilerde bulundu:

AŞIRIYA KAÇMAYIN: Çocukların iyi bir geleceğe, güzel bir kariyere sahip olması isteniyorsa onların yüksek özgüvenle ve komplekssiz bir şekilde yetişmesi gerekir. Çocukla ebeveyn arasında sınırsız sevgi şart. Ancak burada aşırıya da kaçmamak lazım. Yani doğru bir davranışında, iyi bir karne aldığında çok fazla yüceltilmemesi gerektiği gibi kötü bir karne almışsa da çok fazla yergide bulunmamak gerek. Eleştirilerinizi ve övgülerinizi çocuğunuzun karakterine, kişiliğine yönelik değil davranışlarına yönelik yapın. Örneğin, “Kızım sen dahisin” yerine “Kızım bu sene çalıştın ve çalışmanın sonucunda başarılı oldun” deyin. Ya da “Oğlum sen beceriksizsin, hiçbir şeyi başaramıyorsun” yerine “Oğlum bu sene derslerine iyi çalışmadın ve sonucunda karnende zayıf aldın, bir dahaki seneye daha iyi çalışmalısın” diyebilirsiniz.

DİSİPLİN ŞART AMA...: Disiplin hiçbir zaman sertlikle, şiddetle sağlanmaz. Şiddet, vurmak, bağırmak veya korkutmak terbiye şekli değildir. Çocuğun gelişiminde olumsuz etki eder. Çocuk daha çok söz dinlemez, aksi bir insan olur, o çocuğu disipline etmek daha da zorlaşır. Bir yetişkin olduğunda önüne geçilemez problemler yaşamasına neden olur. Çocuğu ödülle veya cezayla nasıl terbiye edebileceksek ona yönelelim. Ceza, sevdiği bir şeyden mahrum etmek olabilir. Ödüllendirmek ise sevdiği veya istediği bir şeyi almak olabilir. Ancak bu durumlarda da aşırıya kaçmamak önemlidir.

ÇOCUKLA İLETİŞİM KURUN: Çocukla iletişim kurarken bir birey gibi konuşmak gerektiğini unutmayın. Çocukla iletişimde aceleci olmayın. Her çocuk farklıdır. Onu dinleyin. Karnesinde neden zayıf olduğunu konuşun. Size anlatsın. O dersi sevmiyor mu ya da öğretmenini mi sevmiyor ya da dersin gereksiz olduğunu mu düşünüyor? Problemi hangisi, öğrenin. Öğrendikten sonra ise çocuğu ikna edin. Neden eğitim aldığını, okula neden gitmesi gerektiğini, başarmak için neden çalışması gerektiğini, kendi geleceği için başarılı olmaya ihtiyacı olduğunu ve bu dersleri hayat boyu nerelerde kullanacağını anlatın, çocuğunuzla karşılıklı konuşarak onu ikna edin.

KIYASLAMA YAPMAYIN: Temeli sağlam olmayan bina, çökmeye mahkumdur. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren çocuklar arasında yapılan kıyaslamalar, ileride büyük olumsuzluklara yol açar. Kıyaslanarak aşağılanan çocuklar özgüveni yetersiz bireylere dönüşür. Başarılı akranlarıyla kesinlikle kıyaslamayın. “O çocuğun karnesi daha güzel, şu çocuk daha iyi not almış…” Söylediğiniz buna benzer kıyaslamalar çocuğunuza yetersizlik hissi verir. Bu da ileride aşağılık kompleksine yol açar. Çocuklar bu nedenlerle özgüvenlerini kaybeder. Özgüven aşılayın, çocuğu eleştirmeyin, eleştirseniz de onun zekasına, kişiliğine vurmayın.

REHBERLİK YAPIN, GARDİYANLIK DEĞİL: Karnesi zayıf olan çocuğunuzu bütün bir yaz tatili boyunca ders çalışmaya zorlamanız çözüm değil. Aksine onu sıkacak ve okuldan soğumasına neden olacaktır. Anne babalar olarak siz gardiyan değilsiniz, danışmansınız. Çocuğun gelişimine katkıda bulunan danışmanlarsınız. Çocuğunuzu sıkmayın sadece danışmanlık yapın. Düşünün; sandalyede oturuyorsunuz, kucağınızda da çocuğunuz var. Sıkmayıp kontrollü tutarsanız saatlerce durabilir. Ama rahatsızlık verecek boyutta sıkarsanız çocuk kıpırdanmaya başlar, daha ötesi ağlamaya başlar. Eğitim dönemi boyunca bırakın ödevlerini kendi yapsın. Siz yol gösterin. Zayıf aldığı dersleri neden başarması gerektiğini anlatın, ikna olsun. Bu derslerin, zorunluluk değil, onun geleceğine katkı sağlayacağını bilsin. Yardımcı olabiliyorsanız yardımcı olun, ilgilenin, yol gösterin. Olamıyorsanız destek alın, imkanlarınız varsa özel bir öğretmenden destek alın ya da çevrenizde, ailenizde, akrabalarınızda daha üst sınıflarda olan başarılı öğrencilerden, abi veya ablalardan destek alın. Çocuğunuz eğitim dönemi boyunca derslerinden geri kalmasın, anlayarak öğrensin, okuldan da soğumasın. Unutmayın her dönemde çocuğunuza rehberlik edin, gardiyanlık değil.”
Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...

İkinci döneminde sonuna yaklaştık, bu ve benzer konuları okumalı ki çocuklarımıza yaklaşımımıza dikkat edelim. Dersleri çok iyi de olabilir çok zayıfta, bu çocuğumuzun aldığı eğitimle ya da kapasitesi ile doğru orantılı olabilir. Biz çocuklarımızın geleceğin birer ferdi olduğunu unutmayalım, ülkemizin mühendise de ihtiyacı var temizlik görevlisinede. Hangisini başarabiliyorsa o olsun ama ahlaklı, terbiyeli ve dürüst birer fert olsun. Buda biz ailelerin elinde.
Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...

Okul notlarına göre çocuğa yaklaşımını değiştiren anne baba'lar var öyle anne baba olunmaz.. Çocuğun yetenekli olduğu ilgisini çeken başka birşeyler olabilir.. 
Okul içinde'ki arkadaş ortamı çok önemli' bir kere o hayta gruptan arkadaş edinildiyse  o kolay kolay değişmez.. Bişey olmaz sınıfta kalsın zayıf getirsin ne olacak gerizekalı'mı olacak.. Sorun edilmemeli... Yaklaşım duygusal oldukca herşey düzelir.. Diyelim'ki düzelmedi birşey yapamazsın'ki

Benzer Konular (5)

Clicky