Çocuklarda depremin yarattığı travmaya bağlı olarak kaygı bozukluklarının ve depresyona kadar ilerleyen duygu durum değişikliklerinin görülebileceğini belirten Uzman Psikolog Betül Yaman, "Çocuklarda deprem sonrası dönemde saldırgan davranışlar, huzursuzluk, davranış değişiklikleri, aşırı hareketlilik, odaklanamama, uyku ve yeme düzenindeki bozulmalar, parmak emme ve tırnak yeme, bebeksi davranışlar, içine kapanma, fiziksel nedeni olmayan mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, baş dönmesi gibi belirtiler gözlemlenebilir. Bu tepkiler çocuk ve gençlerin deprem felaketini takip eden günlerde göstermeleri beklenen olağan tepkilerdir" dedi.
Doğal afetlerin etkilerinden bahseden Uzm. Psk. Yaman, "Dünyanın güvenilir bir yer olduğuna dair inancımız yaşamımız süresince zamanla oluşur. Ani ve beklenmedik doğal afetler, bizi derinden sarsar ve dünyanın güvenilir bir yer olduğuna dair bu inancımızı zedeler. Doğal afetler öngörülemeyen, etkileyeceği alan ve etki düzeyi tahmin edilemeyen, çok fazla sayıda can ve mal kayıpları ile sonuçlanabilen doğa olaylarıdır. Dünyada ve ülkemizde her yıl birbirinden farklı doğal afetlerin yaşandığına ve bunların sonuçlarının toplumlar üzerindeki etkilerine tanıklık ediyoruz. Travmatik olaylardan sonra verilen tepkiler sadece afeti yaşayanlarda değil, ailelerinde, yakınlarında, tanık olan ve sosyal medya üzerinden maruz kalan kişilerde de görülebilir" diye konuştu.
Çocuklar ve gençlerin afetlerden etkilenen en hassas ve savunmasız bireylerden olduğuna dikkat çeken Uzm. Psk. Yaman, şunları söyledi: "Çocuklar ve gençlerin yaşlarına, mizaçlarına, önceki yaşantılarına, maruz kalma durumlarına bağlı olarak gösterdikleri tepkilerin yoğunluğu değişkenlik gösterebilir. Örneğin, okul öncesi çocuklar soyut düşünemedikleri için depremi zihinlerinde işleyemezler ve deprem belirsiz bir kavram olduğu için çocuklarda yoğun endişe, kaygı ve güvensizlik yaratabilir. Tıpkı ölüm ve diğer doğal felaketlerde olduğu gibi depremle ilgili çocuğa yapılacak açıklama da çocuğun yaşına ve gelişimsel seviyesine uygun olmadır."
Çocukluk çağında yaşanan doğal afetlerin yarattığı travmanın etkilerine bağlı olarak kaygı bozuklukları, depresyona kadar ilerleyen duygu durum değişiklikleri ve somatik yakınmalar gözlemlenebileceğini vurgulayan Uzm. Psk. Yaman, "Saldırgan davranışlar, huzursuzluk, davranış değişiklikleri, aşırı hareketlilik, odaklanamama, uyku ve yeme düzenindeki bozulmalar, parmak emme ve tırnak yeme, bebeksi davranışlar, içine kapanma, fiziksel nedeni olmayan mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, baş dönmesi gibi belirtiler gözlemlenebilir. Bu tepkiler çocuk ve gençlerin deprem felaketi gibi bir felaketi takip eden zamanda göstermeleri beklenen olağan tepkilerdir" açıklamasında bulundu.
Uzman desteğinin ne zaman alınması gerektiğine değinen Uzm. Psk. Yaman, "Çocuğun veya gencin davranışlarında 2 haftadan daha uzun süren olağan dışı değişimler olduysa, yukarıda sayılan olağan tepkilerden pek çoğu bir arada gözlemleniyorsa, davranışlarındaki değişimler çok farklı durumlarda da görülüyorsa, ebeveynleri tarafından göz ardı edilmemelidir. Kendine zarar vermeye çalışıyor ya da vereceğini ifade ediyorsa, daha önceden iyi olan okul başarısında önemli ve devam eden bir düşüş gözlemleniyorsa bir uzman desteği alınması gerekir" ifadelerini kullandı. Uzm. Psk. Betül Yaman, çocukların bu süreçten olumsuz etkilenmemesi için ebeveynlere şu önerilerde bulundu: "Belirsizlik ve bilinmezlik kaygı yaratır. Çocuğun deprem hakkındaki sorularını yaşına uygun bir dille yanıtlayın fakat sormadığı soruların cevaplarını da vererek fazla bilgiyle kafasını karıştırmayın. Küçük çocuklara 'Bazen yer sallandığı için binalar da sallanır', binaların yıkılma görüntülerine maruz kalan çocuklara 'Binalar bazen yer sallanınca ayakta duramazlar' diye kısa bir açıklama yaparak güvende olduğunuzu söyleyin. Daha büyük çocuklara tektonik tabakaların hareketi sonucu sarsılmaların gerçekleştiğini ve bunların bir kısmını hissettiğimizi anlatıp depreme karşı alınabilecek önlemlerden bahsedebilirsiniz.
Çocuğa güvende olduğu mesajı verilmelidir. Bu mesajı, onun korkularını kabul ederek ve ciddiye alarak verebilirsiniz. Tüm bu olanlar seni korkutmuş olabilir ama bizler annen ve baban olarak senin yanındayız ve bir tehlike anında seni koruyabilmek için hazır olacağız, diyerek ona duygularını anladığınızı gösterebilirsiniz. Çocuğunuzu depremin, hiçbir şekilde onun bir hatası sonucu olmadığı konusunda ikna edin. Ona anlayabileceği bir dilde depremin ne olduğunu, neden olduğunu ve depremin kendi davranışları ya da sözleri için bir ceza olmadığını açıkça anlatabilirsiniz.
Çocuğunuzun kendini ifade etmesini kolaylaştırın. Çocuğu deprem hakkında oyunlar oynaması (kepçe, kamyon, ambulans vs. ile), resimler yapması veya bu konuda yaşadıklarını, hissettiklerini yazması için destekleyin. Böylece çocuk sözel olarak ifade edemediği duygularını ortaya koyma olanağı bulacaktır. Ekran başında izlediğimiz bazı görüntüler çocukları deprem travmasına ek ikincil olarak olumsuz etkileyebilir. Çocuğun korku ve endişesini artırabilir. Bu nedenle çocukla deprem konuşulmalı ancak deprem ile ilgili denetleyemediğimiz aşırı görsel ve işitsel uyarı verilmesi ise uygun olmayacaktır."
|