Her gün duyduğumuz şiddet ve "ötekileştirme" olayları ve söylemleriyle ilgili siz anne-babalar gibi biz eğitimciler ve uzmanlar da endişeliyiz. Bir şeylerin yolunda gitmediğinin, barışçıl ve saygılı dünya hayalimizin herkesçe paylaşılmadığının farkındayız. Böyle dönemlerde umutsuzluk, öfke, hüzün kapıyı çalsa da aslında durup "nerede yanlış ya da eksik yaptığımızı ve bugün hemen ne yapabileceğimizi düşünmek" gerekiyor.
Mutlu bir çocukluğun mutlu bir yetişkinliğin öncülü olduğunu biliyoruz. Ancak mutluluğun sınırlarını nasıl çizdiğimizi, çocuklarımıza "kendi mutluluğunun diğerinin mutluluğundan üstün olmadığını" ya da "bir başkasının mutsuzluğuna rağmen mutlu olmanın gerçekten mutluluk olup olmadığını" düşündürüyor muyuz düşünmeliyiz belki de.
Okul öncesi dönem "empati" olarak adlandırdığımız ve diğerinin duygu ve düşünceleri ile özdeşim kurma ya da hayali olarak kendi yaşıyormuşçasına deneyimleme becerisinin gelişimi için oldukça önemli bir dönemdir. Bu yaş grubunda çocukların empati becerilerinin desteklenmesi gelecekte mutluluğu bireyselleştirmeyen ve diğerinin yaşam hakkı ve mutluluğuna, iyiliğine en az kendininki kadar değer veren, saygı duyan mutlu yetişkinler olmalarına katkı sağlayacaktır.
Araştırmalar çocukların diğerlerinin duygu ve düşüncelerini anlayabilmesi için öncelikle kendisinin ayrı bir birey olduğunun tamamen farkında olması gerektiğini söyler ve bu aşağı yukarı 2 yaş civarında kazanılır. Ancak "kendini başkalarının yerine koymak" olarak tanımladığımız beceriye ilişkin bilişsel yetkinliğin kazanımı 6-7 yaşlarını bulur. Dolayısıyla 2 yaşla başlayıp 6-7 yaşa kadar geçen zamandaki etkileşimler ve çocuğun "ben" ve "diğeri" farkındalığı, "davranışlarının sonucunu ve kendi duyguları kadar diğerinin duygularını da anlama süreci"nin desteklenmesi oldukça önemlidir.
Genel olarak bakıldığında tümevarımsal akıl yürütmenin (çocuğun davranışları sonucu diğerlerinin nasıl hissedeceğinin anlatılması) empati gelişimini desteklediği; fiziksel ceza, tehdit, azarlama gibi davranışların ise empati gelişimini engellediği görülmektedir. Ayrıca erken dönemde temel bakım veren yetişkinlerle kurulan sıcak, sevgi dolu ilişkinin güven duygusunu sağladığı ve bu güven duygusunun çocukları sadece kendini değil diğerlerini de düşünme konusunda özgürleştirdiği görülmektedir. Tahmin edileceği üzere temel bakım veren yetişkinlerle olumsuz ilişki deneyiminin ise antisosyal davranışlar için risk oluşturduğu belirtilmektedir.
Eğer çocuğunuzun empati becerisini geliştirmek istiyorsanız, siz de aşağıda yer alan önerileri uygulayarak çocuğunuzun daha fazla empati yapabilmesine katkıda bulunabilirsiniz.
Çocuğumun Empati Gelişimini Desteklemek İçin Ne Yapabilirim?1. Diğerlerini düşünme davranışlarını modellemek: Çevrenizdeki kişilerle ilgili duygularınız ve onların üzüntülerini, sevinçlerini nasıl paylaştığınız hakkında çocuklarınızla konuşun. Onlara yakınlarınızın mutlu anları için heyecanlandığınızı ya da mutsuzlukları için üzüldüğünüzü anlatın.
2. Duyguları adlandırmak: Çocukların duygularını adlandırmalarına yardımcı olun. Okul öncesi dönemde pek çok çocuk mutlu ya da üzgün olmak kelimelerini kullanır ancak sıklıkla ne hissettiklerini tam olarak anlatmak konusunda yetersiz kalır. Onları hikayeler ya da günlük olaylar yoluyla "yalnız, bıkmış, öfkeli/kızgın, neşeli, şaşkın, gururlu, umutlu, endişeli vb." gibi duygulara yönelik kelimelerle de tanıştırın.
3. Duyguları yorumlamak: Dergilerden çeşitli yüz ifadelerine yönelik resimler kesip "sence kız neden şaşırmış olabilir?" ya da "onu bu kadar çaresiz hissettirecek ne olmuş olabilir?" gibi sorular sorup duyguların olası nedenleri hakkında konuşun.
4. Yardım etme davranışları ile ilişkili rol canlandırma yapmak: Bazı yardım etme davranışları ile ilgili hikayeler okuyun ya da canlandırın. Belli durumlarda "nasıl yardım edilir" üzerine yapacağınız konuşmalar çocuklara yardım etme davranışını öğretir, uygun davranışlara yönelik içgörü kazandırır ve diğerinin bakış açısıyla bakmayı öğrenmesine yardımcı olur.
5. Destekleyici olmak: Çocuklarınızla sıcak ve destekleyici bir ilişki kurun ve gelişimlerine uygun gerçekçi, tutarlı bilgi ve deneyim aktarımında bulunun. Ailenizdeki değerlerin sözlü ve sözsüz mesajlarla çocuğunuza aktarılacağını unutmayın (tabii önce ailenizde öne çıkan değerlere bir gözatın!).
6. Çatışma çözümünü öğretmek: Bir çocuk başka bir çocuğa uygun olmayan bir davranışta bulunduğunda iki tarafın da duygularının aynalanması ve davranışın uygunsuzluğunun açık şekilde ifade edilmesi gerekir. Uygunsuz davranışı yapan çocuk o sırada diğer çocuğa yönelik yapılan empatik davranışı görmeli ve duymalıdır, bu nedenle yetişkinin empatik davranışı modellemesi gerekir. Daha sonra uygunsuz davranışı gösteren çocuğun davranışı ile mağdur olan çocuğun duygusu arasındaki ilişki söylenmelidir. Çocuklara davranışlarının sonuçları konusunda farkındalık kazandırmak, diğerlerinin duyguları konusunda farkındalık kazanmalarına da yardımcı olur. Çocuk böylece kuralların nedenlerini anlamaya ve bu sayede dünyayı daha pozitif, tutarlı ve anlamlı bir yer olarak görmeye başlar. İlerleyen aşamada da uygun alternatif davranışları düşünmesine yardımcı olunmalıdır.
Kaynakça
Crosser, S. Do You Know How I Feel? Empathy and the Young Child.
www.earlychildhoodnews.com