1937 - Atatürk'ün, saat 9.40'da Sivas'a gelişi, bazı ziyaretleri, Sivas Kongresi'nin toplandığı salonu gezişi ve Çetinkaya'ya hareketi.
1932 - Dr. Müfide Kazım ilk kadın Hükümet Tabibi oldu.
1931 - Atatürk'ün, günü Marmara Köşkü'nde geçirmesi.
1926 - Atatürk'ün, saat 16.00'da Çankaya'da, Vali başkanlığındaki Antalya Heyeti'ni kabulü.
Atatürk'ün, Ankara'nın başkent oluşunun 3. yıldönümü nedeniyle Çankaya'da Belediye Başkanı Haydar (Yuluğ) Bey başkanlığında Ankara Heyeti'ni kabulü ve söyledikleri: "...Ankaramızın hükümet merkezi olmasındaki karar, geçen olaylarla da doğrulanmıştır."
1924 - Atatürk'ün, Milli Eğitim Bakanı Vasıf (Çınar) Bey'i Keçiören'deki evinde ziyareti.
1923 - Atatürk'ün, Çankaya'da, öğle yemeğinden sonra bahçede gezinirken yeniden -göğsünde ve sol kolunda ağrı ile seyreden- bir koroner spazmı geçirmesi. (Bu durum üzerine İstanbul'dan Prof. Dr. Neşet Ömer (İrdelp) Bey Ankara'ya çağrılmıştır). [Kocatürk]
1922 - İstanbul'da Vahdettin'in maiyetinden ve işbirlikçilerinden 140 kişinin İngiliz Yüksek Komiserliğine sığınması.
Tekirdağ'ın kurtuluşu.
Saray'ın kurtuluşu.
1921 - Atatürk'ün, Meclisle oluşan ikinci Grup'un faaliyetleri hakkında Kâzım Karabekir'e telgrafı: "...Bir kısım üye vardır ki, her vesile ile millî davaya önder olanların nüfuzunu ortadan kaldırmak, yetenekli ve namuslu askerî liderleri görevlerinden uzaklaştırmak ve sonuç olarak maddî ve manevî kuvvetleri kendilerine hizmet edecek bir yöne yöneltmek istiyorlar. Bugünkü güçlü liderlerinden ilgisini kesecek ordunun, herhangi bir vatanî görevi yapmaya elverişli nitelik ve niceliği kaybedeceğinin farkına varmaksızın ve yalnız hayale dayanan bir kötü niyetle çalışan bu ikinci grubun faaliyeti, kendilerince istenilen neticeyi verirse doğacak vaziyet, ordunun tamamen dağılması ve sonucunda vatanın mahvı demek olacağından bütün kuvvet ve kudretimizle bu fikir ile mücadele edilmektedir. Bu mücadeleye şiddetle devam edilecek, memleketin harap ve perişan olmasına uzanacak bu cereyanı durdurmak için gereken her şey yapılacaktır. Bununla beraber söz konusu azınlığın Meclis'te tehlikeyi gerektirecek bir kuvvet oluşturması şimdilik muhtemel değildir." [Kocatürk]
1920 - Albay Kazım Bey başkanlığındaki diplomatik heyetin Tiflis'e varışı.
1919 (12-13) - Atatürk'ün, Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın 9 Kasım 1919 tarihli telgrafına cevabı: "...Millî örgüte karşıt düşüncede bulunanlar ancak memleket ve millete düşman olanlardır! ...Bildirdiklerinizden anladığımıza göre, İstanbul Hükûmeti, millî örgütün varlığını ihtimal ki, gereksiz görüyor. Gerçekten durum bu merkezde olup millî örgüte ihtiyaç olmaksızın memleketi kurtaracak kuvvete sahip bulunuyorsa, ona göre gerekenlerin yapılmak üzere açıkça bildirilmesini, aradaki her türlü yanlış anlamanın giderilmesi için arz ve rica ederiz."
1918 - Müttefik donanmanın İstanbul'a gelişi. I. Dünya Savaşı sonunda; Atatürk'ün ''Geldikleri gibi giderler'' dediği İtilaf Devletleri Donanması, İstanbul Boğazı'na demirledi.
İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan İtilaf filosunun İstanbul'a gelmesi ve karaya kuvvet çıkarması. Adana'dan trenle İstanbul'a gelen Mustafa Kemal limanda gemileri görünce yaveri Cevat Abbas'a "Geldikleri gibi, giderler!" dedi.
Atatürk'ün, İstanbul'a gelişi ve deniz ortasında demirlemiş düşman donanmasını gördüğü zaman yaveri Cevat Abbas (Gürer) Bey'e söylediği söz: "Geldikleri gibi giderler!" (Cevat Abbas Gürer, bu sahneyi hatıralarında şöyle anlatmaktadır: "İstanbul'a geldiğimiz günü hiç unutmam. Şehrin çok hazin bir hali vardı. İstanbul, düşman donanmalarının limana girmeleri felâketinin matemini tutuyor, bu büyük matemine Atatürk'ü de ortak ediyordu. Atatürk'le ben, askerî ulaşıma ait bir köhne motor ile deniz ortasında yaslanan bir çelik ormanının içinden geçiyorduk. Atatürk'ün zarif dudaklarından "Geldikleri gibi giderler!" cümlesini işittiğim zaman, mütarekenin doğurduğu derin ve elemli ümitsizliği derhal unutmuştum. Cevabımda acele ettim: "Size nasip olacak, siz bunları kovacaksınız Paşam!" dedim. Gülümsedi, aziz başının içinde şekillenmeye başlayan vatanı kurtarma plânlarını bir an için yeniden geçiriyor gibi daldı, sonra: "Bakalım!" dedi. [Kocatürk]
Atatürk'ün, Pera Palas'a yerleşmesi. Atatürk, İstanbul'a gelişini takiben 15 gün kadar Pera Palas'ta kalmış, kısa bir süre de eski dostlarından Salih Fansa'nın evinde misafir edilmiştir. Daha sonra, Aralık ayı başlarında Şişli'de tuttuğu eve yerleşmiştir.
1918 - Mustafa Kemal'in Yıldırım Orduları grubu Komutanlığının lağvı üzerine İstanbul'a gelmesi. 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı.
1918 - Mustafa Kemal returns to Istanbul.
Allied forces arrive at Istanbul.
1916 - Atatürk'ün, 14. Alay Karargâhı'ndan hareketle Keltepe'ye gelişi; tümen, alay ve tabur komutanlarıyla görüşmesi, 11. Alay Karargâhı'na gelerek öğle yemeği yemesi, daha sonra Bitlis'e dönüşü.
|