1935 - Atatürk'ün Florya'da denize girişi.
1934 - Atatürk'ün, Dolmabahçe Sarayı'nda Türk Dili Tetkik Cemiyeti toplantısına başkanlık edişi.
1933 - Atatürk'ün, sabah Ertuğrul yatı ile Yalova'dan Pendik'e gelişi, İsmet Paşa'yla beraber Yalova'ya dönüşü.
1932 - Atatürk'ün, Yalova'da Fransız arkeologlarından Prof. Delaport'u kabulü.
1930 - Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Fethi Okyar başkanlığa getirildi. Fethi Bey'in genel başkanlığında Serbest Cumhuriyet Partisi'nin kuruluşu (Parti, 17 Kasım 1930 tarihinde kendisini kapatmıştır).
Fethi Bey'in öncülük ettiği ve aralarında Cumhuriyet Halk Fırkası'ndan istifa etmiş 15 milletvekilinin bulunduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Ağaoğlu Ahmet (Agayef), Nuri Conker gibi isimlerin yeraldığı partinin danışıklı olduğu yolunda söylentiler yayıldı.
Atatürk, 1930 yılında yeniden bir siyasal parti denemesi yapmış, bu defa eski başkanlardan sevdiği ve güvendiği yakın arkadaşı Fethi Bey'i (Okyar) bir parti kurmaya memur etmişti. Bunun üzerine fethi bey, merkezi İstanbul'da olmak üzere 12 Ağustos 1930'da "Serbest Cumhuriyet Fırkası"nı kurmuş ve Ege'den başlayarak örgütlenme çabalarına başlamıştır. Atatürk'ün yine yakın arkadaşı Nuri Bey (Conker) de partinin ikinci adamı olmuştur. Halk Partisi'nden on iki milletvekili bu partiye geçmiş; Atatürk, kardeşi Makbule Hanım'ı (Atadan) da üyeler arasına katarak, yöneticilere güven duygusu aşılamak istemiştir. Parti'nin resmi bir yayın organı yoktu; ama İstanbul'da yayımlanan Yarın, Son Posta ve Tan gazeteleri bu partinin görüşlerini yansıtıyorlardı. Parti üç ay gibi kısa bir sürede 37 ilde örgütlenmişti. * * * CHF'yi tenkit etsin diye kurulmasını teşvik ettiği Serbest Fırka'nın umumi reisi Fethi Bey'e şöyle seslenmektedir:
"Memnuniyetle görüyorum ki Laik Cumhuriyet esasında beraberiz, zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur.."
Atatürk, siyaseten Laik Cumhuriyet esasında ittifak etmiş olmak gerekliliğini bir temel olarak almıştır. Bunun dışındaki tartışmalara açıktır. Atatürk'ün hitabı devam ediyor :
"TBMM'de ve millet muvacehesinde, millet işlerinin serbest münakaşası ve hüsnüniyet sahibi zatların ve fırkaların içtihatlarını ortaya koyarak milletin ali menfaatlerini aramaları, benim gençliğimden beri, aşık ve taraftar olduğum bir sistemdir. Cumhurbaşkanı olmayarak yalnız fiilen CHF reisi bile bulunsaydım fırka programını ve icraatını tenkit eden, insani ve siyasi ahlakına emin olduğum sizin gibi bir zatın mütalaalarını dikkat ve muhabbetle dinlerdim ve istifadeli bulurdum.
...Binaenaleyh Büyük Mecliste, aynı temele istinat eden, yeni bir fırkanın faaliyete geçerek millet işlerini serbestçe münakaşa etmesini Cumhuriyetin esaslarından sayarım; bu itibarla, noktai nazarlarınızı, takip için, siyasi mücadeleye girmenizi bittabi hüsnü telakki ettim.."
Atatürk'ün taraf olduğu ve Cumhuriyet'in esaslarından saydığı sistem millet işlerinin yine milletin gözü önünde dürüst ve açıkça münakaşa edilmesidir.
Atatürk diyor ki, "Lazımdır ki insanlar evvela siyasal rengini, reyini ve azmini sarih ve milletçe anlaşılır tarzda ifade etsin. Merdane, namuskarane hareket budur.." Kaynak: hakimiyetimilliye.org
1930 - Republican Free Party formed (dissolves itself on November 17 1930).
1927 - Atatürk'ün, akşamüzeri ismet Paşa ile beraber Dolmabahçe Sarayı'ndan otomobille Kâğıthane yolunu izleyerek Silâhtarağa'ya gidişi, daha sonra Kemerburgaz'da bir çiftlikle kısa süre istirahati takiben Haliç'te Ankara motoruna binerek Dolmabahçe Sarayı'na dönüşü.
1925 - Nazım Hikmet, Şefik Hüsnü (Değmer) ve Hikmet (Kıvılcımlı) Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından mahkum edildi.
Atatürk'ün, Lâtife Hanım'dan ayrılışı hakkında hükümet bildirisi: "Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, Başbakanlığa yazdıkları 11 Ağustos 1925 tarihli tezkerelerinde, Uşakîzade Lâtife Hanımefendi Hazretleri ile evlilik bağına son vererek birbirlerinden ayrılmaya karar verdiklerini ve 5 Ağustos 1925 tarihinde boşanma vuku bulmuş olduğunu bildirmiştir. Durum malûm olmak üzere Vekiller Heyeti kararı ile resmen tebliğ olunur." [Kocatürk]
1924 - Atatürk'ün, Ankara'ya gelen Berlin Elçisi Kemalettin Sami Paşa'yı kabulü.
1921 - Atatürk, Polatlı'da Başkomutan sıfatıyla ordunun başına geçti.
Atatürk'ün, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa'yla Ankara'dan Polatlı'daki Cephe Karargâhı'na gelişi. Bugün Atatürk cepheyi inceledikten sonra geri dönerken atına bineceği sırada atın ani ürkmesi sebebiyle- yere düşerek bir kaburga kemiği kırılmıştır. Tedavisi için 16 Ağustos'ta Ankara'ya gitmişse de 17 Ağustos'ta tekrar cepheye dönmüştür.
Atatürk'ün, Başkomutan oluşu sebebiyle kendisini kutlayan Genelkurmay Başkanlığı'na teşekkür telgrafı: "Milletin ve ordunun, bu azim, iman ve kahramanlığı ile millî sınırlarımız içinde tam bağımsızlık temininden ibaret meşru amacımıza mutlaka erişeceğine itimadım tamdır."
1920 - Sevr Antlaşması İstanbul'da büyük bir üzüntü yarattı. Müslüman esnaf dükkanlarını kapattı. İstanbul'da çıkan Türk gazetelerinden, Der saadet: "Bugün Türklerin matem günüdür", Alemdar: "Kara Gün", Akşam: "Git vatan Kabe'de siyaha burun" biçiminde başlıklar atarken; Yunan gazetelerinden Politiya: "Esir kalmış milyonlarca kardeşimizi kurtarmalıydık" şeklinde başlıklar attı.
Atatürk'ün, -İngiltere'nin Karadeniz Ordusu kurmaylarından Binbaşı Wey'in mektubunu ileten- Ahmet İzzet Paşa'ya cevabı: "Malta'dan İstanbul'a nakledilen ve edilecek olan tutuklulardan herhangi birinin suskun İstanbul hükûmeti eliyle olsa dahi idamı halinde -Erzurum'da hükmümüz altında bulunan Yarbay Rawlinson dahil olmak üzere- elimizde mevcut subay, er bütün esir İngilizlerin karşılık olarak derhal idam edilmelerinin kesin şekilde kararlaşmış olduğunun bu vesile ile adı geçen karargâha bildirilmesine yardımcı olmanızı bilhassa rica ederim." [Kocatürk]
1918 - Atatürk'ün, -randevu isteyerek- Padişah Vahdettin ile -üçüncü defa- görüşme yapması ve Vahdettin'in bir sözü: "Ben gereken şeyleri Talât ve Enver Paşalarla görüşürüm!" (Bu görüşmenin tarihi belli değildir. Olayların akışına 12 ya da 13 Ağustos 1918 tarihi uygun düşmektedir). [Kocatürk]
1916 - 16. Kolordu'ya bağlı 5. Tümen'in Tatvan'ı düşman işgalinden kurtarışı ve düşmanı Ahlat yönünde geri çekilmeye mecbur edişi.
1915 - Birinci Anafartalar Muharebesi.
1915 - Norfolk Alayı 12 Ağustos günü öğleden sonra harekete geçti. Ancak ikindi vakti topçu desteğinde başlaması planlanan hareket haberleşme hatası sebebiyle erken başlayınca sonuç tam anlamıyla fiyasko oldu.
|