Conditionals - Şart Cümlecikleri By: Asrevya Date: 30 Ağustos 2022, 23:50:32
Eğer (Şart) cümleleri olarak da adlandırabileceğimiz bu cümleleri, Türkçede eğer kelimesiyle veya –se,-sa ekleriyle ifade ederiz.
(Eğer) anlatırsan dinlerim. :Bu örnekte gördüğünüz gibi eğer kelimesini kullanabileceğimiz gibi, sadece fiile –sa eki ekleyerek de şart cümleciğini oluşturabiliriz.
Bu yapı İngilizce' de temel olarak 4 ayrı şekilde kullanılır.
TYPE 0: Genel geçer gerçeklerde veya her zaman olan durumlarda iki tarafta da geniş zaman kullanılır. İngilizcede Type 0 olarak adlandırılır.
If you heat the ice, it melts. – Buzu ısıtırsan erir. (gerçek)
If you go home late, you parents get angry. Eve geç gidersen ailen sinirlenir. (her zaman)
TYPE I: Gerçekleşme ihtimali bulunan koşul cümleciklerinde; koşulumuzu geniş zamanla, bu koşula bağlı olarak oluşacak olayı da will veya yardımcı fiillerle ifade ederiz. İngilizcede Type I olarak adlandırılır.
If I see her, I will speak to her. – Onu görürsem onunla konuşacağım.
If you study, you will pass. – Eğer çalışırsan geçersin.
Bu örneklere baktığımızda koşul olarak söylediğimiz cümlenin gerçekleşme olasılığı olduğunu unutmayın.
TYPE II: Gerçekleşme ihtimali bulunmayan koşul cümleciklerinde; koşulumuzu geçmiş zamanla (özne+ V2/didn't+V1), bu koşula bağlı olarak oluşacak olayı da would veya belli yardımcı fiillerle ( could, should, might) ifade ederiz. İngilizcede Type II olarak adlandırılır.
If the war ended this month, we would visit our relatives in Lebanon. – Savaş bu ay bitse, Lübnan' daki akrabalarımızı ziyaret ederrik.
If I were you, I would study more. – Senin yerinde olsam daha çok çalışırdım.
Bu örneklere baktığımızda koşul olarak söylediğimiz cümlenin gerçekleşme olasılığının çok düşük olduğunu ve hatta olmadığını unutmayın.
TYPE III: Artık olay eskide kaldığı için gerçekleşme ihtimali kesinlikle olmayan koşul cümlelerinde; koşulumuzu had+V3 ile, bu koşula bağlı olarak oluşacak olayı da would,could,might have+ V3 ile ifade ederiz. İngilizcede Type III olarak adlandırılır.
If we had rushed, we would have got there in time. – Eğer acele etseydik, oraya zamanında varırdık.
If I had finished my work early, we could have gone for a walk. – İşimi erken bitirseydim, yürüyüşe gidebilirdik.