26 Aralık Atatürk Günlüğü By: Asrevya Date: 28 Mart 2022, 10:09:25
1938 - CHP 1. Olağanüstü Kurultay
Atatürk'ün vefatı üzerine toplanan olağanüstü kurultayda Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, "değişmez genel başkanlığa" seçildi. Kurultay ayrıca, Atatürk'ü "Ebedi Şef" ilan ederken, İnönü'ye de "Milli Şef" unvanını verdi.
1934 - Menemen'de yapılan Kubilay anıtı törenle açıldı.
1932 - Atatürk'ün, gece Ankara Orduevi'ndeki müsamereyi şereflendirmesi.
Samsun-Sivas demir yolu hattı açıldı.
1931 - Atatürk'ün, saat 10.00'da Kılıç Ali Bey'in evine gidişi, saat 14.00'de Çankaya'ya dönüşü.
1925 - Uluslararası saat ve takvim'in kullanımı TBMM'de kabul edildi.
Milletlerarası saat ve milletlerarası takvim hakkındaki kanunların kabulü.
Saat, takvim ve zaman ölçüleri konusunda uluslar arası standartları getiren kanunlar kabul edildi.
Hicri takvim yerine miladi takvim alınmıştır:
Miladi takvim, Türkiye'de 1927 yılında kullanıma giren Gregoryen takvimine verilen isim.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, önce Hicri takvim, sonra da 1 Mart'ı yılbaşı kabul eden Mali (Rumi-Jülyen) takvim kullanılmıştı (Tanzimata kadar Hicri takvim kullanılırken, Tanzimatta yılbaşı Mart ayına alınarak Rumi takvime geçildi).
Cumhuriyet'in ilanından sonra, Mali 26 Kânunıevvel 1341'de (26 Aralık 1925) kabul edilen "Takvimde Tarih Mebdeinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" ve "Günün Yirmidört Saate Taksimi Hakkında Kanun" adlı iki ayrı yasayla 1 Ocak 1926'dan başlayarak Gregoryen takvimi benimsendi. Yılbaşını 1 Ocak olarak alan bu takvimin yanı sıra günü 12 saat gündüz ve 12 saat gece dilimlerine ayıran saat sistemi yerine 24 saatlik gün kabul edildi.
1925 - International calendar and international system of time are adopted.
Atatürk introduced reforms which were of vital importance to the newly independent Turkish Republic.
On December 26, 1925 the Western (Gregorian-Julian) solar calendar was adopted (this calendar replaced the lunar calendar used during the Ottoman Empire).
1923 - "Zafer ve Barış Şerefine" kimi suçlar dışında "Aff-ı Umumi Kanunu" T.B.M.M.'nde kabul edildi.
1922 - Atatürk'ün, İsmet Paşa'nın 19.12.1922 tarihli mektubuna cevabı: "...Aynı özlem derecesiyle seni ne kadar göreceğim geldiğini bilmem tahmin edebilir misin? Parlak bir başarı sonucuyla şerefli dönüşünüzü düşünerek avunmaktayım. Orada kazandığın saygın yeri ve cihana gösterdiğin kudret, zekâ ve liyakati mutlu bir şekilde seyrediyorum." [Kocatürk]
1921 - Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gizli oturumlarında, ordunun kuvvetlenmesi, muhtaç olduğu araç ve gereçlerin tamamlanması hakkında soru ve gensorular sebebiyle açıklamaları: "...Amacımız mutlaka, karşımızda bulunan Yunan ordusunu mağlup edecek derecede kuvvetli ve donanmış ordu meydana getirmektir." [Kocatürk]
Atatürk'ün, Refik (Saydam) Bey'in yerine Sıhhiye Vekilliği'ne seçilen Rıza Nur'a, Sinop'a telgrafı: "Hastalığınızdan pek müteessirim. Vekiller Heyeti'nde göreceğiniz vazifeyi önemli ve bugünkü vaziyetimizde hizmet ve yardımınızı gerekli gördüğümden, Ankara'da mümkün olan her türlü tedavi ve istirahatinize, kabinece yardım edilmek üzere, hareketinizin makine başında bildirilmesi."
1920 - İstanbul'da İngilizlerin denetimi altındaki Büyük postane altında Ankara ve Anadolu ile bağlantıyı sağlamak üzere gizli telgraf merkezi kurulması.
Ankara'dan Kütahya'ya gelen milletvekili heyetinin, Çerkeş Ethem ve kardeşi Tevfik'le görüşmesi ve 26/27 Aralık'ta görüşme sonucunu telgrafla Atatürk'e bildirmeleri (Çerkeş Ethem ve kardeşleri bu görüşmede bazı şartlar ileri sürmüşler, özellikle Albay Fahrettin (Altay) ve Refet (Bele) Beylerin cepheden uzaklaştırılmalarını istemişlerdir(!) [Kocatürk]
Mebus heyetinin Kütahya'da Çerkez Ethem ve kardeşi Tevfik ile görüşmesi. (Çerkez Ethem ve kardeşleri bu görüşmede bazı koşullar ileri sürmüşler, özellikle de Albay Fahrettin Bey ve Refet Paşa'nın cepheden uzaklaştırılmalarını istemişlerdir.)
1919 - Atatürk'ün, Kaman'dan hareketle Beynam köyüne gelişi, buradan da Ankara yönüne hareketi, ancak yolların karla kapalı oluşu nedeniyle geceyi, geri dönerek Beynam'da geçirmesi.
İngiliz Yüksek Komiseri Amiral J. de Robeck'in General Milne'e söyledikleri: "Mustafa Kemal hareketinin bastırılması, şüphesiz pek çok istenir; fakat çok büyük bir kuvvet gerekmektedir. İğneleme politikası büsbütün akılsızlık olur." [Kocatürk]