13 Ekim Atatürk Günlüğü By: Asrevya Date: 28 Mart 2022, 02:08:05
1938 - Atatürk'ün, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'ı kabulü ve 45 dakika görüşmesi.
Atatürk'ün, Afet (İnan)'ı kabulü ve 40 dakika görüşmesi.
1937 - Atatürk'ün, saat 21.10'da Aydın'dan trenle Ankara'ya gelişi.
Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın, orduya genelgesi: "Ege manevrasını başlangıcından itibaren bütün ayrıntıları ile yerinde izleyen Cumhurbaşkanımız Atatürk, ordumuzun en modern silâhları pek iyi kullanmasını, komutanlarla subaylarımızın sevk ve idaredeki kabiliyet ve maharetlerini fevkalâde takdir buyurmuşlar, beraberlerinde bulunan hükümet erkânının da bu takdirlere iştirak ettiklerini bildirmişler ve bu takdirlerin selâmları ile birlikte bütün orduya duyurulmasını emir buyurmuşlardır. Orduya gösterilen bu yüksek iltifatları, benim de göğsümü iftiharla kabartmıştır."
1925 - Atatürk'ün, İzmir Kız Lisesi'ni ziyareti ve okulun hatıra defterine yazdıkları: "Müdür hanım ve bey öğretmenlerin ciddî, isabetli çalışmasının eserleri kolaylıkla ve takdirle görülmektedir."
Atatürk'ün, saat 17.00'de İzmir Türkocağı'nı ziyareti, burada bazı heyetleri kabulü, daha sonra Musiki Yurdu gençlerinin verdiği konseri izlemesi.
Atatürk'ün, Karşıyaka'da annesi Zübeyde Hanım'ın kabrini ziyareti ve çelenk koyusu.
Atatürk'ün, Karşıyaka Spor Kulübü'nü ziyareti ve kulübün hatıra defterine yazdıkları: "Karşıyaka Spor Kulübü'nde karşı karşıya bulunduğum gençlik iftihara çok değerdir. Bu gençlik karşısında geleceğin kuvveti, ne kadar belirgin görünmektedir."
Atatürk'ün, İzmir Müstahkem Mevki Komutanlığı tarafından şerefine verilen ziyafette konuşması: "...Kahraman Türk ordularının kazandıkları büyük zaferlerde şahsıma düşmüş olan vazifeleri yapabilmişsem çok bahtiyarım. Yalnız bu noktada bir gerçeği izah için arz edeyim ki, benim, ordularımızı sevk ve yönelttiğim hedefler, esasen ordularımın her erinin, bütün subaylarının ve komutanlarının görüşlerinin, vicdanlarının, kararlarının, ülkülerinin yöneldiği hedefler idi!" [Kocatürk]
1924 - Atatürk'ün, sabah Sivas'tan hareketle akşamüzeri Lâtife Hanımla beraber Kayseri'ye gelişi, Belediye'yi ziyareti, gece kaldığı evin önünde toplanan halkı selâmlaması ve onlara seslenişi: "Mazinin kararsız, çürümüş zihniyeti ölmüştür. Bütün dünya bilmelidir ki Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmaya gücü yetecek kadar kuvvetlidir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar!" [Kocatürk]
1923 - Ankara'nın gurur günü. Ankara'nın başkent oluşunun yıldönümü.
Ankara, 13 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ilan edildi.
TBMM'de, Ankara'nın hükümet merkezi ve başkent olması kararlaştırıldı.
Büyük Millet Meclisi'nde Ankara'nın hükümet merkezi olmasına ilişkin kanun teklifi kabul edildi. Ankara'nın Yeni Türk Devleti'nin merkezi olduğuna dair Kanunun kabul edilişi.
1923 - Ankara becomes the capital of Turkey.
1923 - Ocak'ta imzalanan Ahali Mübadelesi nüfus değişimi için 17 Temmuz'da hazırlanan iskân cetvelinde aksamaların olması üzerine Mübadele, İmar ve İskân Vekaleti kurularak Anadolu 10 iskân bölgesine ayrıldı.
1921 - "Kars Antlasması"nın imzalanması.
Ankara Hükümetiyle Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan arasında Kars Antlaşması imzalandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Kafkas Cumhuriyetleri (Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan) arasında "Kars Antlaşması"nın imzalanması.
Sakarya zaferinden sonra Sovyet Rusya'nın aracılığıyla 3 Sovyet Cumhuriyeti Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile TBMM Hükümeti arasında 13 Ekim 1921'de Kars Antlaşması imzalandı. Buna göre: Her 3 Cumhuriyet, Moskova Antlaşmasını kendileri için de geçerli sayıyordu. Böylece Türkiye'nin doğu sınırı kesinleşti ve Ermeni Sorunu da sona erdi. Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği 1991'de dağıldıktan sonra bağımsız olan Ermenistan Kars Antlaşmasını tanımamaktadır.
Kaynak: tr.wikipedia.org/wiki/Kars
1921 - Treaty of Kars signed by Bolshevik Russia and Turkey.
The Treaty of Kars determines Turkey's eastern frontier (ratified in Yerevan, Armenia on September 11 1921.
1919 - Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk örgütüne genelgesi: "...Millî varlığımızı dost ve düşman nazarında gösteren ve ispat den örgütün, tüzük gereğince şekillendirilmesi ve bilhassa küçük, büyük bütün merkezlerin birbirleriyle ve merkezî heyet ile sıkı bir bağ kurmaları bugünün en mühim hayatî ve millî ve vatanî bir vazifesidir."
Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyetlerine cemiyet tüzüğünün esas maddelerinin önemli kısımlarını belirten genelgesi: "...Tüzüğün elinize ulaşmasına kadar bu esaslar içinde örgüte başlanması ve örgütün bir an evvel kurulmasına gayret gösterilmesi."
Atatürk'ün, Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tüzüğünün onbirinci maddesi hakkında görüşünü isteyen telgrafı: "Mebuslar Meclisi'nin açılışından sonra cemiyetin ne gibi bir siyasî durum alması lâzım geleceği hakkındaki yüksek düşüncelerinizin bildirilmesi."
Tasvir-i Efkâr gazetesi sahibi Velit (Ebüzziya) Bey'in, Atatürk'e Kuva-yi Milliye'nin vaziyeti hakkında telgrafla soruları ve Atatürk'ün cevapları: "Millî örgütün ileri gelenleri, vatanın müdafaası ve bağımsızlığı için kalpleri çırpınan milletin umum güzide evlâtlarıdır. Ana maksat, vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını temin etmektir."
Atatürk'ün, Sivas'ta halkın "kahrolsun işgal!" diye gösteride bulunması üzerine, "Kahrolsun işgal tarzındaki yazılar, hükümetin bugünkü siyasetine uygun değildir" şeklinde Sivas vilâyetine uyarıda bulunan Dahiliye Nazırı Mehmet Şerif Paşa'nın bu davranışı sebebiyle Harbiye Nazırı Cemal Paşa'ya telgrafı: "Milletin gerçek hissiyatına dayanarak hükümetin bu haksız işgalleri, siyasî, resmî dille ret ve mütareke hükümlerine aykırı bugüne kadar vuku bulmuş müdahaleleri protesto edeceğini beklemekteyiz!"
56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Bey'in, Atatürk'e -Bursa bölgesindeki çalışmalarını bildiren- telgrafı: "Bilecik'te Ali Fuat Paşa Hazretleriyle görüşüp durum değerlendirmesi yaptık. Fikir birliği sağladık." [Kocatürk]
1918 - Atatürk'ün, Halep'te askerî birlikleri denetlemesi.
Sina cephesinde 4. Ordu'nun kaldırılması ve bu orduya ait birliklerin emir ve komutasının 7. Ordu Komutanı Atatürk'e devredilmesi.
Talat Paşa liderliğindeki İttihat ve Terakki hükümeti Mondros mütarekesini imzalayarak Osmanlı için I. Dünya Savaşı'nı bitirdi ve istifa etti. (Savaşın Almanya ve müttefiklerinin yenilgisiyle sonuçlanacağının anlaşılması ve Almanya'nın İtilaf Devletleri'nden ateşkes istemesi üzerine, Talat Paşa hükümeti de istifa etti. Yeni kurulan Ahmet İzzet Paşa hükümeti savaşı sona erdiren Mondros Mütarekesini 30 Ekim 1918 imzalarken, İttihat ve Terakki Fırkası da 1 Kasım 1918'de son kongresini yaptı.)
1916 - Allied offensive on the Salonika Front.
1907 - Mustafa Kemal'in Selanik'teki III. Orduya atanması.
Atatürk'ün Şam'dan, merkezi Manastır'da bulunan 3. Ordu Karargâhı'na atanması. (Bu tarih, bazı kaynaklarda Eylül 1907 olarak gösterilmiştir: Erden, s.9; İ.A., s.721; S.A.A., s.111; K.A., s.687; Borak, s.62, 295; A.Y., s.12; A.A.K., s.52). (Atatürk, söz konusu atama üzerine 3. Ordu Karargâhı'nın Selanik'teki Kurmay Şubesi'nde çalışmak üzere Selânik'e geldi. Bu sıralarda Selanik'teki "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti" şubesinin kurucularını da içine almış olan "İttihat ve Terakki Cemiyeti" faaliyet halinde idi. Mustafa Kemal de bu cemiyete dahil olarak Selanik'te hizmet görmeye başladı. Memleketin istibdat idaresinden kurtarılması, yapılacak yenilikler onun da baş düşüncesiydi. Aynı şubede çalışan Fethi [Okyar] Bey ile yakın arkadaşlığı da bu devreye rastladı). [Kocatürk]
1907 - Mustafa Kemal posted to 3rd Army headquarters in Salonica.
ANKARA`NIN BAŞKENT OLUŞU
"Türkiye Devleti`nin başkenti Ankara şehridir."
Efendiler, Lozan Antlaşması`nın eklerinden olan düşman işgali altındaki topraklarımızı boşaltma protokolu uygulandıktan sonra, yabancı işgalinden tamamen kurtulan Türkiye`nin toprak bütünlüğü fiilî olarak sağlanmıştı. Artık yeni Türkiye Devleti`nin başkentini bir kanunla tespit etmek gerekiyordu. Bütün düşünceler, Yeni Türkiye`nin başkenti Anadolu`da ve Ankara şehri olarak seçme lüzumunda birleşiyordu.
Bu seçimde, coğrafî durum ve askerî strateji en büyük önemi taşıyordu. Devletin başkentini bir an önce tespit ederek, içten ve dıştan gelen kararsızlıklara bir son vermek şarttı. Gerçekten de, bilindiği üzere, başkentin İstanbul olarak kalacağı veya Ankara olacağı konusunda öteden beri içeride ve dışarıda kararsızlıklar görülüyor, basında demeçlere ve tartışmalara rastlanıyordu. Bu arada İstanbul`un yeni milletvekillerinden bazıları, R e f e t P a ş a başta olmak üzere, İstanbul`un hükûmet merkezi olarak kalması gereğini bazı örneklere dayanarak ispat etmeye çalışıyorlardı. Ankara`nın gerek iklim, gerek ulaştırma araçları ve gelişme kabiliyet ve istidadı ve gerekse mevcut tessisler ve kuruluşlar bakımından hiç de uygun ve elverişli olmadığını söylüyorlar; İstanbul`un "payitaht" olması lâzımdır ve mutlaka olacaktır, diyorlardı. Bu ifadeye dikkat edilirse, bizim "başkent" deyimiyle kastettiğimiz anlam ile, bu ifadelerdeki "payitaht"deyimini kullananların görüşleri arasında bir fark bulmamak mümkün değildir. Bundan dolayı, bu konuda zaten kesinleşmiş bulunan kararımızı resmen ve kanunî yoldan ilân ettirerek,"payitaht" sözünün de yeni Türkiye Devleti`nde kullanılmasına gerek kalmadığını göstermek lâzım, geldi. Dışişleri bakanı İ s m e t P a ş a,9 Ekim 1923 tarihli tek maddelik bir kanun tasarısını Meclis`e teklif etti. Altında daha on dört kadar zatın imzası bulunan bu kanun teklifi,13 Ekim 1923 tarihinde uzun görüşme ve tartışmalardan sonra çok büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Kabul edilen kanun maddesi şudur : "Türkiye Devleti`nin başkenti Ankara şehridir."
Kaynak: Nutuk
ANKARA`NIN BAŞKENT OLUŞU
Lozan Barış Antlaşması`nın TBMM tarafından onaylanmasından sonra, İstanbul 23 Eylül 1923`ten itibaren tahliye edilmeye başlandı. 6 Ekim 1923`de İstanbul`un yabancı işgal kuvvetleri tarafından boşaltılması tamamlandı. Yabancı işgal kuvvetlerinin İstanbul`dan ayrılması, gündeme hükümet merkezi sorununu getirdi. İsmet Paşa (İnönü) hükümet üyesi olmakla beraber, Ankara`nın başkent oluşunu öngören önergeyi 9 Ekim 1923`te on dört arkadaşı ile birlikte, Malatya Milletvekili olarak TBMM`ne verdi. İsmet Paşa, Ankara`nın hükümet merkezi olması konusunu acil bir sorun olarak görmekte ve Lozan`dan itibaren zihnine yerleşmiş bulunduğunu ifade etmektedir. İsmet Paşa`ya göre, Ankara`nın başkent olması iç ve dış çeşitli sebeplere dayanmaktadır: "Lozan`da Batı dünyasının murahhasları, mütehassısları, diplomatları ile görüşüyorum. Bunlar İstanbul Hükümeti`ni İstanbul muhitini tanıyan insanlar ve yeni devletin o muhitin insanlarına göre kurulmasını arzu ediyorlar. Bunu her hallerinden anlıyorum. Bizim bakımımızdan meselenin daha ehemmiyetli ve değişik cepheleri var. Bir defa Boğazlar askeri bakımdan tamamıyla açık, tamamıyla emniyetsiz. Bu vaziyetteyiz. Lozan Antlaşması`yla elde edebildiğimiz neticeler ve tarihi şartlar bizi endişeye sevk ediyor. Ayrıca Anadolu`nun ortasında bulunarak ve bir Anadolu hükümeti olarak yeni devleti çalıştırmak istiyoruz".
İsmet Paşa`ya göre; Ankara`nın hükümet merkezi olması meselesinin, hilafetle bir ilgisi yoktur. Fakat, Ankara hükümet merkezi olunca, hilafet bir bakıma devletimizin dışına atılmış oluyor: "Gerçi biz hilafeti devamlı bir müessese olarak düşünmüyoruz, Fakat Ankara`nın hükümet merkezi olması ve hilafet merkezinin İstanbul`da bulunması, ondan kurtulmak için ayrıca bir temel vasıta olacaktır."
Teklif edilen Anayasa maddesi gayet kısadır: Türkiye Devletinin makarrı idaresi Ankara şehridir." Ancak teklif edilen kanun maddesinin gerekçesi, Ankara`nın yeni Türkiye`nin merkezi olması gereğini açıklamaktadır. Gerekçe özetle, yeni Türkiye`nin varlığının, ülkenin kuvvet kaynaklarının gelişmesinin sağlanması, Anadolu`nun merkezinde başkent tesis etmek lüzumunu açıklıyor ve coğrafi ve stratejik durum, iç ve dış güvenlik de bunu gerekli görüyordu.
13 Ekim 1923`te TBMM`de kabul edilen tek maddelik bir yasa ile Ankara, yeni devletin başkenti olmuş ve böylece devlet merkezinin İstanbul olacağı yolundaki çekişmelere son verildiği gibi, Cumhuriyetin ilanı için de bir adım atılmıştır. Bu, aynı zamanda Milli Mücadele`nin başından beri uygulanan Ankara`nın İstanbul`a hakim olacağı esasının bir sonucu idi.
Ankara.gov.tr
1905 - Galatasaray Spor Kulübü kuruldu.