Bitter çikolatanın tarihi

Çikolatanın hikayesi çok eski, binlerce yıl öncesine kadar uzanıyor. Çikolata, o kadar değerliydi ki ilk olarak altın kadehlerde sunuluyordu. Mayalar ve Aztekler kakao çekirdeklerini kavurdular, içine çeşitli baharatlar eklediler ve ortaya çıkan ürüne 'Tanrıların Yiyeceği' ismini verdiler. Aztek ve Mayalar, kakaoyu sadece içmekle kalmadılar, ticarette de para yerine kakao kullandılar.

Avrupa ise çikolatayı 16. yüzyılda fark etti. Kristof Kolomb'un keşif gezisinde gördüğü bu lezzet İspanyollar tarafından önce Avrupa'ya, oradan da dünyaya yayıldı. İlk çikolata ise 1876 yılında İngiltere'de üretildi.

Vazgeçilmez tatlılardan biri olan çikolatayı bugünkü formuna ise İsviçreliler getirdi. 1876 yılında çikolatanın özüne süt katan İsviçreliler, sütlü çikolatayı elde etti.

• Günümüzde dünya genelindeki kakao ihtiyacının yüzde 75'i Afrika topraklarından karşılanıyor.
• Dünyanın en fazla çikolata tüketilen ülkesi ise, bu harika tatlıyı bugünkü formuna kavuşturan İsviçre. İsviçre'de kişi başına 8,7 kg çikolata tüketiliyor.
• İsviçre'yi kişi başı 7,9 kg ile Almanya ve Avusturya takip ediyor.
• Ülkemizdeki çikolata tüketimi ise kişi başına 3,1 kg.
• Bitter çikolata, flavonoidlerin en çok bulunduğu besinlerin başında geliyor. Bu da yaşlanmayı geciktirdiği anlamına geliyor. Hem tatlı hem faydalı, daha ne olsun!
• Bol miktarda barındırdığı magnezyum, çinko, kalsiyum, demir gibi mineraller sayesinde beyin fonksiyonlarını destekliyor aynı zamanda kalbi koruyor.
• Bitter çikolata, en yüksek kakao oranına sahip çikolata çeşididir. Kakaonun antibakteriyel özelliği ise diş çürümesini önlüyor.
• Bolca doymamış yağ asidi içeriyor böylece kötü huylu kolesterolü düşürüyor, iyi huylu olanı ise yükseltiyor.
• Çikolatanın, mutluluk hormonu salgılanmasına yardımcı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu konuda rakiplerini geride bırakan bitter çikolata, enerjiyi yükseltiyor, strese karşı savaşıyor.
• Uzmanlar, her gün bitter çikolata tüketilebileceğini söylüyor. Tabii dört parçayı geçmemek şartıyla.