Makro İktisat Giriş; Klasik-Keynesyen İktisat Karşılaştırma By: KeReM @ Date: 19 Mayıs 2021, 22:33:56
Klasik İktisat
-Ekonomiye arz yönlü ve uzun dönemli bakış açısı vardır.
-Her arz kendi talebini yaratır. -> Say kanunu
-Fiyatlar ve ücretler esnektir.
-Ekonomi her zaman tam istihdamdadır.
-İşsizlik diye bir sorun yoktur.
-Devletin ekonomiye müdahalesi gereksizdir.
-Para nötrdür. Yani reel değişkenleri etkilemez.
-Para talebi sadece işlem amaçlıdır ve faize duyarsızdır.
-Paranın değeri miktarına bağlıdır.
-Ekonomide yatırımlar tasarruflara eşittir. (I=S)
-Faiz esnektir ve faiz haddi mal piyasasında yatırımlar ve tasarruflar
tarafından belirlenir.
Keynesyen İktisat
-Ekonomiye kısa dönemde talep yönlü bakış açısı vardır.
-Ekonomide temel belirleyici unsurun talep olduğunu savunur.
-Fiyatlar ve özellikle ücretlerin yapışkan (rigit) olduğunu savunur.
-Kısa dönemde ekonomi eksik istihdamda olabilir.
-İşsizlik ekonomik bir sorundur.
-Devletin ekonomiye müdahalesi gereklidir. (Maliye politikası savunur.)
-Para nötr değildir. Para arzı reel değişkenler üzerinde etkilidir.
-Para talebi; işlem, ihtiyat, ve spekülasyon amaçlıdır.
-Para talebi faize duyarlıdır.
-I=S her zaman sağlanamaz
-Faiz para piyasasında para arzı ve para talebi tarafından belirlenir.
İktisat Politikası
Bir ekonomide büyümeyi sürekli kılmak ve iktisadi değişkenleri etkileyebilmek amacıyla uygulanan politikalara iktisat politikası denir.
Arz Yönlü İktisat Politikası: Ekonomide mal ve hizmet üretimini ve istihdamı arttırmak için uygulanan politikalara arz yönlü iktisat politikası denir.
Talep Yönlü İktisat Politikası: Ekonomide toplam talebi etkileyebilmek için uygulanan politikalara talep yönlü iktisat politikası denir.
Makro İktisat Giriş; Klasik-Keynesyen İktisat Karşılaştırma By: Kerem Date: 17 Mart 2023, 00:59:13
Klasik iktisat ve Keynesyen iktisat, ekonomik teori ve politikaları açısından farklı yaklaşımları temsil ederler. Klasik iktisat, 18. ve 19. yüzyıllarda gelişen bir ekonomik düşünce okulu olarak ortaya çıktı. İngiliz ekonomist Adam Smith'in "Ulusal Zenginlik Teorisi" gibi eserleri, klasik iktisat düşüncesinin temelini oluşturdu. Keynesyen iktisat ise, 20. yüzyılın başlarında İngiliz ekonomist John Maynard Keynes tarafından geliştirildi.
Klasik iktisat, piyasa ekonomisini savunur ve serbest piyasa ekonomisine dayalı bir düzenleme önerir. Klasik iktisat, piyasa mekanizmasının kendi kendine düzenlenmesine güvenir ve ekonomik büyümenin temel kaynağı olarak bir ülkenin üretken gücüne odaklanır. Klasik iktisat teorisine göre, talep ve arz dengesizliği oluşsa bile, piyasa mekanizması doğal olarak yeniden dengeye gelecektir. Klasik iktisat, devlet müdahalesini mümkün olduğunca azaltmayı ve ekonomik faaliyetleri özelleştirmeyi savunur.
Keynesyen iktisat, ekonomik aktivitenin kontrol edilebilir olduğuna ve serbest piyasa ekonomisinin bazı sınırlamalara tabi tutulması gerektiğine inanır. Keynesyen iktisat, özellikle büyük resesyonlar gibi dönemlerde, devletin ekonomiyi canlandırmak için müdahale etmesi gerektiğini savunur. Bu müdahaleler, kamu harcamaları, vergi indirimleri ve para politikası aracılığıyla gerçekleştirilebilir. Keynesyen iktisat, tüketici ve yatırım talebinin dengesizliğinin ekonomik durgunluğa neden olabileceğini ve bu nedenle devletin ekonomiyi canlandırmak için müdahale etmesi gerektiğini öne sürer.
Kısacası, klasik iktisat ve Keynesyen iktisat arasındaki temel fark, piyasa mekanizması ve devlet müdahalesinin rolüdür. Klasik iktisat, piyasa mekanizmasının öz-düzenleyici olduğuna ve devlet müdahalesinin mümkün olduğunca azaltılması gerektiğine inanırken, Keynesyen iktisat, devlet müdahalesinin ekonomik dengesizliği azaltabileceğine ve ekonomik canlanmayı destekleyebileceğine inanır.