10 soruda baba olmaya hazırlanın!

10 soruda baba olmaya hazırlanın!Günümüzde baba olmakla ilgili en çok merak edilen 10 soru ve cevapları..."Babalık", insanlığın var oluşundan beri süregelen bir rol de olsa, işte günümüzde baba olmakla ilgili en çok merak...

Başlatan: Maui - Güncelleme: 14 Şubat 2021, 18:38:13 - Gösterim: 639

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

14 Şubat 2021, 18:38:13 Son düzenlenme: 30 Ağustos 2022, 13:59:48 Kerem
10 soruda baba olmaya hazırlanın!


10 soruda baba olmaya hazırlanın!


Günümüzde baba olmakla ilgili en çok merak edilen 10 soru ve cevapları...

"Babalık", insanlığın var oluşundan beri süregelen bir rol de olsa, işte günümüzde baba olmakla ilgili en çok merak edilen 10 soru ve cevapları...


Bir erkeğin gözünden baktınız mı hiç baba olma sürecine? Bebeğin o mucizevi gelişim süreci aylarca eşinin içinde olup bitiveriyor. Sonra bir bakıyor ki, aralarına katılan ve viyak viyak ağlayan bu küçük şey, yalnız eşiyle ilgileniyor, onu istiyor. Siz olsanız, ne yapardınız? İçten içe kıskanmak olmamalı elbette bu duygunun adı. Ama belki de amatör davranışların en baş sebebi bunlar... Sonrasında ise bebek güldükçe, birlikte uyuyup kalındıkça, "baba baba..." dedikçe alevlenen, hiç bitmeyen bir aşka dönüşüyor bu duygular, kim bilir... Baba olmak tüm bu heyecanlarla birlikte, yaşandıkça anlaşılabilen bir duygu da olsa, biz baba olmakla ilgili en çok merak edilen 10 soruyu bir uzmana sorduk. Sorularımızı yanıtlayan Reem Nöropsikiyatri Merkezinden Psikolog Çiğdem Akyıldız, babalara ailesini büyütmenin tadını çıkarmalarını öneriyor.

1- Erkekler kendilerini baba olmaya ne zaman hazır hisseder?

Bir çiftin aile olmaya karar vermeleri beraberlikleri boyunca attıkları en önemli adımlardan biridir. Çiftlerin birlikte yaşamaya karar vermeleri, hayatlarını birleştirmek istemeleri anne ve baba olmaya da hazır oldukları anlamına gelmez. Her ne kadar toplumsal baskı, birlikteliklerin ilerleyen zamanlarında artarak devam etse de, kadın ve erkeklerin bu baskılar sonucunda anne-baba olmaları arzu ettiğimiz bir durum değildir. Her birlikteliğin kendi iç dinamiği vardır. Çiftler anne-baba olmaya karşılıklı hoşgörü ve anlayışla karar vermelidirler. Bazı durumlarda kadınlar ve erkekler birbirlerinden farklı zamanlarda çocuk sahibi olmaya hazır hissedebilirler. Bu gibi durumlarda çiftler birbirlerini dinleyerek anlamaya çalışmalıdırlar ve her iki taraf da hazır oluncaya kadar beklemelidirler.
Erkeklerin kendilerini baba olmaya hazır hissettiği belirgin bir yaş yoktur. Babalık duygusunu hissediyor olmak ve bir çocuğun sorumluluğunu kaldırabilecek olmak belirleyici etmenlerdir. Sorulması gereken soru, aile dinamiğini nasıl etkileyecekleri ve değiştirmek istedikleridir.

2- Baba olmaya nasıl hazırlanmalı?

Babalığa aday olan erkekler her şeyden önce hayatlarının bebek sonrası kısmında yaşayacakları birtakım farklılıkların bilincinde olmalılar. Baba olmadan önceki yaşantılarında daha pervasızca davranılabilirken çocuk sahibi olduktan sonra kendisine bağlı ve bağımlı olan bir canlının sorumluluğunu almaya da aday olmaları gerekir. Her ne kadar çocuk sahibi olmanın bir sürü güzel yanı olsa da bir o kadar da çileli bir tarafı vardır. Çiftler gönüllülükle anne-baba olmaya karar vermezlerse uykusuz geceler, bebeklerin öz bakımı, bebeklerini doyurmak, temizlemek gibi işlemler külfet olarak algılanabilir.

Halbuki çocuk sahibi olmaya karar vererek bu yola giren çiftler başkaları için sevimsiz görülen bu işleri büyük bir keyifle yürütürler, bu işler gündelik hayatlarının bir parçası oluverir ve ağırlıklarını hissetmezler. Erkekler tıpkı kadınlar gibi bebekleriyle ne kadar, nasıl ilgilenebileceklerinin düşüncesini taşımalıdırlar. Eğer bebek sahibi olmanın olumsuz olarak addedilen tarafları kişiye yük olarak görünmüyorsa baba olmaya hazır demektir.
Bu dönemde erkeklerin daha önce baba olan arkadaşlarından fikir almaları da mümkündür. Arkadaşlarının uygun oldukları bir hafta sonu birlikte tatile çıkabilirler ya da arkadaşlarının bebeklerini parka, yemeğe, vs. götürerek bebekleri olduğu halde hayatlarının nasıl olacağını test edebilirler.

3- Baba adayları hamilelik sürecinde nasıl bir psikoloji içinde olurlar?

Hamilelik süreci sadece kadınların değil, erkeklerin de etkilendiği ve değişim geçirdiği bir süreçtir. Unutulmamalıdır ki çocuk sahibi olmak ailenin dinamiğini değiştirecek güçlü bir etkidir. Eğer Mirce iyi yönetilirse birliktelik bir üst aşamaya geçer, daha farklı bir şekilde konumlanır. Aileye çocuğun da katılmasıyla aile büyür, güzelleşir. Aksi bir durumda anne ya da baba kendini hazırlıksız yakalanmış, ne yapacağını bilemez halde bulabilir.

Bu süreçte erkekler eşlerine onların yanlarında olduklarını hissettirmelidirler. Erkeklerin de daha çok sorumluluk alacağı bir sürecin başlangıcı olduğundan bu aşamada olabildiğince sakin olmaya çalışmak gerekir. Sonuçta sorumlulukların artmasının nedeni, aileye katılacak "kendilerinden bir parça"dan kaynaklanıyor. Bu bebek kendi rızaları ve istekleriyle dünyaya gelecek. Bu düşüncelerin olumlu sonuçlarına odaklanmak kişiye iyi gelebilir.

Erkekler hamilelik zarfında geçen sürede bebeğin gelişimini yakından takip ederek her ne kadar bebek anne kamında büyüse de kendilerini sürecin bir parçası gibi hissedebilirler. Erkekler çoğu zaman dile getirmeseler de anne ve bebek arasındaki bağı kıskanabilirler.
9 ay boyuncu bebek ile annenin kurdukları bağın bir parçası olmak için mutlaka hafta hafta ne olduğunu, bebeğin gelişiminin nasıl bir tablo izlediğini bilmelerinde yarar vardır. Bunun için hamile ve doğum doktorundan yardım alınabileceği gibi bebek gelişim kitaplarından ya da internetteki güvenilir kaynaklardan da faydalanabilirler.

4- Erkeklerde hamilelik döneminde görülen Couvade Sendromu ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Evet, bazı erkekler eşleri hamile kaldıktan kısa bir süre sonra hamilelik semptomları yaşamaya başlar. Buna Couvade Sendromu adını veriyoruz. Genellikle hamileliğin ilk 3 aylık döneminden sonra belirtiler ortaya çıkar. Mide, bağırsak sistemi rahatsızlıkları, karın büyümesi, iştahta artma ya da azalma, sırt ağrıları, bacak krampları, halsizlik, uyku yakınmaları, kokuya hassasiyet, diş ağrısı, deride isilik, bayılma ve kilo alma Couvade Sendromu yaşayan kişilerin şikâyetçi oldukları semptomlar arasındadır. Bu sendromun kaynağının baba adaylarının, hasta olmaktan ziyade baba olmak konusunda yetersiz bilgilendirildiklerinden kaynaklandığını söylemek daha doğrudur. Bu sendrom: hamileliğe hissî olarak katılma arzusuna, önceki çocuk sayısına, yaşadıkları strese ve hamilelikten önceki genel sağlık durumuna bağlı olarak ortaya çıkabilen bir durumdur.

Bu sendroma yakalanmamak veya baba adayı eğer rahatsızlık belirtileri gösteriyorsa olumsuz etkilerinden kaçınmak için hamilelik döneminde erkeklerin eşleriyle yakın duygusal temas kurmaları gerekir, erkeklerin eşlerinin hamilelikten kaynaklanan yakınmalarıyla ilgilenmeleri, mümkün olduğunca fiziksel olan ya da olmayan hassasiyetlerine saygı göstermeleri çok önemlidir. Bunun gibi yakınlık gösteren davranışlar içerisinde olmak eşlerin birbirleri arasındaki duygusal bağı güçlendireceği gibi sendromdan kaynaklanan semptomları da ortadan kaldıracaktır.

5- Baba olmak bir erkeğe neler kazandırır?

Baba olmanın getireceği sorumluluklar bir yana bu duyguyu kendilerini hazır hissettikleri zamanda yaşayan erkekler, hamilelik sırasında ve bebeğin gelişi sonrasında bu duygunun daha önce hissettikleri hiçbir şeye benzemediğini ifade etmişlerdir, erkekler çocuk sahibi olmaya kendilerini hazır hissettikleri anda babalık duyguları yaşıyorlarsa, kendilerini hazır hissetmeden baba olan kişilere göre sorumluluk duygusunu daha pozitif anlama gelecek şekillerde algıladıkları yapılan araştırmalarla desteklenmiştir. Bazı erkekler çocuk sahibi olduktan sonra sorumluluk sahihi olmalarının kendilerine güvenlerini arttırdıklarını söylerlerken bazı erkekler bu durumu sosyal yaşantılarını bitiren bir olgu olarak değerlendirmişlerdir.

Siz olmadan hayatına devam edemeyecek olan birisinin varlığı, babalığa hazır olan kişi için korkulacak bir şey değil, aksine gurur duyulacak bir hadise olarak karşımıza çıkar. Aynı zamanda çocukların varlığı anne babaların evlerine gittiklerinde kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamaktadır. Çocuklar için anne ve babaları en çok güvendikleri kişilerdir, özellikle erkekler için, kendilerinin en azından birisi için hayattaki en değerli varlık olduklarını bilmek kendilerini çok değerli hissettirmektedir.

6- Babalar artık çocuk eğitimi ve bakımında aktif rol oynuyorlar mı?

Daha önceleri ailede işler: kadının ev işleri ve çocuklarla ilgilenmesi ve erkeklerin de dışarıda çalışarak evin ekonomik geçimini sağlamaya yönelikken, günümüzde kadınların da erkekler gibi iş gücüne katılmaları çocuğun bakımının sadece anne tarafından yapılmasını zorlaştırıyor. Kadınlar da evin dışında çalışarak evin geçimine katkıda bulunuyorlar. Erkekler de çocuk sahibi olduktan sonra annenin görevlerini onlarla paylaşarak kadınlara yardımcı olmalıdırlar. Eskiden olduğu gibi, "Ben sadece severim, altını değiştirmek, beslemek, gazını çıkartmak, gezdirmek gibi işler annenin işidir" diyerek bu görevlerden kaçamıyorlar.

Günümüzdeki babaların bazılarını kucaklarında çocuklarıyla oyun parklarında ya da önlerinde önlükleriyle restonranlarda çocuklarına yemek yedirirken ya da ellerinde poşet çocuk bezi, mama alışverişinden dönerken görebiliyoruz. Böylece erkekler çocuk bakımında anneye yardımcı olarak çocuklarıyla daha yakın ilişki kurabiliyorlar.

7- Bahanın erkek ve kız çocuklar üzendeki önemi ve rolü nelerdir?

Erkeklerin çocukların gelişimi üzerinde özellikle de erken gelişim döneminde oldukça önemli etkileri vardır. Çocuklarının 4-5 yaşlarında olduğu dönemde karşı cins ebeveyne daha çok ilgi duyduğunu biliyoruz. 4-5 yaşlarındaki kız çocukları babalarına aşırı özen gösterirlerken aynı yaşlardaki erkek çocukları daha çok annelerine düşkün olurlar. Bu yaşlardaki çocuklar anne ve babalarının birbirlerine yakınlık göstermelerine bile tahammül edemeyebilirler. Elbetteki bu durum çocukta ciddi bir ruhsal yaralanma bırakacak kadar güçlü değildir.

Bunu takip eden gelişim dönemlerinde ise bu durum değişir ve kız çocukları anneleri ile erkek çocukları ise babaları ile özdeşleşirler. Elbette 4-5 yaşlarındaki çocukların karşı cins ebeveyne yakınlık göstermeleri diğer ebeveyni tamamen reddettikleri anlamına gelmez, önemli olan her iki cins ebeveynin de çocuğun gelişiminde etkili olmasıdır.
Ailelerin dikkat etmesi gereken, çocuklar arasında ayrım yapmamaktır. Çocuklarının cinsiyeti üzerinden sevgi gösterilerinde bulunmak, çocukları erkek ya da kız olduğu için övünç duymak ve bunu çocuklarının sanında yapmak hem ailede yer edinmeye çalışan çocukların arasında rekabet yaşanmasına hem de çocukların benlik algılarının gelişememesine neden olabilir.

Bu durum da gösteriyor ki çocukların gelişimlerinin her evresinde babaların önemli etkisi vardır, öncelikle kız ya da erkek olsun çocuklarla yakın ilişki kurmak baba-çocuk arasındaki ilişkinin gücünü ve niteliğini belirler. Erken dönem çocukluk zamanlarında kurulan bağlar ileriki yıllarda daha kuvvetle gelişmeye devam eder.

8- Babalara çocuk eğitimiyle ilgili tavsiyeleriniz nelerdir?

Erkeklere verilebilecek en önemli tavsiye eşleri ile koordineli çalışmaları olacaktır. Çiftler birbirlerinin ihtiyaçlarını karşıladıkları ve birbirlerinin eksikliklerini giderdikleri ölçüde ilerleme sağlarlar. Her babanın unutmaması gereken, mükemmel olmaya çalışarak hem kendilerini hem de çocuklarını yormamaları ve çocuklarına da mükemmel olmak zorundalarmış gibi hissettirmemeleridir. Her yetişkinin olduğu gibi her çocuğun da güçlü ve zayıf olduğu özellikleri vardır. Asıl önemli olan babaların bunun bilincinde olarak çocuklarına eksik yanları da olduğunu-olabileceğini belirterek cesaretle hayata atılmalarını teşvik etmektir.

Çocuklar erken gelişim dönemlerinde eğer uygun yaşam ortamları varsa güçlü oldukları yanlarını göstermeye başlarlar. Bu dönemlerde hem annelerin hem de babaların çocuklarının ilgi alanlarına karsı dikkatli olmaları gerekir. Çocukları en çok neleri yapmaktan keyif alıyorsa ileride bu dallarda eğitim almaları teşvik edilebilir.

Yapmaktan kaçınılması gereken ise kendi gerçekleşmeyen düşlerini, arzu ve isteklerini çocuklara yansıtmaktır. Çocuklar anne-babaların uzantıları değillerdir ve onlara bu şekilde davranılmamalıdır. Kendi kişiliklerinin gelişimlerini tamamlamaları için onlara ağır gelmeyecek şekilde sorumluluk duygusu aşılanmalıdır.

9- Babalara eslerine destek olmak konusundaki tavsiyeleriniz nelerdir?

Hamilelik sırasında ve sonrasında kadınlarda birtakım hormonal değişimler gerçekleşir. Kadınlarda gerçekleşen bu fizyolojik değişimler bunlardan ruhsal olarak etkilenmelerine neden olur. Kadınlar bu dönemde etraflarındaki değişimlere daha duyarlı hale gelebilirler. Erkeklerin yeni anne olmuş eşlerine karşı daha anlayışlı olmaları gerekir.

Özellikle bu evrede eşinize bebek bakımı konusunda nasıl yardımcı olacağınızı göstermeniz çok önemlidir. Hem bedenlerinde olan değişimleri kaldırmaya ve bunlara alışmaya çalışmak diğer yandan da bebeğin gelişiyle hayatlarının nasıl etkileneceği konusunda endişelerini dindirmeye çalışmak konusunda erkekler eşlerine, "Ben ne olursa olsun yanındayım. Hormonal değişiklikler için hiçbir şey yapamam en azından etkilerini azaltmaya çalışabilirim, ama çocuğumuzu birlikte büyüteceğiz. Ben bu konuda senin en büyük destekçin olacağım!" mesajını verebilmelidirler.

10- Erkeklerin babalık rolünü üstlenmesinde kadınların etkisi nedir?

Erkeklerin olduğu kadar kadınların da çocuklarını dünyaya getirmeden önce anneliğe hazır olması gerekir. Bebeğin bakımı konusunda da erkeğin her adımında "Beceremedin işte...", "Sen yapamazsın!" gibi olumsuz sözel ya da davranışsal girişimler erkeği bebek bakımından uzaklaştırır. Bu durumda erkeklerin kendilerini geri çekmeleri kaçınılmaz gibi görünmekle beraber yapılması gereken, eşleriyle konuşmak ve bu hareketlerinin yanlış olduğunu fark etmelerini sağlamaktır.

Çoğunlukla erkekler eşlerinin bu davranışları karşısında konuşmaktan kaçınırlar. Bunun nedeni gerçekten de kendilerine güvenmiyor olmaları olabilir. Bu duyguyu pekiştirmek ise erkeklerin öz saygıları açısından pek faydalı değildir. Aynı zamanda bebeğin tüm bakımıyla ilgilenmeye çalışan ve bunu asla olması gerektiği gibi yapamadığını düşünen kadınlar umutsuzluk hissedebilirler.

Giderek hiçbir işlerini yetiştirememeye, kendilerine zaman ayıramamaya başlayabilirler. Bunun neticesinde eşlerinden daha fazla yardım talebinde bulunurlar ve kendilerini bebeğin bakımı konusunda ne kadar yalnız hissettiklerini dile getirirler. Bunun üzerine becerisizlik duygusu bebeğin gelişiyle pekiştirilen babalar tekrar bir yenilgi hissetmemek adına kendilerini bakım işinden çekebilirler. Bu sebeple çiftin ilişkileri olumsuz olarak etkilenebilir.

İşlerin bu raddeye varmaması için erkekler eşlerinden bu tür yaklaşımlar görürlerse hemen müdahale etmeliler ve durumu konuşarak çözüme kavuşturmalılar.

Ailenizin büyümesinin tadını çıkarın

Elbette kadınların ve erkeklerin hayatları, çocuklarının gelişinden sonra eskisi gibi kalmayacaktır, ancak önemli olan bu değişimlerle nasıl baş edebildiğiniz ve ailenizin yeni üyesini büyük bir sevgi ve ilgiyle karşılaşabilmenizdir. Yeni yaşantınızın öncekinden farklı olması daha kötü olduğu anlamına gelmez. Ailenizin büyümesindeki keyfi yakalamaya çalışın ve ailenizin yeni üyelerini hazır olduğunuz zaman çağırın.


Alinti: hurriyet.com.tr
Kerem imza


Deli tarafıma denk gelmeyin, zira orada ben bile hükümsüzüm...

Benzer Konular (5)

6193

Yanıtlar: 2
Gösterim: 547

2890

Yanıtlar: 9
Gösterim: 902

1815

Yanıtlar: 0
Gösterim: 1487

547

Yanıtlar: 0
Gösterim: 642

Clicky